Konu Başlıkları: İnfak
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12 Şubat 2008, 20:31   Mesaj No:6

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:50
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: İnfak


Bize verilenden verme vaktidir…
Ekmeğin ve suyun hakkını sahibine verme vaktidir…
Bahşedilen nimetlerin değerini yeniden fark etme vaktidir…
Elden ele, olandan olmayana verme vaktidir…
Verdikçe artacağını bilenlerin harekete geçme vaktidir…
Kimi yurdundan koparılmış, kimi çaresizliğe terkedilmiş rengi, ırkı, dili farklı ama kaderi aynı olan insanlarımızla buluşma vakti…

Veren el ile alan el arasında kardeşlik köprüleri kurma vakti…

Yoksulluğun sebebi sadece ‘‘yokluk’’ değildir…

Bu gün yeryüzünde ki sefaletin sebebi sizce nedir?

İmkanların kıtlığı mı, yoksa merhametin yokluğu mu?

Yardım bir gönül eylemidir… Ve eylemlerin en güzeli…

Çünkü vermek, Kur’an ahlâkıdır...

Paradan, maldan, zamandan, bilgiden, beden gücünden, elinde, avucunda ne varsa, ondan verebilmek… Vermenin hazzını ve huzurunu yaşamak…

Biz verdikçe, bir Veren’de bize hep vermiyor mu?

İnfak, sonsuz bir bereketin tohumudur…
Bu tohum en temizinden seçilmeli…

‘‘Dünya ahiretin tarlasıdır’’ değil mi?
Ek ekebildiğin kadar…
Ver verebildiğin kadar…

Çünkü verdiğin senindir…
Veremediğin senin değil, mirasçılarınındır…

İnfak, imandan bağımsız bir eylem değildir…
İnfak bir iman sınavıdır...

Elin arkasında iman yüklü bir yürek varsa; o el, veren el olur…

Zengin el verebilir diye bir kural yoktur…

Nice zengin eller var ki; sıra vermeye gelince nasılda titriyor… Sıkı mı sıkı!

Efendimiz (sav):

“Sahip olduğunuz her nimetin hesabını öbür dünya da vereceksiniz.” buyurunca sahabeden bir zat: “Şu üç hurmanın da mı ya Rasulallah?” dedi. “Evet, o üç hurmanın da!” diye cevap verdi Rasulullah Efendimiz...

Bu durumda, artık kimsenin “benim neyim var ki; infak edeyim?” deme hakkı kalmıyor...

O zaman “Bu gün Allah rızası için ne infak edebilirim?”

Duyarlılığı ile bir infak seferberliği başlayacak...

Ümmetin her ferdinin mutlaka infak edebileceği bir şeye malik olduğu anlaşılacak...

Belki de o vakit, niceleri vermeye doymayan “infak tiryakisi” kesilecek...

Hani şu her gün para dökmekten usanmayan “sigara tiryakileri” gibi... İşte o zaman Salebeleşmekten kaçınacak, Ebuzer’i daha iyi anlayabileceğiz....

O Ebuzer ki: Eline geçen her şeyi ahiret yurduna göndererek, dünya yaşantısını yokluk sınırına yakın bir seviyede geçiriyordu...Geçici dünya malını değil, ebedi ahiret sermayesini biriktiriyordu... Birikiminin korunduğu mekan ahiretti...

Nitekim, “Senin evinde güzel eşya yok mu?” diyenlere:

“Biz güzel eşyalarımızı öteki evimize (ahiret yurdumuza) gönderiyoruz.” cevabını veriyordu...

İnfak, ölüm ötesi kalıcı yatırım...
İnfak eden kendini bu gün ile sınırlamıyor, sonsuza açılıyor...
İnfak ile cennet daha da yakın....

İşte bunun için, Müslüman sürekli kendini borçlu bilmelidir ve vermek mecburiyetinde olduğunu asla unutmamalıdır...

Sadaka sığınağına yönelmekten nasıl uzak kalabiliriz?

Biliyoruz ki; sadaka bir sadakat sınavıdır...

Kişisel çıkarın hayatın merkezine konulduğu modern dünya da infak ahlakını kuşanmalıyız...
Bir yaşam biçimi olarak infakı seçmeliyiz...

İnsanları “menfaat” fikrinin tahakkümünden kurtarmak gerekir...

Gerçek anlam da dürüst mümin, fedakarlığı ile kendini ortaya koyan, menfaatına bakmadan cömert ve mert ilkeli bir duruş üzere bulunandır...

İnfak bir marifettir... Müşfik olanlar ancak münfik olabilir... Olmayanların yolu nifaka çıkar...

Rabbimizin şu uyarısını şimdi daha iyi anlıyoruz:

“Size ne oluyor ki; Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah’ındır...” (Hadid-10)

Şimdi infak vakti! Ramazan bizi infaka çağırıyor....

Unutmadan şunu da hatırlatayım...

Kendinizi, birikiminizi, geleceğinizi garanti altına aldınız mı?

Yani infak fonuna sigortaladınız mı?
Alıntı ile Cevapla