Cevap: Mevlanadan Sözler Arkadaşlar Mevlanın sözlerini birçok kere tercüme ettim. Şimdi Mevlanayı anlamak için öncelikle vahdeti-vucut görüşünü bilmek gerekir. Eğer vahdeti-vucut görüşünü bilmezsek o takdirde böylesine şirk dolu sözleri tevil etmeye kalkışarak kendi imanımızı tehlikeye sokarız Allah korusun. Bakın arkadaşlar basit bir tarifle vahdeti-vucut görüşüne açacak olursak. Tüm varlık aleminde “bir” vardır bunun dışında hiç birşey yoktur. Peki bunun anlamı nedir. “bir”demek şudur. Yaratılan ile yaratan aynı şeydir. Yani domuz maymun solucan yılan taş ağaç her nevarsa bunlar bize öyle gözükmektedir. Bunları gerçek mahiteleri ile insan olarak algılama yetisine sahip değiliz. Peki insan bunu nasıl algılayabilir. İşte bundan sonra bazı insanlarda (şeyh) bu algı yetisi fazlasıyla gelişir ve süreç işlemeye başlar. Kul öncelikle bu dünyadan elini eteğini çeker ve merhaleler başlar. Bu süreç tasavvuf kitaplarında özelikle de ibn-i arabinin kitaplarında detaylıca anlatılır. Kişi bu süreçleri atladıkça manevi alemde arş kademelerini geçmeye başlar. İbn-i arabi bu arşlarda geçtiğini ve hz.Musa hz.İbrahim ve bazı peygamberlere imamlık yaparak namaz kıldırdığını iddia eder. Neyse derken son arşa gelir. Cenabbi Allah herşeyi yarattım ve arşa istiva ettim ayetinin kast edilen onlara göre son arşa gelir bakarki orada Allah yok haşa sümme haşa işte o zaman anlarki meğer asıl Allah kendisi imiş. İşte buna enelhak derler. Yani o kişi“hak”mış fakat bunu dünyada anlayamamış. İşte bu son aşama fena hallerinin en son mertebesi olan “fenafillah” derecesedir.Yani Allah ile bir olmak onun içinde erimek. Buna örnek olarak tasavvuf alimleri şöyle misal verirler. Derlerki okyanusa bir bardak su döktüğünüz ne olur o bir bardak su okyanusun içinde yok olur yani artık o bir bardak su okyanusun suyu olur böylece bizlerde yedi arşı aştığımızda haşa sümme haşa “Enelhak” allah oluruz yarabbim sana sığınıyorum. İşte tasavvufun temel inanç felsefesi bu. Derlerki sakın bu durumu müritlere anlatmayın çünkü onlar bu yolu kat edemezler ve bu durumu anlayamazlar. İşte bu sözümün doğruluğunu Said-i kurdi kendi kitaplarında açıklamaktadır. Said Nursi derki sakın olaki bunu müritlere anlatmayın. Geçenlerde bir vidyo bandını arkadaşlardan biri bu siteye koymuştu sanırım MERVE DEMİR bacım idi. Orada Cübbeli Ahmet hoca müritlerine sakın ha sizler okumayın sizler sadece bizi dinleyin siz ne anlarsınız okumaktan hocalar size neyi veriyorsa onu alın o kadar. İşte bu zihniyeler bütün peygamberlerin getirdiklerine ve kuranın tamamına aykırıdır. Hiçbir mezhep alimimiz ve selef alimlerimiz böyle düşüncelere girmemiş bizatihi ibni arabiyi tekfir etmişlerdir. İbn-i arabiye adamın biri soruyor peki senin karın ile senin bacın arasında bir fark yok mudur. İbn-i arabi ey ahmak o fark size göre vardır aslında herşey “bir”dir der. Ve yine ibn-i arabiye galiba suriyede soruyorlar “size göre tanrı nerededir ibni- arabi tanrı benim ayağımın altındadır der. Bunun üzerine oradaki bir bedevi dayanımıyor yerde aldığı taş ile ibn-i arabinin kafasını ezerek bu dünyayı bir fitneden temizliyor yani öldürüyor. Mesela mevlana yine bir yazısında diyorki firavun ile Musanın mücadelesinde musa haksızdı peki neden Musa haksızdı o Allahın rasulu idi mevlanaya göre Musa fenafillahı anlayamamış tağut ile tağut olmayan put ile put olmayan şirk ile şirk olmayan cennet ile cehennemin bir farkı olmadığını kavrayamamış firavunla dünyalık için mücadele etmiştir bu yüzden haksızdır. İşte bu sapkın anlayış yunus emrenin şiirlerindede vardır. Örneğin yunus emre ne diyor “cennet cennet dediğin nedirki bir kaç huri birkaç bilmem ney bana seni gerek seni” bakın sadece bu söz insanın kafir olması için yeterlidir. Kim Allah’ın cennetini cehennemini basite indirgerse kafir olur. Şüphesi olan arkadaşlara bunu ayetlerle delillendiririm inşallah. İşte tasavvufun temel düşüncesi budur. Halbuki imam Malik imam Şafi-i imam Azam imam Ahmet bin hambelin akidalerine bakın kitaplarını okuyun hep ayetlerle hadislerle doludur. Bir görüş beyan ederken Allah şu ayette şöyle buyurmuş peygamber şu ayeti şöyle uygulamış fakat bu sapkınların kitaplarına bakın ne Allah’ın ayetlerinden ne birşey bulabilirsin nede peygamberin sünnetinden. Kul doğrudan tevbe edemez ancak şeyhe gider güyya merhaleler atlatmış ya şeyh onun tevbesini şeyh kabul eder bunlar yoldan çıkmaktır bunlar Allahın kitabı ile badaşmaz bu sapkın fikirlerin sahipleri üstüne üstlük kalkıp güyya peygamberi sevdiklerini iddia ederek onun doğum gününü kutlarlar. Dinde zorlama yoktur dileyen dilediği dini tercih etmekte serbesttir. İşin aslı bu. Mevlananın şu sözleri ile konuyu bitirelim inşallah. Mızrak, kalkandan nasıl geçerse ben de gündüzlerden, gecelerden öyle geçtim (onlar, beni tutamadıkları gibi onlardan bana bir şeyde bulaşmadı )” “Ondan dolayı bence bütün şeriatler, bütün dinler birdir. Bence yüz binlerce yılla bir saat aynı.” (Şark İslâm Klasikleri, Mesnevi, Cilt I Mevlâna, sayfa 280 - , beyitler 3503-3504.) Mevlanaya söylüyorum Allah’ın laneti yalancıların üzerine olsunmu. Allah hak din sadace islamdır dediği halde nasıl bütün şeriatler bütün dinler bir oluyor. işte bu haddi aşmaktır yani TAĞUT olmaktır kim tağutu red etmezse iman iddiası boştur. bakar/256 Allaha emanet olunuz.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |