Alıntı:
kamer34 Üyemizden Alıntı
ESMA NUR bacım şuna inanıyorumki siz bu sözleri en temiz duydularınızla anlamaya çalışyorsunuz bundan hiç bir şüphem yok. fakat bu sözyleyen zat sizin gibi temiz duygularla bu sözleri söylememektedir. Şimdi sözlere bir bakalım "Diyorsun ki; "ben sana gönlümü verdim." İyi de gönül dediğin nedir ki ey sevgili? burda ey sevgiliden hitap yanlıyorsan yüce Allah olarak kast etmeketdir. Mevlana bu cümlesinden yüce Allah'ın kendisne gönül verdiğini beyan etmektedir. "İyi de gönül dediğin nedir ki ey sevgili?" Mevlana yüce Allah'ın kendisine gönül vermesini küçümseyerek gönül dediğin nedir bundan daha fazlasını talep etmemektedir "Ben sana hiç gönlümü verir miyim? Bu mısraları dikkatle baktığımızda vahdeti vucud anlayışı yavaş yavaş ortaya çıkmaktadır.Mevlana yüce Allah ile adeta konuşarak sen bana gönül vermiş olabilirsin fakat ben sana gönül vermem diyor. "Çünkü gönül dediğin toprağa girince toz olur, toprak olur. Ben sana ruhumu veririm." Çünkü ruhum sende sonsuzluk olur! İşte final söz bu ben sana gönlümü değil ruhumu veririm çünkü ruhum sende sonuzluk olur. Şimdi şöyle düşünelim bir kulun ruhu Allah'ta nasıl sonsuzluk olur bir kul ruhu ile Allah'ın ubudi vasfı nasıl birbirleri içerisinde erime meydana getirebilir. İnsan allahın kuludur onun saltanatının bir göstergesi ve ol emrinin bir sonucudur. Kul Allah'ın kendisi değil Allah'tan bir parçada değildir o halde kul ne cismani nede ruhani bir şekli ile Allah'ın zatında ubudiyetinde erime yada birleşme meydana getiremez.Böyle düşünmek şirktir Allah'ın tüm ayetlerine muhalefet etmek demektir. Bu konuda uzman olan hocalarımız varsa Allah ile kul ilişkisini Kur'an-dan örnekler vererek ortaya koyabilirler. |
Bu açıklamanızı okuyunca aklıma Mevlana'nın şu sözü geldi:
"
Suskunluğum asaletimdendir, her lafa verecek cevabım var ama; bir lafa bakarım laf mı diye, birde adamına bakarım adam mı diye!"