Cevap: Dört Mezhepten Birine Uymak Şart Mıdır? Mezhep konusu bu forumda daha önce çok geniş bir şekilde işlendiğinden dolayı mezheplerin görüş ayrılıklarını işlemek yerine bugün kendisini mezheplere mensup sayanların durumlarını ele almak istedim. Bu sebeple mesele kişinin hangi mezhebe tabi olup olmadığı değildir.Mesele kendimizi nisbet ettiğimiz mezhebin görüşülerini okumamış olmamız ve Mezhep imamamızın hayatı hakkında hiç bir fikir sahibi olmamamızdır. Bugün yaşadığımız ülkede halkın %80ni takriben hanefi mezhebine mensup olduklarını sözylemektedirler buna "ferdi" de dahil. Gerçi doğu genelde şafi-i mezhebindendir fakat istisnalar kaideleri bozmazlar.Sokağa çıkıp bir anket yapacak olursak şunu görebiliriz halkın %80 nin %75 i imamı azamın ne hayatını nede fetvalarını bilmediklerini görmek mümkündür.İşte asıl dikkat çekmek istediğim konu bu idi.Bizler bugün beşiktaş galatasaray fenerbahçe gibi takımların tüm futbolcularının isimlerini kuruluş tarihlerini hangi sezonda hangi transferlerini yaptıklarını beynimizi patlatırcasına öğreniyoruz. Fakat iş mezhepler ve din konusuna gelince işte orada samimiyetliğimiz malesef sona eriyor.Bende şunu dedim eğer biz samimi isek kendi icat ettiğimiz mezhep ekollerinin fikirlerini buyrun yaşayalım.İmam Azamın fıkhı ve siyasi fikirlerinin yanından bile geçmeyen insanlar bu meseleler ortaya çıkınca hemen cahilane bir tavırla "Eyvah mezhebimiz elden gidiyor sıra şimdide peygamberde" diyerek mezhep imamlarına olan saygınlığnı ortaya koymuş oluyor.Yani bizler nasıl Kuranı terk ettiysek mezhepleride öylece terk etmişiz. Zemahşerili abim yukarudaki link teki yazının tamamını okudum orada kabuter adlı üyemiz konuyu şahane özetlemiş ve çok çarpıcı örnekler vermiştir.Kendisini kutluyorum. Osmanlı imparatorluğu hanefi fıkhını develetin anayasası olarak kabul etti ve tüm idari yürütme işlerini bu fıkıh üzerine yaptı.Fakat bunun sıkıntılarını o kadar büyük çapta yaşadıki daha sonra şöyle bir sistem geliştirdi. Farklı mezheplere tabi olan bazı bölge halklarına davacı dilediği takdirde başka mezhebin fıkhı üzerine dava açabilme kolaylığı getirdi. Bugün aynı uygulamayı devlet anayasası olarak uygulamaya çalışırsak aynı çıkmazı bizlerin de yaşayacağı kesindir. O halde gerek devlet anayası olsun gerek kişinin kendi hayatını muamelatını düşüncelerini olsun düzenlerken kuran ve sünnet eksinli yapmak farzdır zorunluluktur üzerine bir tek cümle dahi söylenemeyecek bir hakikattır.Bizler hep şunu gözden kaçıryoruz bugün bizim sahip olduğumuz kaynaklar ogünkü şartlardan dolayı imamaların sahip olduklarından çok daha fazladır. Yani bizler onlardan milyon kat daha iyi imkanlara sahibiz. Bugün gerçek bir islam devleti olsa kendi şeyhül islam makamı olur ve tüm fetvaları bu makam alır.Bazı arkadaşların dediği gibi hakimler (kadılar) bu işi yapmaz,hakimlerin görevi bu değil hakimlerin görevi şeyhül islam makamının vermiş olduğu fetvalar doğrultusunda hüküm vermektir. islamda dininde temel konular kuranda sünnette nettir bunlarda görüş ayrılığı olamayacağı gibi tali meselelerde ise din insana manevra alanaı tanımıştır.Bunda şeyhül islam makamı Kur'an ve sünnete aykırı düşmemek şartı ile yeni maddeler halinde belirleyeceklerdir. Fakat günümüzde böyle bir idare şekli olmadığından konumuz bu değildir konumuz ferd bazındadır. Evet