Cvp: Ubudiyet ABD-UBUDİYET
ABD : “ Kul. Köle. Hizmetçi.”
UBUDİYET : “ Kulluk. Kölelik. Bendelik.” “ Kul olduğunu bilip, Allah’a itaat etmek”
“ İbadet, Allah’ın razı olduğu şeyi yapmak, ubudiyet ise Allah’ın yaptığına razı olmaktır.” (Hak Dini Kur’an Dili)
Kulluk
“Ubudiyet”, lûgat olarak “kulluk” mânâsına geliyor. Kul olduğunu bilen, bu dünyada dilediği gibi ömür süremeyeceğinin şuurunda bulunan ve bu âlemde misafir olduğunun farkında olan bir insan kulluk vazifesini seve seve yerine getirir.
Ubudiyet devamlıdır, kesikli değil. Çünkü kulluktan ayrı olduğumuz bir ânımız yok. Her an hayatı tadan, her an bedeninden istifade eden ve her ânı Allah’ın yarattığı bu âlem içinde geçen insan daima kuldur. O hep doğru söyleyecek, hep helâl yiyecek, hep meşru dairede dinleyecek, bakacak, düşünecektir.
Sabahtan öğlene kadar ömrünü istikamet üzere, isyansız geçiren bir kul, öğle vaktinde Rabbinin emriyle bu kulluğunu en ileri mânâda hatırlar ve ilân eder. O’nun emrettiği tarzda kıldığı namaz, kulluğun şuurunda olmanın, aczinin, fakrının, zilletinin şuurunda olmanın ve bunu el bağlama, bel bükme ve yüz sürme şeklinde ilân etmenin en güzel ifadesi.
Ubudiyet bir sahra ise, ibadet o sahrada yer yer yükselen dağlar gibi.
İbadet insanda kulluk şuurunu pekiştirir, kuvvetlendirir. Bu şuur sayesinde insan, emdiği havanın, içtiği suyun, aldığı gıdanın hep Allah’ın ihsanı olduğunu düşünür ve kalbi Rabbine karşı sonsuz bir minnettarlıkla dolar. Güneş’i O’nun lâmbası, Ay’ı O’nun kandili, geceyi O’nun örtüsü bilir ve Rabbinin misafiri olmanın hazzını ruhunun tâ derinliklerinde hisseder.
O’nun ulûhiyetine imanla mukabele ettiği gibi, nimetlerine şükürle, kemaline hayretle, hikmetine tefekkürle, musibetlerine de sabırla mukabelede bulunur.
Zaten ubudiyet de bu demek değil midir?..
İBADET : “Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirmek, Allah’ın emirlerine boyun eğmek”
“Kendi kusurunu, acz ve fakrını görüp kemal-i rububiyetin ve kudret-i samedaniyenin ve rahmet-i ilâhiyyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmek.” İşârât-ül İ’caz |