Durumu: Medine No : 13038 Üyelik T.:
14 Aralık 2010 Arkadaşları:9 Cinsiyet: Memleket:istanbul Yaş:54 Mesaj:
871 Konular:
41 Beğenildi:6 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Muhammed Bin Abdülvahhab kimdir? Muhammed bin Abdülvahhabın yaşadığı dönemdeki çarpık anlayışlardan biride ayetlerin müşrik ve kafir olarak isimlendirdiği toplumlar Allahtan başka ilahlar edinirlerdi peygamberi yalanlar Kuran-ın emirlerine karşı gelirler büyü sihir vs.gibi şeyler yapıyorlardı oysa biz öylemiyiz. Biz peygamberede inanıyor Kuran-ıda okuyoruz vs. Biz müslümanız sen bizi tekfir etmekle müslümanları tekfir ediyorsun diye Muhammed bin Abdülvahhaba şiddetle karşı çıkarlardı. Derler ki: Haklarında Kur'an inen kimseler Allah'tan başka bir ilâh olmadığına inanmazlar. Peygamberi yalanlarlar, öldükten sonra dirilmeyi inkâr ederler, Kur'anı yalanlar ve onu sihir kabul ederlerdi... Halbuki biz ; Allah' tan başka ilâh olmadığına, Muhammed (S. A. V.) in O'nun Rasûlu olduğuna şehadet ediyor. Kur'anı tasdik ediyor, öldükten sonra dirilmeye inanıyor, namaz kılıyor, oruç tutuyoruz. Böyle» olunca nasıl olur da bizi onlar gibi kabul edersiniz ?.. Cevap: Rasûlüllah (S. A. V.) e bir meselede inanıp bir meselede inanmayanın kâfir olduğu hususunda bütün ilim adamları ittifak etmişlerdir. Kur'an'ın bir kısmına inanıp, bir kısmına inanmayan, Tevhidi kabul edip namazın farziyetini inkâr eden yahut tevhide ve namazın farz oluşuna inanıp zekâtın farz oluşuna inanmayan ya da hepsine inanıp orucun yahut haccın farz oluşuna inanmayan da ayrı hükümdedir. « Hz. Peygamber (S. A. V.) zamanında hacca gitmeyenler olunca Cenabı Allah şöyle buyurmuştur: "Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i hacc etmesi Allah'ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Küfreden ise: Allah, alemlerden müstağnidir."(Ali'imran: 3/37) Bunların hepsine inanıp öldükten sonraki dirilmeyi inkar edenin kâfir olduğu icma'ile sabittir. Onun kanı de helâldir. Yani bundan dolayı öldürülebilir. Allah buyurur : "Allah'ı ve peygamberlerini inkâr ederek kâfir olan, bir de Allah ile Peygamberlerinin arasını ayırmak isteyen "Kimine inanırız, kimini inkâr ederiz"(Nisa: 4/150-151) diyen ve böylece (küfür ile iman) arasında bir yol tutmaya yeltenen kimseler (yok mu) işte onlar gerçek kâfirlerin tâ kendileridirler. Biz o kafirlere hor ve hakîr edici bir azâb hazırlamışızdır." ? İnanılması gereken bazı şeylere inanıp bazılarına inanmayanın kâfir ve zikredilen cezaya müstahak olduğunu bizzat Allah izah ettiğine göre ; şüphe ortadan kalkmış olur.Şu halde her şeyde Rasulullah'ı tasdik edip namazın farz oluşunu inkâr eden, kâfirdir, kanı helâldir. Bu, icma' iledir. Yine her şeye inandığı halde öldükten sonra dirilmeye inanmayan, yahut Ramazan orucunun farziyetini inkâr edip diğer bütün şeylere inanan ; bütün mezheplere göre aynı hükümdedir. Kur'anı Kerim de bunlar için ayni ifadeyi kullanmıştır. Yine her şeye inandığı halde öldükten sonra dirilmeye inanmayan, yahut Ramazan orucunun farziyetini inkâr edip diğer bütün şeylere inanan; bütün mezheplere göre aynı hükümdedir. Muhammed bin Abdülvahhab tevhid anlayışını o dönemki islam uleması! İle tartışırken onların bu konudada ne kadar islam dinine uzak düşüncelere sahip olduklarını şu cümlerle dile getirmektedir. Kur'anı Kerim de bunlar için ayni ifadeyi kullanmıştır. Bilinmektedir ki Tevhid, Hz. Peygamberin bildirdiği en muazaam farzdır Namazdan, zekâttan, oruçtan ve Hac'tan daha muazzamdır. Nasıl olur da Rasûlüllah'ın bütün tebliğ ettiklerini yaptığı halde bu farzlardan birisini inkâr eden kâfir olur da,bütün peygamberlerin yolu olan tevhidi inkâr eden'"kâfir olmaz ! ?.. Hayret!.. Bu cehâlet ne kadar acayiptir...» Muhammed bin Abdülvahhabın kendi yaşadığı dönemki din anlayışını aktarma şekline dikket edilecek olunursa günümüz müşrik belamların ve onlara tabi olan zümrelerin akidesi ile birebir örtüşdüğünü görebilmekteyiz. Günümüz müşrik anlayışları kişi “la ilahe illAllah” derse namaz oruç zekat haç gibi farizaları yerine getirmezse bile müslüman kalabileceklerine hüküm vermekteler. Tevhid kelimesini lafız olarak söylemkten başka peygamberlerin Allah’tan aldıkları dinin emirlerini hiçe sayarak halen müslüman olduklarını iddia ederler. İşte bu bozuk ve çarpık düşünce osmanlı ulemasının günümüze uzantısının açıkça kanıtı Muhammed bin Abdülvahhabın aşağıdaki sözlerdir. Kendi yaşadığı toplumu ve o anki yeryüzü din anlayışını özetleyen yazısını olduğu gibi aşağıya alıntı yapıyorum. Denilebilir ki: Peygamber (S. A. V.) in sahabileri, ALLA'H'tan başka ilâh olmadığına, Muhammed (S. A. V.) in O'nun Rasûlu olduğuna şehadet ettikleri, ezan okuyup namaz kıldıkları ve Hz. Peygamberle beraber müslüman oldukları halde beni Hanîfe ile savaşmışlardır. Şayet birisi ;Onlar Müseyleme'nin peygamber olduğunu iddia ediyorlar dese : Arzumuz .da" budur, de. Bir insanı peygamber "mertebesine çıkaran, eğer, kâfir olur; malı ve kanı helal olur ve şehadet ile namaz ona fayda vermezse ; şemsan veya Yusufu yahut bir sahâbi veya Peygamberi Allah'ın mertebesine yükselten nasıl olur ?. . iştir ?!. . "Yine Allah, bilmeyenlerin kalbini mühürler."(Rum:30/59) Yine denilebilir ki : Hz. Ali (R. A.) m ateşle yaktığı kimseler, hep müslüman olduklarını iddia ederlerdi. Hz. Ali'nin dostlarından ve ilmi de sahabeden öğrenmişlerdi. Fakat Hz. Yusuf ve Şemsân'a inanıldığı gibi Hz. Ali'yi de böyle kabul etmişlerdi. Sahabeler bunların küfrü ve öldürülmeleri hakkında nasıl fikir birliğine varmışlardı ! ? Zanneder misiniz ki sahabîler müslümanları tekfir ederler?!.. Yoksa Hz. Ali'yi yüceltmenin küfrü gerektirdiği halde diğer insanları yüceltmenin zarar vermiyeceğini mi zannedersiniz ? !. . Yine denilebilir : Abbasiler devrinde Mısıra ve kuzey Afrika'ya hâkim olan Ubeyd El-Kadah oğulları da Allah'tan başka ilâh olmadığına Muhammed (S. A. V.) in O'nun Rasûlu olduğuna şehadet ediyorlar, müslüman olduklarım iddia ediyorlar, namazı ve cumayı kılıyorlardı. Bizim mevzulunuzdan, daha aşağı meşelerde şerîata muhalif olduklarım izhar edince ; bütün ilim adamları onların küfrüne hüküm vermişler, onlarla savaşmaya karar vermişler ve memleketlerini de diyar-ı harp ilân etmişlerdi. Sonra müslümanlar onlara saldırdı ve islâm beldelerini onlardan kurtardılar. Yine denilebilir ki: Eğer ilk insanlar, yalnız şirk koştukları, Rasûlüllah (S. A. V.) i ve Kur'anı yalanladıkları ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr ettikleri için küfre girmişlerse ; Yani ancak bu yolla küfür olacaksa ; bütün mezheplerde ele aldıkları özel bahislerin mânası nedir?.. Diğer hadisi şerif ve benzerleri de bunun gibidir. Yani muvahhid ve müslüman kimse, buna münâfı bir hareketi tesbit edilmeden müslüman kabul edilir. Kendisine ceza .verilmez.Buna delil, Hz, Peygamber (S.A.V.) in hadisleridir. Buyurmuştu ki: "Lâilâhe illAllah dedikten sonra mı onu öldürdün ?..",(Buhari-Müslim) "Lâilâhe illAllah diyene kadar onlarla harbetmekle emrolundum."(Buhari-Müslim) Yine Hz. Peygamber (S.A.V.), ibadeti, tehlil ve teşbihi diğerlerinden fazla yapan Havâric hakkında Birisi, Beni mustalik'in Zekâtı vermediklerini haber verince Hz. Peygamber (S.A.V.) onlarla harbe hazırlanmak istemişti. Bunun üzerine Allah şu âyeti indirdi : "Ey îman edenler, eğer bir fasık size bir haber getirirse onu tahkik edin." (Hucurat: 49/69 Bu haberi veren, onlar adına yalan söylemişti, Bütün bunlar, Hz. Peygamberin sözlerinden î delil olarak göstermek istedikleri bütün hadislerden Hz. Peygamber (S.A.V.) in bizim zikrettiğimizi kastettiğini ispat eder. Bu hususta bir örnek verelim: Ben-i Huneyfe kabilesi dinden dönenlerin en meşhuru ve en fenasıydı. Böyle olmalarına rağmen Kelime-i Şehadeti getirirler. Ezan okur Namaz kılarlardı. Meşhur Recal denilen mürtedle bir arada bulundukları, onun meclisine devam ettikleri için, yaptıkları ibadet (!) lerin Peygamber tarafından emredildiğini zannediyorlardı. İşte böyle bir inanca saplanmış olan kimselere göre birisi İslâm dinini istihza (alay) konusu yapsa, üzerinde hiç bir İslâmı yaşantı görülmese de değilmi ki Kelime-i Tevhidi / La ilâhe illAllah'ı söylüyor o, müslümandır. Hayret! doğrusu. Böyle bir hükme en cahil insan bile varamaz. Kalblerimizin, dininin üzerinde sabit kalması için Allaha yalvarırım. Muhammed bin Abdülvahhab Muhammed bin Abdülvahhab’a Allah rahmet eylesin o zamanki belamların fikirlerini Allahın izni ile çürütmüş onların yanlış toplumlar olduklarını çok güzel analiz etmiştir.
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |