Konu Başlıkları: Nefs
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 19 Ocak 2008, 10:06   Mesaj No:13

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Nefs

C. NEFSİN TERBİYESİ

[FONT=Arial][SIZE=2]Nefsin terbiyesinden amaç; nefsi ilk yaratıldığı gibi saf ve temiz bir duruma getirmektedir. Cenâbı Hakk, insanlardan ilk yaratılışta ki özellikte kalbinin lekesiz yani kötülüklerden arınmış olmasını istemektedir. Şuara 26/89: " Allah'a ancak temiz bir kalp ile gelen ler kurtulur. " Bilindiği gibi benliğin iki parçası nefs ve ruhtur. İşte yaratılışın negatif kuvveti ve kötülüklerle yüklü olan nefsi, pozitif olan ruhun emrine vermektir. Böylece kul ilâhî sıfatlara bürünerek; Cenâbı Allah'ın istediği özelliklere sahip olacak, hayat macerasında da ilk geldiği gibi temiz bir ahlâk ile Yüce Yaratıcı'sına geri dönecektir.

Peki, kötü ahlâkın kaynağı olan nefsin arındırılması nasıl mümkün olacaktır? Yaşadığımız hayatta nefislerimizi öldürerek, ona zulüm yaparak mı? Yoksa çıkışı bitmeyen bir dağı aşmak süretiyle mi? Kur'ân bu yollara " hayır " diyor. Kasas 28/77: " Allah'ın sana verdiklerinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste, Dünyadan da nasibini unutma... " Cenâbı Allah, kullarından yapamayacakları görevleri istememekte ve Tevhid Din'ini de kolaylığı esas alarak indirmiştir. Mü'min 40/62: " Hiç bir benliğe yaratılış kapasitesinin üstünde görev yüklemeyiz... " Yine Kur'ânı dinleyelim. Bakara 2/185: " ... Allah, sizin için kolaylık ister, O sizin için zorluk istemez... " Nefsin arındırılması, eski inanışların aksine zorlu bir mücadeleyi gerektirmemektedir. Yüce Kitabımızın açık beyanına göre, ancak iman ve takva ile kötülüklerden korunarak yücelebildiğimiz belirtilmiştir. Yunus 10/63: " Veliler, iman edip de takvaya ermiş olanlardır. " Şu halde nefsin arınarak ilâhî ahlâk sahibi olabilmesi, takva özelliklerine sahip olmakla mümkündür. Bu gerçeklere göre yaşamımızı tanzim eder ve onun icaplarını tatbik etmek bizi Cenâbı Allah'ın yoluna ulaştırabilecektir. Böyle bir hayat; hiç de zor değil, bilakis huzurlu ve mutluluk verici bir yaşam tarzı izlemiş oluruz. Kur'ânı Kerîm'in vurguladığı gibi gidilecek erdirici yol takva yaşamı ile gerçekleşir. Bu yol iki bölümdür. A. İman, B. Takva

A.İMAN

İman; Allah'a, meleklerine, ilâhî kitaplara, peygamberlere, ahirete, kadere gözle görüyormuş gibi içtenlikle iman etmek, dil ile de açıklamaktır.
[SIZE=2][FONT=Arial]

B. TAKVA

Kur'ânı Kerîm'de; takva ile arınarak yücelmek ve dolayısiyle nefsi terbiye edebilmek için yaklaşık on temel ibadet belirlenmiştir.

1) İnfak 2) Namaz 3) Zekât 4) Af Edici ve Dileyici Olma 5) Sabır-Tevekkül 6) Oruç 7) Muhsin Olma 8) Sözlerini Yerine Getirme 9) Adalet ve Dürüstlük 10) İlim

Nefsin terbiyesi, ancak takva yaşamına geçmekle mümkün olur. Cenâbı Allah ile kul arasında bir duvar gibi duran nefs perdesi kalkmadan kurtuluş ve mutluluğa ulaşılamaz. Evrenin ve insanın yaratılışının sırlarını düşünen kişi, güçsüzlüğünü ve ölümlü oluşunu anlamaya başlar. Kendi kendini; nefsinin kötü sıfatları nedeni ile eleştirme ve hesaba çekme arzusu ile dolar: (Bu Dünya'ya nereden geldik? Nereye gideceğiz? Bizi kim ve niçin yarattı? Vazifelerimiz nelerdir?) gibi sorular peşpeşe sıralanır. Bu hal Kur'ân'da Kıyamet 75/2 ile de vurgulanmıştır: " Kendini sürekli kınayan (ayıplayan) nefse yemin ederim ki. " Kınamalar sonucunda kişi, Cenâbı Allah'ın lütfu ile iman ederek Yüce Yaratıcı'sına teslim olur. İlâhî Yasaları öğrenme gayreti içine giren kul, nefsini adeta döve döve çirkin arzulardan kurtulma yoluna girer. Takva yaşamı ile ilâhî özellikler kazanıldıkça, nefsin kötü sıfatları da kontrol edilerek benliği bir bir terk etmeye başlar. Zaten oluşun pozitif kuvvetleri olan takva sıfatları ile negatifitenin temsilcisi nefsin kötü nitelikleri, yaratılış kanunu icabı bir arada bağdaşamaz. Üstün gelen kuvvetler diğerlerini yok eder. Son mertebede de kötü sıfatlar tamamiyle kaybolarak, yerini Allahü Teâlâ'nın istediği ilâhî özelliklere bırakır. Bu hal; kemale ermiş benliğin durumudur ki, Cenâbı Allah'ın sevgisine ulaşmış, Dünya planındaki makamların en yücesine kavuşmuştur. Fecr 89/27-30: " Ey huzur içinde olan can! O, senden, sen de O'ndan hoşnut olarak Rabbine dön. İyi kullarımın arasına gir. Cennetime gir. "
Alıntı ile Cevapla