Tekil Mesaj gösterimi
Alt 24 Kasım 2011, 12:48   Mesaj No:13

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: İslam mı, tasavvuf mu; Tevhid mi, şirk mi_?

Barışş abim


Evet ben kendini bilmeyenlere şarlatan derim.. benim anlamdığım bir konuda şu. İnsanların allahın katında evliya oldukları yada belirli bir makamları oldukları bilgisini kim hangi vahiyle öğrenmektedir. Yoksa bizim bilmediğimiz bir vahiy çeşidimi var bu zatların elinde.




Bizler imam Şafi-i-yi imam Malik-i imam Azam-ı Ahmet bin Hanbel-i müslüman alimler biliriz onlara Allah'tan rahmet okur ve dua ederiz fakat Allah katındaki durumlarını bilemeyizki.. Şeyh yada evliya diye isimlendirdiklerimize Allah katında yüksek mevkiler taksim etmekte ne oli bunu anlamıyorum...




Yukarıdaki yazımdada maide/3. Ayeti delil vermiştim. İslam dini eksiksiz bir şekilde tamamlanmış Allah üzerimize olan nimetini kemale erdirmiştir. Şimdi bazı insanlar ortaya çıkıp islam adı altında yeni dinler icat etmeye cüret edebiliyorlarsa bunun adı şarlatanlıktır.




ALİ-imran-19- "Allah katında geçerli olan din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine bilgi geldikten sonra karşılıklı ihtirasları yüzünden anlaşmazlığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkar ederse bilsin ki, Allah'ın hesaplaşması çok çabuktur."




ALİ-imran-20- "Eğer seninle tartışmaya kalkışırlarsa de ki; `Ben bana uyanlar ile birlikte tüm varlığım ile Allah'a teslim oldum.' Kendilerine kitap verilenler ile kitapsız müşriklere `Siz de teslim oldunuz mü?' diye sor. Eğer teslim olurlarsa doğru yola girmiş olurlar. Eğer sırt dönerlerse sana düşen sadece duyurmaktır. Allah kullarını hakkıyle görür."




Bir tek uluhiyet.. Öyleyse kulluk da yalnız bir ilahadır. Bu uluhiyete teslim olmak, kulların kalplerinde ve hayatlarında Allah'ın otoritesi dışında hiçbir varlığa yer bırakmaz.




Bir tek uluhiyet... Öyleyse insanların kendisine ibadet etmesinde, emrine bağlanmasında, yasasını ve hükmünü kendi aralarında uygulamasında, onların değer yargılarını ve ölçülerini belirlemesinde, bu değer yargılarına ve ölçülere uymalarım emretmesinde, baştan sona kadar bütün hayatlarını razı olduğu direktife uygun biçimde kurmalarını istemesinde gerçekten hak ve yetki sahibi yalnız bir hah vardır.




Bir tek uluhiyet... Öyleyse bir tek inanç vardır. O da Allah'ın kendi kullarından kabul ettiği inançtır. Saf ve net olan tevhid inancı. Sözünü ettiğimiz Tevhidin gerekleri ise..


"Allah katında din İslam'dır"...




O İslam ki, kuru bir iddiadan ibaret değildir, sadece bir sembol değildir, sadece dil ile söylenen bir sözcük değildir, hatta kalbin huzur içinde kapsamına aldığı bir düşünce de değildir... Bireylerin kendi başlarına namazda, oruçta ve Hacc'da yerine getirdiği birtakım bireysel dini görevler hiç değildir. Hayır... Allah'ın insanlar için kendisinden başka hiçbir dini kabul etmediği İslam bu değildir...




Burada sözü edilen İslam teslim olmakla gerçekleşen İslam'dır... İtaat ve bağlılıkla gerçekleşen İslam'dır. Kulların aralarında Allah'ın kitabını hakem tayin etmekle gerçekleşen İslam'dır...




İslam, uluhiyet ve otorite birliğinin kabul edilmesidir, birlenmesidir... Halbuki tasavvuf Allah'ın yüce zatı ile şeyhlerin zatını karıştırdıkları gibi, Allah'ın iradesiyle şeyhlerin iradesini de karıştırıyorlar. Bu düşüncelere bağlı olarak aralarında şiddetli anlaşmazlıklara düşüyorlar. Bu anlaşmazlıklar çoğu zaman onları birbirinin rant kapılarının çakışmasıyla gruplaşmaya götürmektedir.




"Eğer seninle tartışırlarsa..." Yani Tevhid'de ve dinde: "De ki: `Ben yüzümü Allah'a teslim ettim.", ben ve bana uyanlar.. burada "uyma" ifadesinin bir esprisi vardır. Bu, sırf doğrulamaktan ibaret değildir. O, bağlanmaktan ibarettir. Aynı şekilde "yüzünü teslim etmek" de önemli bir espriye sahiptir. (bu cümlelere dikkat) Yani bu sırf dille söylemek ya da kalple inanmak değildir. Bu da ancak teslim olmakla gerçekleşir.




İtaat ve bağlılık ile birlikte bir teslim oluş.. Yüzünü teslim etme, bu teslim oluşun dolaylı anlatımıdır. Yüz, insanın en değerli ve en üstün organıdır. Bu ifade, çağrıya kulak veren, izleyen, boyun eğen, itaat eden bağlanışın tablosunu canlandırmaktadır.




İşte bu, Muhammed'in (salat ve selam üzerine olsun) inancı ve yaşam biçimidir. Müslümanlar da inancında ve yaşam biçiminde O'nun takipçileri ve izleyicileridir. Öyleyse ehl-i kitaba ve müşriklere, durumlarını belirleyici, tavırların ortaya koyucu soruyu sormalıdır. Her iki kapıyı birbirinden açık bir şekilde ayıran, karışma ve benzeşmeye yer bırakmayan ayırıcı çizgiyi belirlemelidir.
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla