Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.079 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
| Cvp: Fıkıh
[B]a) Daha önceki müctehidler, fıkhın bütün konularında sistemli ictihadlarla hüküm üretmedikleri halde bu dönem müctehidleri bunu yapmışlardır.
b) İctihadlar belli kitaplarda toplanmış ve bunlardan istifade etmek isteyenler için ulaşma kolaylığı sağlanmıştır.
c) Hicaz ve Irak gurupları içinden hadis ve rey okulları doğmuş, bu okullara mensup olanlar arasında karşılıklı münakaşalar ve münazaralar yapılmıştır.
d) Bu tartışmalar, belli okullara mensup müctehidlerin ictihad usullerini sistemli olarak kaleme almalarına ve böylece fıkıh usulü ilminin doğmasına sebep olmuştur.
Bu dönemde "belli bir müctehidin kendisine mahsus ictihad usulü ve bu usul ile elde edilmiş fıkıh hükümleri bütünü" manasında mezhebler doğmaya başlamış olmakla beraber, hicri dördüncü asra kadar, Müslüman halk dört mezhebe bölünmediği gibi fıkıh mezheblerinin sayısı da dört değildir. Daha birçoğu arasında el-Hasenu'l-Basri, Ebu-Hanife, el-Evzai, Süfyan es-Sevri, el-Leys b. Sa'd, Malik, Süfyan b. Uyeyne, Şafii ve daha sonra İshak b. Râheveyh, Ebu-Sevr, Ahmed b. Hanbel, Davud ez-Zahiri, İbn Cerir et-Taberi'nin mezhebleri meşhurdur. Bunların her birinin farklı ictihad usulleri, buna dayalı reyleri ve hükümleri, çeşitli bölgelere yayılmış tabileri vardır. Abbasiler devrine girerken28 fıkıhçılar arasında tartışılagelen "hüküm çıkarmada rey ve hadise verilecek yer ve değer" konusuna bağlı olarak reyciler ve eserciler diye bilinen yeni bir guruplaşma meydana geldi. Herbirinin aşırı ve mutedilleri ayrı gruplarda değerlendirildiğinde karşımıza dört gurup çıkmaktadır. 1 Aşırı reyciler: Sünneti delil ve hüküm kaynağı olarak kabul etmeyen, delil olarak Kur'an'a ve re'ye dayanan bu gurup zaman içinde tarihe karışmış ve eser bırakmamışlardır. Basra mutezilesi veya hariciler içinden çıktığı tahmin edilen bu gurubun görüş ve delillerini Şafii nakletmiştir.29 2 Mutedil reyciler: Sünneti delil olarak kabul etmekle beraber sıhhatini tesbit konusunda titiz ölçüler kullanır, hadis rivayetinde çekimser davranırlar. Kıyas, istihsan, maslahat gibi rey içinde yer alan usul ve kaynakları kullanmaktan çekinmezler, farazi meselelere hüküm üretirler, üstadların söylediklerinden hareketle (bunlara kıyas yoluyla) hüküm çıkarırlar (tahric yaparlar). İbn Ebi-Leyla, Ebu-Hanife, Rabi'a, Züfer (158/775), Evzai (176/792), Süfyanu's-Sevri (161/778), Malik (179/795), Ebu-Yusuf (182/ 798), Muhammed (189/805), Osman el-Betti (145/760) bu gurup içinde yer almaktadır. 3 Müfrit eserciler: Rey ictihadını, bilhassa bunun en önemli kısmı olan kıyası, sahabe ve tabiun fetvalarını delil olarak kabul etmezler. Bazı mutezile imamlarına da nisbet edilen bu tutum, özellikle "zahiri" ismiyle bilinen mezhebin imamı Davud b. Ali ve tabilerine aittir. 4 Mutedil eserciler: Genel olarak hadisçiler mutedil esircilerdir. Rey ve kıyası reddetmemekle beraber buna nadiren başvururlar, hadislerin yanında sahabe ve tabiun fetvalarını da kaynak olarak değerlendirirler, hiçbir re'yi hadise tercih etmezler, farazi meselelerin fıkhını da yapmazlar. Şu'be (160/777), Hammad b. Zeyd (179/795), Ebu-Avâne (170/786), İbn Lehî'a (174/790), Ma'mer b. Raşid 153/770), el-Leys b. Sa'd (165/781), Süfyan b. Uyeyne (198/813), Vekî' b. el-Cerrah (197/812), Şerik (177/ 793), el-Fudayl. b. Iyad (187/803), Abdullah b. Mübarek (165/781), Yahya b. Sa'id el-Kattan (198/813), Abdurrezzak (211/826), Ebu Davud et-Tayalîsî (203/818), Ebu Bekr b. Ebi-Şeybe (230/844), Ahmed b. Hanbel (241/855) ve daha sonraki tabakadan meşhur altı hadis kitabının müellifleri mutedil esercilerin ileri gelenleridir.30
Fıkıh ve mezhebler tarihi müellifleri meşhur mezheb imamlarını, rey ve eser taraftarlarındaki aşırılık ve itidali göz önüne alarak farklı guruplara yerleştirmişlerdir. İbn Kuteybe, Ahmed b. Hanbel'in ismini fıkıhçı olarak zikretmemiş, diğer üç imamı ise reyciler listesine almıştır.31 (s. 216). Makdisi, Ahsenu't-teqâsîm'de, muhtemelen terimlere farklı manalar vererek bir yerde Ahmed b. Hanbel'i fıkıhçı değil, hadisçi olarak zikretmiş buna mukabil hanefi, maliki, şafii ve zahirileri fıkıh mezhebleri içine almış, bir yerde şafiileri ehl-i hadis, hanefileri ehl-i re'y saymış, bir başka yerde ise Ebu-hanife ve Şafii'yi reyci, İbn Hanbel ve tabilerini hadisçi olarak göstermiştir.32 Şehristani Malik, Şafii, Süfyan. Ahmed b. Hanbel ve Davud'un mensuplarını ehl-i hadis Ebu-Hanife ve mensuplarını ise ehl-i re'y olarak tesbit etmiştir.33 İbn Haldun'a göre ehl-i Hicaz eserci ve hadisçi, ehl-i Irak ise reycidir. Birincisinin imamı Malik, ikincisinin imamı Ebu-Hanife'dir. Şafii, Ebu-Hanife ve Malik'ten istifade ederek bu iki usulü mezcetmiştir. Ahmed b. Hanbel ise muhaddistir, ancak onun talebesi Ebu-Hanife'nin talebesinden okumuş, faydalanmış ve hanbeli fıkhını tedvin etmişlerdir.34
Tedvin: Kısmen hadisler ve fıkhın daha önceki devirlerde toplanıp yazıya geçirildiği bilinmektedir. Bu iki ilim dalı dışındaki bütün İslâm ilimlerinin tedvini Abbasiler döneminde başlamıştır.35 Bunlar arasından sünnet, fıkıh ve fıkıh usulü ilimlerinin tedvini bu asırda önemli gelişmeler kaydetmiştir.
|