Cevap: Nisa/60. Ayetin Hükmü Bismillahirrahmanirrahim Gerek FECR hocam gerekse yitiksevda hocam tevbe konusunu delilleri ile çok açıklayıcı ve faydalanabileceğimiz bir şekilde açıkladılar. Malesef yaşadığımız toplum birçok inanç hususunda yanlışlar yaptığı gibi tevbe hususunda hem bilgisiz hemde cahildirler.Bize toplum olarak sirayet eden örflerimiz adetlerimiz maalesef bu konuda da düşüncelerimizin ana yapısını oluşturmaktadır. Örfler ve adetler islama aykırı olmadığı müddetçe kabul edilebilinir. “Eğer siz günah işlememiş bir toplum olsaydınız Allah, sizin yerinize günah işleyen bir kavim yaratır ve onların günahlarını bağışlardı. Rasulullah (sav) bir hadiste şöyle buyuryor. "Bütün insanlar hatalıdır; hatalı insanların Allah katında en makbul olanları tövbe edenleridir" Cenabı Allah yeryüzünde hata günah şirk küfür işleyebileceğimizi bize bindörtyüz sene önce bildirmiştir.Bizden istediği bu hatadan sonra takınmış olduğumuz tavırdır.Önemli olan kişinin samimi ihlaslı bir şekilde yapmış olduğu hatanın farkına varması ve samimi bir şekilde tevbe etmesidir. Bu öylesine bir tevbe olmalıdırki kişi o hatayı tekrar işlemekten korksun. Fakat işin acı olan tarafı tevbe edenin tevbesini kabul eden Allah tevbe eden kişinin tevbesini kabul etmeyen kullar. İşte yukarıda da belirtmiş olduğum bu tutuculuk bu cehalet bizim mükemmel olan dinimizin emirlerine ne kadar uzak oluşumuzun kanıtıdır. Bizler sorunlarımızı meselelerimizi Allah’ın kitabına rasulullahın hakemliğine götüremiyoruz. Daha çok acaba bizler böyle yaparsak falanca komşu ne der filanca akraba ne der gibi Allah’ın dininde hiç bir değer teşkil etmeyen inançlar üzerine yoğunlaşmaktayız. Adamın biri çıkıpta rabbimize yada peygamberimize herhangi bir hakarate varan bir cümle kullanırsa bizler derhal onu adeta boğmak isteriz. İşte bizler rabbimize petgamberimize saygıyı bu şekilde telaki ederiz. Tabiki bir müslüman olarak tepkimizi koyacağız fakat allah ve rasulune saygı bu kadarla yetinmez. Peygambere saygı göstermek onların hakemliğini kabul etmekten geçer. Bizim bir evladımız yada eşimiz bize karşı büyük bir hata işlerse o sorunu derhal Allah’ın kitabına peygamberin hakemliğine götürmemiz gerekmektedir. Sonrada kuran ve sünnette bize emir edileni en içten bir teslimiyetle teslim olmamız imanımızın dışa yansımasını gerçekleştirir. İşte o zaman gerçek manada Allah’a ve rasulune saygımızı gerçekleştirmiş oluruz ancak. Bazı insanlar bu forumda Allah’ın rasulune futursuzca saldırdıklarında bizler hepimiz onların tutumunu kınadık ve onları istemedik haklı olarak. O halde bizler için bir ayetin sahih bir hadisin önemi ve ehemiyeti son derece önem arzetmelidir. Bizler başımıza gelen iyi yada kötü hallarde dinimize müracaat etmez isek hata yapmaktan kurtulamayız. FECR hocamızında dediği gibi konuyu tam olarak bilemediğimiz için ancak genel görüşlerimizi aktarmaktan başka birşey diyemiyoruz. Allah’ın kitabını rasulun sünnetini herbir işinde kendisne şiar edenlere selam olsun.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |