Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.079 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cvp: İhlas İhlâs, iman kadar amel için de önemli bir yapı taşıdır. İhlâs amelin özü mesabesindedir. Bu sebeple bir hadis-i şerifte bu durum şöylece ifade edilir: "Ey insanlar biliniz ki (mü'min) kalpler şu üç şeyde hainlik yapmaz (onları tam olarak yerine getirir). Ameli sırf Allah rızası için yapmak, idarecilerin hayrını istemek, Müslümanların cemaatine bağlı kalmak. Zira Müslümanların duası onları arkalarından kuşatır." (Darimî, Mukaddime 24.)
İbadetin özünde ,duanın önemli bir yeri olduğu gibi, ibadet ve duanın kabülünde de ihlâsın önemli bir yeri vardır. Bir keresinde, "Bir müslümanın cenaze namazını kıldığınızda onun için ihlâsla dua edin." (Ebû Davud, Cenaiz 60) diye tavsiyede bulunan Resûlullah bir başka hadisinde ise "Her zaman amellerinizde ihlâsı gözetin; zira Allah sadece amelin halis olanını kabul eder." (Münâvî, 1/217) diyerek amellerin ihlâs merkezli olmasına dikkatleri çeker. Yine "Dini hayatında ihlâslı ol, az da olsa ihlâslı amel sana yeter." (Münâvî, 1/216) buyurur. Peygamber Efendimiz bir kısım hadislerinde de ihlâs kelimesini zikretmeksizin içeriğine vurgu yapmıştır: "Şüphesiz Allah sizin suret ve dış görünüşlerinize değil; kalplerinize bakar." (Müslim, Birr 33; İbn Mâce, Zühd 9) İhlâs bir kalp amelidir ve Allah
Bir defasında Resûlullah, arkadaşlarının yanına geldiğinde, onlara "Sizin hakkınızda beni, Deccal'in şerrinden daha çok endişelendiren bir kaygımı haber vereyim mi" buyurmuştu. Onlar da, "Buyur Ey Allah'ın Rasulü" diye mukabele etmiş, bunun üzerine Hz. Peygamber, "Bu gizli şirktir ki kişinin namaz kılmaya kalktığında kendisini görenler için namazını güzelleştirmesi allayıp pullamasıdır." (İbn Mâce, Zühd 21) diye cevap vermiştir. Bu hadisin benzeri diğer iki rivâyette ise, şirk-i hafî yerine şirk-i sağîr ifadeleri yer almaktadır (Müsned, 2/30). Küçük şirk veya şirk-i hafî ise, müslüman bir ferdin, dinî bazı iş ve amelleri yaparken, Allah'ın dışında kişilerin rızasını hesaba katmasıdır ki İslâmî terminolojide, riya terimiyle ifade edilmektedir.
Hz. Peygamber'in riya ile ilgili hadislerinden birinde "Sizin hakkınızda kaygılandığım küçük şirkten sizi uyarırım" buyurulur. Küçük şirk nedir diye kendisine sorulduğunda ise "riyadır" diye cevap verir ve devamında "Yüce Allah, amellerinin karşılıklarını görecekleri günde kullarına şöyle buyuracaktır: "Dünyadayken yaranmaya çalıştığınız kimselerin yanına gidin, bakın onlardan bir karşılık görecek misiniz?" (Tirmizî, Nüzûr 3; İbn Mâce Fiten 19) Yine bir hadiste "Hardal tanesi kadar riya bulaşmış hiç bir amel kabul edilmeyecektir." (Müslim, İman 148,149; Ebû Davud, Libas 26) buyurulmaktadır.
Abdullah el-Ensârî'ye göre ihlâs, amelin her türlü yabancı şeylerden arındırılması, dupduru edâ edilmesi olarak tanımlamakta ve üç derecesinin olduğu belirtilmektedir: Birinci derece, Kişinin amelini kendinden bilmekten, ona güvenmekten, yetinmekten ve karşılık beklemekten kurtulmasıdır. İkinci derece, kişinin bütün gayretiyle amel etmesine reğmen amelinden haya duyması, nefsiyle değil de Allah'ın fazlı ve keremiyle irtibatlandırmasıdır. Üçüncüsüne gelince Amelini ilme tâbi kılıp kendisini de hakkın hükmüne teslim etmesi, mâsivadan kurtulmasıdır.
Sonuç olarak denilebilir ki ihlâs, kişinin kalbî ve bedenî olmak üzere bütün ibadet ve amellerinde, nefsine pay çıkarmaması, hattâ ihlâsını dahi görmemesidir. Evet özetle ihlâs, doğru, samimi, katışıksız, dupduru olma ve kalbi bulandıracak şeylere karşı kapalı kalma ve yaşama halidir. Diğer bir deyişle gönül safveti , fikir istikameti ,Allah ile münasebetlerinde dünyevî ve uhrevi garazlardan uzak kalma ve tam bir sadakatle kullukta bulunma halidir.
(Müsned, 2/307) buyurmuştur. Yine "Kim kalbini, imanın dışındaki şeylerden arındırır, sadece imana tahsis ederse kurtulur" buyurarak inancın niteliği açısından ihlâsın önemini beyan etmişlerdir. da kalplerin değişim ve temayüllerine göre insana değer verir. Abdulkadir Yılmaz |