bugün İslam aleminde bu sunni gündem ile Müslümanı Müslümana kırdırma çabasında olan Tutucu ve Cahil kesimler,Şiiyi,vahabiyi,Mutezileyi vs Müslüman kabul etmeyerek sözde İslama hizmet ettiklerini zannediyorlar,İsimlerini zikretmiş olduğum vb Mezhep mensuplarının tümü Aynı Allah’a ve Aynı İmani konulara inanmış iken kimin işine geliyor bu tür suni gündemler ile Müslümanları meşkul etmek düşünür isek cevabı açıktır.Tabiki İslam düşmanlarının ve Bu düşmanlara hizmet eden zihniyetlerin., YİTİK SEVDA adlı üyemizden alıntı Güzel abim mezhep konusu sunni bir gündem değil gündemin ta kendisidir.Mezhep imamlarının tali konulardaki görüş ayrılıkları günümüz insanlarında temel ayrılıklar olarak yer almıştır.İş hiçte bu kadar basit değildir. Bugün yeryüzünde kendisini bu mezheplere nisbet eden devletlerin hiç bir tanesinde mezhep görüşleri siyasi anlamda birşey ifade etmemektedir. Kendilerini mezheplere nisbet edenler bu mezhep imamlarının görüşlerini paylaşmıyorlar. Bu durum şia için olduğu gibi diğer mezhep mensupları içinde geçrelidir.Yani konular bugün hep itikadi boyut kazanmış mezhep imamlarının görüşleri ile bir alakaları kalmamıştır. Artık vahdet-in sağlanması söz konusu olamaz.Siz bugün şia ya mensup birini sunni bir mezhebe mensup biriyle aynı inanç esası aynı birlikteliği sağlayabilirmisiniz? bu mümkün değildir. O halde öz kaynağın etrafında toplanmadıkça gerisi bomboş bir çabadan öteye geçmez.İnsanlar tüm bildikleri dini bilgilerini silip atacak yeniden tıpkı mekkede ilk vahyin indiği an gibi iman edecek islamı kurandan öğrenmekten başka vahdaniyet söz konusu olmaz zaten olamıyorda. Rabbimiz öte alemde bize bir mezheb bağlı olup-olmadığımızı sormayacağını nerden biliyorsunuz ? Buna bu kadar nasıl emin olabilirsiniz ? Oysa, imandan sonra en birinci sual olunacak hususlardan biri namazdır. Namazımızı neye göre ve nasıl kıldığımız sorulmayacak mı ? Örneğin sizi namazda ellerinizi göbeğinizin üstüne bağlamıyor musunuz? Hambeliler ise, ellerini bağlamadan yana salıyorlar. Dolayısıyla bu husustaki bir soru bizi otomatikman mezheb uygulamalarına götürmüyor mu ? Örneğin, hiçbir mezheb uymadan kıymada ellerini başının üstüne bağlayan bir müslüman , nasıl bir cevap verebilir acaba ? Bu sebeple mezheb çok önemlidir. yakuti adlı üyeden alıntı İşte biz bu anlayışa sahip olduğumuz müddetçe bir arpa boyu yol almamız söz konusu olamaz. Yakuti bey Rabbimiz öte alemde bize bir mezheb bağlı olup-olmadığımızı sormayacağını nerden biliyorsunuz diyor. işte söylemek istediğim şey bu eğer yakuti arkadaşımız allahın kitabından haberdar olsaydı inanın bu cümleyi kullanma ihtiyacı duymazdı.ahirette bizim hangi kitaptan hesaba çekilceğimiz açıkça yazılıdır. Namazımızı neye göre ve nasıl kıldığımız sorulmayacak mı diyor yakut bey.Bu anlayış heppimizn anlayışı yani buna nasıl cevap yazacağımı dahi şaşırdım.Böyle bir anlayış olurmu Allah aşkına.Tabiki Allah'ın rasulunden başka nerden olacak.İşte bizim mezhep anlayışımız bu. Bu anlayışın bizi çok farklı bir yola koyduğuna güzel bir örnektir. Namaz kılarken kimin elini nerde bağladığı beni ne ilgilendirirki "Din konusunda kimin ne dediği yada ne yaptığı değil Allah ve rasulunun ne dediği önemli"Allah'ın rasulu nasıl bağlamış ise müslümanın yapacağı bağlama şeklide odur.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |