re: Kuran-ı Kerim Okuyorum-Medineweb
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
اِنَّآ اَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ (1) فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ (2) اِنَّ شَانِئَكَ هُوَ اْلاَبْتَرُ (3)
Kevser Sûresi
Rahmân ve Rahîm olan Allahın ismi ile.
(Habîbim!) Hakîkat, biz sana, Kevseri[5] verdik. O hâlde Rabbin için namâz kıl ve kurban kes. Doğrusu sana (nesli kesik deyip) dil uzatandır, hayrsız nesli kesik.
ÎZÂH: Bu mübârek sûre, Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” nâil olduğu ni’metleri ve Onun iki kudsî vazîfesini bildirmekdedir. Âyet-i kerîmedeki “Kevser” lâfzı için islâm âlimleri çeşidli ma’nâlar vermişlerdir. Cumhur ulemâya göre:
a) Cennetde bir ırmakdır veyâ bir havuzdur ki suyu baldan tatlı, sütden dahâ ziyâde beyâz ve kardan dahâ soğukdur.
b) Kur’ân-ı Azîmdir ki: O dünyevî ve uhrevî hayrları toplıyan bir kitâbdır.
c) Resûl-i Ekremin “sallallahü aleyhi ve sellem” hâiz olduğu şeref-i nübüvvetdir.
d) Gökde ve yerde Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” için çok zikr ve senâdır.
e) Resûlullahın evlâd ve etbaıdır.
f) Resûlullahın Eshâb ve ulemâ-yı ümmetidir.
Peygamberimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” oğlu Kâsım vefât edince, Âs bin Vâil, Muhammedin “aleyhisselâm” artık nesli kesildi, kendisini yâd etdirecek evlâdı kalmadı, dedi. Bunu diğer müşrikler de söylemişlerdir. Onlar, müslimânlara bir şiddet, darlık ârız olunca bununla sevinip, ferâhlıyorlardı. İşte bu sûre-i celîle o kâfirlerin bâtıl düşüncelerini reddetdi. Pek kısa bir sûre olmasına rağmen birçok hakîkatlere işâret etmekdedir.
|