Bâz-geşt:
Matlûb
ve maksûdun ancak Allâh rızâsı olmasıdır.
Nefy ü isbât zikrinin sonunda[/B]
اِلهِى اَنْتَ مَقْصُودِى وَ رِضَاكَ مَطْلُوبِى
"
yâni "Allâh'ım, maksûdum ancak Sen'sin ve matlûbum ancak Sen'in rızândır",enilerek yapılan zikrin tefekküründe derinleşmektir.
Bu, nefy ü isbâtın mânâsını
te'kîd edip, tevhîd sırrının kalbde gerçek mânâda yerleşmesi içindir Böylece Allâh ile arada perde olan bütün gâye ve arzular
nefyedilerek kalbî itmi'nân hâsıl olur. Diğer taraftan zikir gibi mânevî bir temrin ile mertebeler aşmak,kerâmetlere nâil olmak gibi gönle gelebilecek muhtemel vesveseler de tamâmen reddedilip, asıl gâyenin Allâh'ın rızâsını kazanmak olduğu düşüncesi gönle bir kez daha nakşedilir.
Bu sûretle yapılan zikrin mânâsı şuura iyice yerleşip hayata aksedince de artık fânî ve îzâfî takıntılar
|