Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Nisan 2011, 13:03   Mesaj No:113

FECR

Kur'ân Kürsüsü

Medineweb Emekdarı
FECR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:FECR isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 6340
Üyelik T.: 19 Ocak 2009
Arkadaşları:20
Cinsiyet:Erkek
Memleket:ANKARA
Yaş:56
Mesaj: 6.134
Konular: 555
Beğenildi:1087
Beğendi:252
Takdirleri:10770
Takdir Et:
Standart Cevap: "Dini Konular Hakkında Sorular/Cevaplar"

Alıntı:
@MAVERA@ Üyemizden Alıntı Mesajı göster
SELAN

Günümüzde biz bayanlar taksitli ev eşyaları alırken senet imzalıyoruz.bu senetlerin üzerinde ihtilaf vukuunda bilmem falanca mahkemelerin selahiyetini şimdiden kabul ederim diyor bizlerde oraya imza atıyoruz. acaba bu yaptığımız işlem nisa 59 60 65 nci ayetin hükmüne girermi
yada biz o ayetleri günümüzde nazıl anlamalı ve yaşamlaıyız.

şimdiden teşekkürler.
Öncelikle Nisa 59-60-65.ayetlerin mealine bir göz atalım:
İnananlar! Allah'a itaat edin, Peygambere ve sizden buyruk sahibi olanlara itaat edin. Eğer bir şeyde çekişirseniz, Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız onun halini Allah'a ve Peygambere bırakın. Bu, hayırlı ve netice itibariyle en güzeldir.(4/Nisa-59)
Sana indirilen Kuran'a ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Putlarının önünde muhakeme olunmalarını isterler. Oysa, onları tanımamakla emr olunmuşlardı. Şeytan onları derin bir sapıklığa saptırmak ister.(4/Nisa-60)
Hayır; Rabb'ine and olsun ki, aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip, sonra senin verdiğin hükmü içlerinde bir sıkıntı duymadan tamamen kabul etmedikçe inanmış olmazlar.(4/Nisa-65)

Bu ayetlerin indiği ortama ve nuzul sebebine baktığımızda;bir Yahudi ile Müslüman olduğu iddiasında bulunan münafık bir kişi arasındaki ihtilafın çözümünde başvurulacak hakem olayı üzerine inmiştir.Medine’de ehli kitap ile Müslümanların kendi inançlarına göre bir hukuk sistemi vardı.Ehli Kitap kendi sorunlarını kendi hukuklarına göre hallederken,Müslümanlar da kendi aralarındaki sorunlarının Allah’ın kitabı ve Rasulullahın emrine göre hareket ediyorlardı.
Rivayet olunur ki münafıklardan biri ile Yahudilerden birisi arasında bir sorun oluşmuş ve bu sorunun çözümü için hakem olayına ve onun verdiği hükme razı olma durumu ortaya çıkmış.Yahudi ,Muhammed a.s’ın hakem olmasını ve onun verdiği hükme razı olmayı kabul ediyor.Münafık ise kendi haksızlığını bildiğini için Rasulullah’ın hakemliğini kabul etmek istemiyor,sorunun çözümü için Yahudi din alimlerini istiyor.Bu konu üzerine Nisa suresindeki yukarıdaki ayetler nazil oluyor ve Müslüman olduğunu söyleyen insanların Allah’ın kitabından ve Rasulunun sünnetinden başka hakem kabul edilmeyeceğini,hakem kabul edilirse gerçek anlamda iman etmedikleri açıklanıyor.

Şimdi gelelim sizin sorunuza:

Ev veya ticari alışverişlerde yapılan bir akitlerin olması normal bir olaydır.Tarih boyunca ticari ilişkilerde iki tarafında zarar görmemesi için bir takım kurallar konulması zaruridir.Kur’an’a baktığımız zaman en uzun ayetin alışveriş hukukunu anlatan ayetin Bakara suresi 282.ayetinin yani MUDAYENE(Borçlanma) ayetini görüyoruz.Alışverişte uygulanması gereken kuralları,şahitlikleri,veresiye işlerde yazılması gerektiği,peşin alışverişlerde yazılmasına gerek olmadığı,şahitlerin özellikleri gibi konuları ele almaktadır.
Allah Kur’an’da namazı konusunda bile ayrıntıya girmezken,alışveriş konusunda ayrıntıya girmesinin hikmeti çok önemlidir.Tarih boyunca insanlar arası ilişkilerinin bozulmasında aralarındaki ticari ilişkiler önemli rol oynamıştır.Bugün bile insanlar arasındaki sorunlara,kavgalara,anlaşmazlıklara,küskünlüklere bakın,çoğunun temelinde aralarında ticari ilişkiler,miras kavgaları yatmaktadır.Gönül ister ki insanlar verdiği sözde dursunlar,3-5 kuruş menfaat için başka insanlarının çıkarlarını zedelemesin.Ama gerçek hiç de öyle değil.İnsanlar kimi nedenlerden dolayı alışverişlerinde düzgün,doğru olmuyor,ilişkiler çıkar,menfaat ilişkisi haline gelmiş.İslam insanların en az zarar görmesi ya da karşılıklı ilişkilerde adaleti tesis için bir alışveriş hukuku oluşturmuştur.Bu hukuk insanların zarar görmesini engellemeye yöneliktir ve bu hukukun bozulması durumunda bir takım yaptırımların,cezai uygulamaların olması alışverişte her iki tarafın hukukunu korumaya yöneliktir.

Senet olayına gelince,
Senet bir nevi akitleşmedir.Bu akide sadık kaldığın surece her hangi bir yaptırım olmaz.Ama verilen akite,anlaşmaya sadık kalınmadığında karşı tarafın bazı yaptırımlar uygulanmasını talep etmesi gerek İslami hukuka gerekse tarihsel ticari ahlaka,gerekse geleneklere uygundur.Bu yaptırtırımları uygulayıcı olarak neyin kabul edileceği meselesi vardır.Müslümanların kendi aralarında hukuku uygulayıcı bir otorite/sistem/yapı varsa ona başvurmak zorundadır.Ama kendi aralarında bir sisteme sahip değillerse (günümüzdeki gibi) hakkını arayacağı,haksızlığını bertaraf edeceğine inandığını yapıya müracaat etmesinde sakınca yoktur.Bu söylediğimiz ticari ilişkiler bağlamındadır,yoksa itikadi bağlamda değil.Bir toplumda anlaşmazlıkların çözümünde hem islami hem de gayri islami bir otorite /başvuru mercii varsa o zaman müslümanın gayr islami merciine başvurması caiz olmaz.
Sözün hülasası,bugün için attığınız senet bir akitnamedir.Ödenmediği zaman peşinen yaptırıma,cezai işleme razı olduğunun beyanıdır.Senetli bir alışveriş yapmak istemediğin zaman nakit almalısın.Bu akitleşme sadece senetlerde değil,telefon,su,elektrik vs. işlemlerde de geçerlidir.Bunlara imza atmak insanı dinden çıkarmaz.Bunlar itikadi değil,ticari anlaşmalardır.
__________________
Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir
(Müslim)
Alıntı ile Cevapla