Konu Başlıkları: ""Mealciliğe Reddiye""
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18 Şubat 2011, 13:11   Mesaj No:5

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: ""Mealciliğe Reddiye""

Selamun Aleykum

İslam dininin esas kaynağı ku'ran'dır.Kur'an'a yöneldiğimiz vakit görürüz ki ku'ran da mutlak manada itaat edilmeye layık bir peygamber profili vardır.Bu öylesine bir profildir ki kendisine şeksiz şüpesiz tam teslimiyet gösterilmeden Allah'ın istediği bir şekilde iman gerçkelşmiş olmaz.

Yahudi ve hırıstiyanlar peygamberlerin arasını ayırmaya çalıştılar, Allah onların bu peygamber inançlarını kabul etmemiş,müminlerin vasıflarını çizerken onlar hiç bir peygamberin arasını ayırmazlar hepsinin Allah'ın elçileri olduğuna iman ederler diye buyurmuştur.

Mümin ne peygambelerin arasını ayırır,nede Allah ile peygamberinin arasını ayırır.Bakın peygamberlik misyonunu daha iyi anlaya bilmek için için bir kaç misal üzerinde duralım.Özellikle bedevi (gundi) olan müslümanlar yapıları itibari ile biraz sert,birazda cahil insanlar idiler.

Nebi'yi (sav) çağırıken sokağın ortasında "hey Muhammed hele dur bakalım sana bişey soracağım" gibi kaba,saba hitaplar kullanırlardı.Bedivelerin bu tarz hitaplarını Allah ku'ran da çok sert ifadelerle:Muhammed (sav) sizin babınızın oğlumu ki böyle hitap ediyorsunuz,öyle birbirinizi çağırır gibi onu çağıramzsanız diye bedevileri kınamıştır.

Mekke fethi döneminde Mekke'nin fetih edileceği haberi bir sahabi tarafından sızdırılmıştı,Halbuki mekkenin fetih edileceği gizli bir toplantı sonucu alınmış bir karar idi dışarıya sızılmaması gereken bir haber idi.Allah'ın Rasulu derhal konseyini topladı ve bu haberi sızdıran sahabiyi ortaya çıkardı.

Bunun üzerine sahibilerden biri toplantıda ayağa kalkarak haberi sızdıran kardeşine yönelik onun kabilesine olmadık sözler söyleyerek bu kabilenin ikiyüzlü olduğunu söyleyince.Ortalık karıştı sahabilerin kabileci duyguları kabarmış Allah'ın Rasulunun huzurunda birbirlerine girmişlerdi.

Allahın Rasulunun bütün çabalarına rağmen onu dinleyen yoktu işte bu sırada Allah teala öylesine sert ayetler indirdiki sahabiler neye uğradıkları şaşırdılar ve nerdeyse yere çakılıp kaldılar.

O zamana kadar dahi peygamberlik fonksiyonunu tam anlayamayan sahibleri Allah ses tonunuzu onun ses tonundan daha fazla yükseltmeyin yoksa amelleriniz boşa gider dedi ve onları azarladı.

Bugün peygamberin devre dışı bırakılmak istenme çabaları bu nuzül sebeplerini bilmedikleri için ku'ran'ı sadece mealden okuyarak anlamaya çalışmaları onların meyve vermeyen odun misalı olmalarına yol açmaktadır.

Allah'ın Rasulu bağlılık ku'ran'ın dışında bir bağlılık değildir ki onu bir çırıda silip atalım.yada Rasul babamızın oğlu yada herhangi bir alim değildirki onu görmemezlikten gelelim.

Madem ki ku'ran evrensel o halde ku'ran'ın içerisinde profili net berrek açık olan bu peygamber nasıl olurda YAPTI İŞLETTİ DEVRETTİ gitti mantığını taşıyabilirsiniz.Bu düşünce kurana ters bir düşüncedir.Biz müslümanlar ne Nebiyi kurandan ayrı tutarız,nede kuranı Nebiden ayrı tutarız.

Bir kaç sözde peygamberin kişisel ve koşulsal olan amelleri üzerinde söylemek gerekirse.

Bakın bazı kesimler Allah'ın Rasulunun 1400 yıl önceki fiziksel, kouşulsal, kişisel bazı hallerini günümüze taşımaktadırlar.Buda çok yanlış bir peygamber tanımıdır.Ku'ran'ı defalarca okuyan biri olarak diyorumki eğer peygamber türkiyede doğmuş,40 yaşına kadar yaşamış olsa idi,aynen benim gibi sizin gibi giyinir bizim şuan kültürümüzde olan yiyecekleri yerdi insan olarak bizim yapmış olduğumuz ticareti oda yapardı.

Demek ki sünnet olan onun giyim tarzı onun hoşlandığı sebzeler meyveler değildir.Bugün bile arabistandan buraya getirmiş olduğu bir leğen dolusu kuma yemekten önce el sürmek yemekten sonra tekrar el sürmek bu sünnettir demek Allah'ın Rasulunun sünneti olamaz.

Halbuki şunu iyi bilyoruzki arabistanda su sıkıntısı o dönem de had safhada idi.Allah'ın Rasulunun bir çeşit teyemüm yapmış olması manevi bir rahatlık meydana getirmiştir.

Bugün eğer bunu sünnet olarak almak ihtiyacı duyan bazı beakıllılar varsa bunu neden yemekten önce el yıkamak,yemekten sonra el yıkamak olarak anlamazlar.

Bu böyle olunca sünnet evrenselleşmiş olmazmı bütün dünyadaki insanlara hitap etmiş olmazmı? Velhasıl yaramız çok büyük.

Bir yandan sarık cüppe şalvar sünnet adı altında kutsallaştırılmakta.Bir yandada peygamber de kim olmuş biz ku'ran'ı ondan daha iyi anlarız diyerek peygamber kaale bile alınmamakta.

Öte yandan peygamberde neymiş biz fena olduk biz fillah olduk biz gökleri yardık arşları deldik geçtik haşa Allah'a ulaştık haşa onun içinde eridik gibi şirk küfür dolu düşünceler dolu inançlar.

Demek ki yaramız çok büyük daha söyleyacek daha çoook sözümüz vardır.Müslümanlara dur durak yok gece gündüz yok ancak Allah yolunda çalışmak vardır.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla