Vukûf-i kalbî:
Kalbin dâimâ zikr -i ilâhî ile meşgul olmasıdır.Bu, ihsân duygusunun dâimî bir şuur hâline gelmesi demektir.
Sâlik her fırsatta kalbini yoklamalı, onun ne hâlde olduğuna bakmalıdır. Zîrâ zikirde asıl matlûb , kalbin zikredilenden haberdâr olmasıdır. Zikir, ağızdan kalbe inmeyen kuru lafızların tekrarından ibâret değildir...................Bu sebeple zikir esnâsında murâkabe hâlinde olmalı, bütün dikkati zikredilene teksîf etmeye çalışmalıdır.
Sâdât -ı kirâm hazerâtı , vukûf-ı kalbînin, yâni dikkati kalbe yöneltmenin zikirde şart olduğunu söylerler. ..................Zikrin gerçek muhtevâsını tadabilmek içinbütün varlığın ve husûsan kalbin de Allâh'a yöneltilmesi
îcâb eder. Kur'ân-ı Kerîm'de
Cenâb -ı Hak]وَاذْكُرِ اسْمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا"Rabbinin ismini zikret ve bütün varlığınla O'na yönel."
(el- Müzzemmil, 8) buyurur
|