Konu Başlıkları: ihlas
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 14 Şubat 2008, 22:06   Mesaj No:39

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:50
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cvp: İhlas


KISKANÇLIK VE REKABET MÜMİNLERİN GÜCÜNÜ KIRAR
Bediüzzaman ayrıca müminler arasında yaşanmasının ihtilaf zararlarına da değinmiştir. İhtilaf ve rekabet ne kadar güç kırarsa, ittifak etmenin de o kadar kuvvet sağlayacağını belirtmiştir:
"... Gaflete ve dalalete dalanlar ise, aşırı bir sevgiyle bağlı oldukları menfaatlerini kaçırmamak ve menfaat için aşırı bağlılık gösterdikleri, tapar derecesinde sevdikleri reislerini ve arkadaşlarını küstürmemek için, zilletlerinden ve nâmerdliklerinden, hamiyetsizliklerinden; mutlak arkadaşlarıyla, hattâ alçak ve hain ve muzır olsalar dahi, hâlisane ittihad..., hem menfaat etrafında toplanan ne şekilde olursa olsun ortaklarıyla samimane ittifak ederler. Samimiyet neticesi olarak istifade ederler." 25
Said Nursi'nin bu sözlerinden de anlaşılacağı gibi, Allah'a ve ahirete inanmayan insanlar dahi sırf güç kazanmak ve menfaat elde edebilmek için rekabeti bir kenara bırakıp birbirleriyle ittifak edebilmektedirler. Menfaate olan bu düşkünlükleri aralarındaki rekabet ve kıskançlığı bir anda yok edebilmekte ve onları samimi dostlar haline getirebilmektedir. Bu samimi ittifaklarından da umdukları gibi istifade edip, çıkar elde edebilmektedirler.
İnkar edenler sırf menfaat için böylesine bir güçle ittifak edebilirken, Allah'ın rızasını kazanmak gibi yüksek bir ideale sahip olan müminlerin rekabet ya da kıskançlık duygularından kurtulamayıp ittifak edememeleri elbette ki söz konusu olamaz. Allah'ın rızasını kazanma konusundaki şevkleri, nefislerinin fısıldadığı kıskançlığı ya da rekabet hırsını rahatlıkla delip geçer. Önemli olan ihtilafın nasıl zarar verebileceğini iyi kavramalarıdır. Bir ayette "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal Suresi, 46) sözleriyle çekişme ve ihtilafın güç kaybına neden olacağı hatırlatılmıştır.
Peygamberimiz (sav) de "Bir kimse din kardeşinin ayıbını şekilde örterse, Allah da kendisini dünya ve ahirette hoşnud eder." 26 şeklindeki sözüyle Müslümanların her zaman birbirlerinin eksikliklerini tamamlamaları ve hatalarını örtmeleri gerektiğini ifade etmiştir. Aksi durumda aralarındaki manevi birlik ortadan kalkacak ve güçleri gidecektir. Müminlerin güçlerinin gitmesi ise inkar edenlerin gücüne güç katmak anlamına gelir. Hiçbir mümin sırf nefsinin isteklerini tatmin etmek için böyle bir sorumluluğu yüklenmek istemez. Çünkü müminlerin asıl sorumlulukları Kuran ahlakını en mükemmel şekilde yaşamak, bu ahlaklarıyla başkalarına örnek olmak ve onları da din ahlakını yaşamaya teşvik etmektir. Açıktır ki kendisi daha kıskançlığı ya da rekabet hırsını yenememiş bir insan, böyle bir sorumluluğu gereği gibi yerine getiremez. Dolayısıyla da müminlerin gücünü kıran ve inkar edenlere güç veren tavırlar gösterir. Bu tavırlar sonucunda kişi etrafına kötü örnek olduğu gibi, ahiret için de ağır bir sorumluluk yüklenir. O nedenle bu tavırlarını hemen terk etmeli ve güzel ahlaka yönelmelidir. Çünkü ihlası ancak bu şekilde kazanabilecek ve Allah'ın rızasına uygun bir ahlaka ancak bu şekilde ulaşabilecektir. Mümine yakışan tavır ise Bediüzzaman'ın da belirttiği gibi "İyilik ve takva konusunda yardımlaşın" ayetine uygun olarak 'müminlerle samimi ittifak etmek' ve ihlası ayakta tutmaktır:
İşte ehl-i hakkın bu haksız ihtilaf illetinin merhemi ve ilâcı: "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider…" (Enfal Suresi, 46) âyetindeki Allah'ın şiddetli yasaklaması, "İyilik ve takva konusunda yardımlaşın" (Maide Suresi, 2) âyetinde sosyal hayat için gayet hikmetli olan Allah'ın emir ve prensipleriyle hareket etmek ve ihtilafın İslâmiyete ne derece zararlı olduğunu ve dalalette olanların, hak yolda olanlara üstün gelmesini ne derece kolaylaştırdığını düşünüp, tam bir zaaf ve acizlik ile, o hak yolda olanların kafilesine fedakârane, samimane olarak katılmaktır; şahsiyetini unutmakla ikiyüzlülük ve yapmacık hareketlerden kurtulup, ihlası elde etmektir. 27
Alıntı ile Cevapla