balıkçı tekrar sandala yöneldi ve ağların üzerindeki eski örtüyü açtı. Bir top vardı orada. Henüz ıslak olduğundan, ışıl ışıl parıldayan bir futbol topu.
Balıkçı, onu çocuğa uzatıp:
— Öğretmenlerin hakkı hiç ödenmez!. dedi. Bunu biraz önce denizde buldum!.
Küçük çocuk, rüyada olmalıydı. Hiç beklenmedik şeylerin yaşandığı bir rüya. Aceleyle sağa sola bakındı. Ama her şey gerçekti. Balıkçı da, sandal da, ihtiyar da... Topu ise, işte ellerindeydi. Ona sıkıca sarılıp:
— Bir daha benden izinsiz gezmek yok!. dedi. Ya dua etmeseydim ne olurdu?