Konu Başlıkları: Tasavvuf nedir?
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Ocak 2008, 17:42   Mesaj No:34

maşuk

Medineweb Paylaşımcı Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:maşuk isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 523
Üyelik T.: 04 Kasım 2007
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Yaş:35
Mesaj: 394
Konular: 1
Beğenildi:2
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Vukûf-i adedî:


Zikrin adedine dikkat ve riâyet etmektir.
Mürşid-i kâmiller, sâlikin mânevî hâline göre belli miktarda zikir verirler.
Çünkü zikrin de umulan netîceyi hâsıl edebilmesi için, belli bir tekrar sayısı,
tâbir câizse bir dozajı vardır.
Bu sebeple sâlikin zikir esnâsında dikkatinin dağılıp gönlünün vesveseye düşmemesi için,
mürşidinin söylediği ölçülere ve verdiği sayıya riâyet etmesi gerekir.
Zîrâ zikirde her ne kadar evveliyetle keyfiyet mühimse de, zikrin kemmiyeti,
yâni muayyen bir hudûdu ve ölçüsü olmadığı zaman bâzan zihnî ve kalbî huzursuzlukların görülmesi de muhtemeldir.
Bu durum her şeyde olduğu gibi, zikirde de ifrat ve ölçüsüzlükten doğabilecek hatâların bir neticesidir.
Bu sebeple zikri hem keyfiyet ve hem de kemmiyet itibâriyle en güzel bir sûrette îfâ etmeye gayret göstermelidir.
Zîrâ zikirde sayıya riâyet, mücerred olarak sayı saymak değil, sayı çerçevesi içinde "kalbî zikri" derinleştirmektir.
Bunun ise zikrin keyfiyetine mânî olmadığı gibi,
aslında onu takviye eden bir şart olduğu açıktır.
Hakîkaten zihin, muhtelif düşüncelerle dolu ve kalb de çeşitli endişelerle
huzursuz bir hâlde iken yapılan zikirde, adede riâyet de çoğu zaman mümkün olmaz.
Bu sebeple aklı dağınıklıktan koruyup, zikir esnâsında dikkati zikrin mânâsı üzerinde teksîf etmekle berâber,
zikrin adedine de riâyet etmek,
aynı zamanda bu işe gösterilen ciddiyetin bir ifâdesidir.

Alıntı ile Cevapla