Konu Başlıkları: Mevlanadan Sözler-Medineweb
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23 Nisan 2011, 03:10   Mesaj No:81

****

Medineweb Acemi Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:**** isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13561
Üyelik T.: 25 Mart 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 46
Konular: 1
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: Mevlanadan Sözler

Mevlana hakkında yazmamak için son haddine kadar sabrettim lakin çok mübarek bir zatmış gibi yıllardır sunulan kişi sapkın görüşleri ile kendi mesnevisini vahiy ile eşdeğer tutacak kadar ileri gitmiştir… İslam duygusal davranma ile anlaşılacak bir din değildir hakikatler ile ancak tezahür eder duygular hiçbir zaman hakikatlerin önüne geçemez geçmemelide geçtiği an hakikat perdelenir.

Lokman suresi 27 ayeti kerimeyi kendi elleri ile yazmış olduğu batıl anlayışına alet ettiğini şimdi görelim:

Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz (daha) eklenseydi, Allah'ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah, kudret ve hikmet sahibidir.
(Lokman-27)

Ayeti kerime ve Mesnevi karşılaştırmasını mevlana beyefendinin kaleminden görelim:

“…Ormanlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa yine Mesnevi’nin biteceğini umma…”
(Mesnevi-Celaleddin Rumi c: 6 s: 178)

Tasavvufun ana temasında var olan batıl anlayışta genel itibari ile kâinatta tasarruf hakkını görme ve kendi elleri ile yazmış olduklarını Allah’a nispet etme had safhadadır…

Mevlana beyefendi mesnevisinin bir başka kısmında yine batıl anlayışını ‘’Vahiy’’ ile eşdeğer görecek kadar ileri gitmektedir…

“Bu, ne yıldız bilgisidir, ne remil, ne de rüya. Tanrı, doğrusunu daha iyi bilir ya, Tanrı vahyidir! Sofiler, bunu halktan gizlemek için Gönül Vahyi demişlerdir!’’…
(Mesnevi-Celaleddin Rumi MEB Yayınları, c: 4 s: 151)

İslam inancında yer almayan raks türü bir anlayış ile ortaya çıkan zat Katil/hunhar Moğollara Allah’ın ordusu diyebilecek kadar ileri gidecek görüşünü sunmak ile yetinmeyip kendi öz oğlunun onlara karşı kıyam edişi nedeni ile cenaze namazını dahi kıldırmamış bir sapkın anlayışa sahiptir…

Şimdi daha fazla yazmak istemediğimden şunu izah edecem kısaca Müminim diyen kim olursa olsun Dininin esaslarını ancak ve ancak KURAN ile belirlemek zorundadır Kur’anın pratiği olan Sünnet ile de yaşamsal alanda var olacak her tür ibadet biçimini belirlemelidir….

Allah’ın dininde ve Elçisinin yaşamında olmayan tüm söz ve hareketlerden sakınarak dosdoğru yol olan ‘’Sıratıl Mustakime’’ yada ‘’Hablullah’a’’ sarılmalıdır…Kişiler asla kutsanamaz varsa hatası eleştirilir Kur’an’a ters söylem ve eylemleri var ise Allah onların ismini açıkça beyan etmiştir Allah’tan daha merhametli olmadığımıza göre neden daha merhametli davranma peşindeyiz!!!
Alıntı ile Cevapla