Konu Başlıkları: Faiz/ Riba
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Ocak 2008, 21:14   Mesaj No:6

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Faiz/ Riba

Faiz neden haramdır


Eğer durmadan artan enflasyon karşısında paramızın değerini banka faizleri sayesinde koruyabiliyorsak, İslam faizi neden haram kılmıştır ? Faizin zararları nelerdir ki :slam onu yasaklamıştır ? "Allah alışverişi -karı- helal kılmış, faizi yasaklamıştır."
Öncelikle ekonomik bir kuralın altını çizerek belirtelim. Faiz, enflasyona neden olur. Bir ülkede ne kadar faiz varsa, o faiz oranının belli bir oran üstünde, o ülkede enflasyonda olur. Batıda enflasyon % 2-3' tür. Çünkü faiz oranları batıda % 2 civarındadır. Yani bir ülkede faiz varsa enflasyonda vardır. Enflasyona karşı insanlar faize hücum ettikçe, enflasyonu artırırlar. Enflasyonun düşmesinin ilk temel şartı faizlerin aşağı çekilip, sıfırlandırılmasıdır.
Ayrıca faiz enflasyon karşısında paranın değerini koruyamaz. Uzun vadede faiz, enflasyon karşısında paranın değerini eritir.
Mesela 1990 yılında bir ev alacak parayı bankaya, faize yatıran bir insan, 10 yıl sonra bu parayı bankadan çekse, o para ile, bir evin yarısını bile yaptırtamaz... Bu nedenle Hz. Resul : " Faiz malı eritir " buyuruyorlar.
Faizin doğurduğu enflasyon karşısında, faizli o para değerini kaybetmiş, erimiş olur.
Kısaca, enflasyondan kaçarken, aslında enflasyonun en büyük nedeni olan faize tutulmak , eldeki paranın da erimesine sebep olmaktadır.
Günümüz sol ideolojisi faizle, kârı-alışverişi- aynı kefede görüp, her ikisini de yasaklarlar. Bu mantık 1400 sene önce müşriklerde de vardı. Hz.Resul dönemindeki müşrikler " Alışverişte, karda faiz gibidir " görüşünü savunuyorlardı. Yani isimler, insanlar değişse de, bâtıl fikirler hep aynı mantığı taşıyorlar. O dönemde ki komünistlerin ismi müşrik, şimdiki müşriklerın adları komünist, isim ayrı kafa hep aynı...Tarihinde özeti bu değil mi belki de ...!
Faiz, enflasyonun anasıdır. Faiz ertelenen enflasyondur. Bunu bir örnekle açıklayalım : Zeki ama parası olmayan bir insan düşünelim. Bir gömlek fabrikası açacaktır, fakat parası yoktur. Bu zeki adam bankaya gider ve kredi ile bankadan borç alır . Mesela kredi olarak100 lira almıştır , banka bir sene sonra ondan 200 lira geri istemektedir.
Bu kişi bir fabrikada açar ve gömlekleri üretmeye başlar. Şimdi bir gömleğin üreticiden (fabrikadan), toptancı ve perakendeci vasıtasıyla, maliyet, kar, faiz oranlarına göre fiyatlarının tüketiciye yansımasını safha safha görelim: Üretici (diyelim ki ) gömleğin tanesini 2 liraya mal etsin (elektrik, kumaş, işçi ücreti... dahil). Üretici kârda elde edecektir ( diyelim ki 1 lira) , gömleğin fiyatı 3 liraya yükselir. Üretici bankaya faizli borcunu ödeyecektir. Bu borcuda bütün gömleklerinin fiyatlarına bölüştürür, gömleğin fiyatı böylece 4 liraya yükselir. Üretici devlete vergide verecektir, bunu da fiyatlara yansıtır (cebinden verip zarar yapmayı düşünemez !...). Bir gömleğin üreticiden çıkış fiyatı 5 liraya yükselir. Aynı şekilde fiyatlara vergi, faiz, kâr yansıması toptancı da , sonra perakendeci de (mağazada) olur. Toptancıdan gömleği alış fiyatı (maliyeti) 5 liradır. Üzerine kâr, faiz, vergiyi koyar, fiatı 8 liraya çıkar. Aynı durum mağaza sahiplerince de uygulanır. Maliyet (8 lira) artı, vergi, faiz, gömlek 11 liraya yükselir (İslam'da faiz olmadığı gibi vergide, ana paradan, üreticiden direk alınır, vergi borcunun ürettiği mallara yansıtılmasına engel olunur...).
Böylece 2 liraya mal olan, kârla 3 liraya satılacak mal, tüketiciye 11 liraya yansır. Bunun 3.5 lirası faiz, 3.5 lirası vergi, 3.5-4 liras da maliyet artı kardır. İşte enflasyon, işte hayat pahalılığı budur.
Başka bir örnek verelim :
Zengin bir adam 100 lirasını %50 faizle bankaya yatırır. Bir yıl sonra 150 lirası olacaktır. Banka bu parayı alır, kendisinden traktör almak için kredi (üzerine faiz bindirilen borç ) isteyen çitçiye % 100 faizle borç verir. Banka bir yıl sonra 200 lira alacaktır.
Çiftçi traktörü alır, çalışır, alın teri döker, yorulur... 200 lira borcu bir yıl sonra bankaya öder. Çalışan çiftçi; kazanan,zengin-banka ortaklığı olur ve çark böylece dönmeye devam eder.
Peki islami bir ortaklık, faizsiz bir fabrika nasıl kurulabilir? Fabrika için beş şeye ihtiyaç vardır :
Çalışacak işçi, fabrikanın kurulacağı arsa, idareci-planlamacı mühendisler, makineler ve fabrika binası için para ve yol, su, elektrik... ihtiyacını karşılayacak bir devlet desteği.
Bir köy ahalisi işçi olarak çalışır, arsa olarak o köyün boş bir arazisi satın alınır, zeki insanlar planlamayı yapar, zengin bir insan parasını ortaya koyar, devlette; iş, toprak, zeka ve parayı çalıştıran bu ortaklığa yol, su, elektrik... yardımlarında bulunur. İşsizliği engelleyen, arsayı çalıştıran, zeka göçünü önleyen, parayı yastık altından çeken, devlete belli bir mali destek sağlayan, faizin, enflasyonun olmadığı bir fabrika, böylece kurulmuş olur.
Daha sonra beş grubun her biri, üretilen malın ortaya çıkmasındaki katkılarına göre paylarını alır.
Sömürü yok, işsizlik yok, enflasyon yok... Çünkü islam var. ...Çok kısa özetle faiz ve zararları bunlardır.
KÂR VE SOSYALİZM :
Küba devrimine ilgi duyup havaiye giden Fransız filozof ve ekonomist Charles Bettelheim ,Che’ye ”...çalışanların , üretimin artmasına ve kalitenin yükselmesine özen göstermelerini teşvik edecek bir ücret uygulamasını savunur...” ( yani kârı ; uyarıcı ücreti savunur) ama Che “ bunlar kapitalizmin uyarıcılarıdır , bunlar yerine moral uyarıcıların olması gerektiğini savunur. “ ve bu görüşü reddeder. Bettelheim teorisinde iddialıdır: ”Deneyimlerim bana , moral uyarıcıların , üretim üzerinde hiç bir yararlı etkisi olmadığını göstermiştir.
Alıntı ile Cevapla