Cevap: Hadis-i şerif
Ebu Saîd Hudrî (r.a.) şöyle anlatır:
Resulüllah (a.s.) Mescitte Ramazan ayının ortasındaki on günde itikâf ediyordu. Yirminci gece dolup Peygamber yirmi birinci geceyi karşılayacağı zaman eve dönerdi. Kendisi ile beraber itikâf edenler de dönerlerdi. Sonra kendisi bir ayda ikamet etti de, bu ayda iken, içinde evine dönmekte olduğu o gecede de itikâf etti. Muteakibe n halka bir hutbe irat ederek Allah'ın dilediği bazı şeyleri onlara şöyle emretti: "Ben şu on günde itikâf ediyordum . Sonra bana şu son on günde itikâf etmem zahir oldu. Benimle beraber itikâf etmiş olan, kendi itikâf yerinde gecelesin . Ben, bu geceyi muhakkak görmüştüm, fakat o bana unutturul du. Siz onu (Kadir gecesi) son ondaki her tek gecede arayın. Ben kendimi bir su ve bir çamur içinde secde ederken gördüm." Ebu Saîd Hudrî sözlerine devamla: Biz yirmi birinci gecede yağmura tutulduk. Hatta Mescidin çatısı Resulüllah'ın namaz kıldığı yere aktı. Ben, sabah namazından dönerken Resulüllah'a baktığımda, yüzü yağmur çamur içerisinde idi.
Sahih-i Müslim'deki hadis numarası: 1993
Abdullah ibnu Amr ibnul-Âs -Allah ondan ve babasından razı olsun- şöyle dedi:
Allah Azze ve Celle Kurân’da Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi şu şekilde vasfetmiştir: “Ey Peygamber, biz seni hakîkaten bir şâhid, bir müjdeci, bir korkutucu olarak gönderdik.” (Fetih: 8) Tevrat’ta da O’nu şu şekilde vasfetmiştir:
Ey Peygamber, biz seni hakîkaten bir şâhid, bir müjdeci, bir korkutucu ve ümmîlere bir koruyucu olarak gönderdik. Sen elbette benim kulum ve Rasûlümsün. Ben sana “Mütevekkil” adını verdim. Bu peygamber kötü huylu, katı kalpli, çarşılarda çığırtkan değildir. O kötülüğe kötülükle mukabele etmez, fakat o kötülüğü af ile, mağfiret ile karşılar. Allah, sapmış olan milleti bu peygamber ile onları Lâ ilahe illâllah demeleri suretiyle doğrultmadıkça, o peygamberin ruhunu asla kabzetmeyecektir. Allah bir çok kör gözleri, birçok sağır kulakları, birçok kapalı kalpleri bu tevhid kelimesiyle açacaktır"(Hadisin Buharide geçtiği diğer yerler: 4838)
Berâ ibnu Âzib -Allah ondan razı olsun- şöyle dedi:
Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem yatağına yattığı zaman sağ tarafına yatar ve şöyle derdi:
"Allahım yüzümü sana teslim ettim, işimi sana havale ettim. Senden ümit ederek ve korkarak sırtımı sana dayadım. Sığınmak ve senden sakınmak ancak sana yönelmektedir. Allahım, indirdiğin Kitab’a ve gönderdiğin Nebi’ne iman ettim." Her kim bunları söyler ve o gece ölürse fıtrat (İslam) üzere ölür." (Hadisin Buhari geçtiği diğer yerler; 247, 6311, 6313, 6315, 7488. Müslüm; 2710)
__________________ Birbirimize Fikirlerimiz uyuşmasa bile İNSAN olduğumuz için SAYGI duymamız lazım...
Ne MUTLU MÜSLÜMANIM DİYENE.... |