Durumu: Medine No : 14647 Üyelik T.:
19 Kasım 2011 Arkadaşları:0 Cinsiyet: Mesaj:
56 Konular:
4 Beğenildi:0 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
| Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri
Semihhh bey kardeşim,
Yazımda zikir çekmek şirktir demedim. Dedim ki; örneğin Lailaheillalah ın anlamını bilen biri, diğer yazılarımda örneğini verdiğim tasavvuf inancındaki şahıs gibi, sahtekar bir şey-he rabıta yoğasıyla zihinsel olarak tapınmayı, ALLAH subhanehuyu anmaktan daha önemli yeni bir ibadet türü olarak görmez dedim. Şirkin "yok artık" denilecek türü budur dedim. Adamcağız ALLAH subhanehuyu bile anmaktan alıkonularak yerine sahtekar şey-he hayali tapınmaya yönlendiriliyorsa açık açık, burda hangi ALLAHtan başka ilah yok zikrini doğrulayacak anlam vardır. Bilakis ALLAH a ortak koşulan ve haşa ALLAH subhanehunun bile ikinci plana itildiği şirkin depara kalkmış modeli var karşımızda. Bu müşrik tipoloji otururda dur önce sahtekar şey-himi hayal edeyim, sonra lailahe illallah derim derse, bu düşünceyle sahtekar şey-hini ilahlaştırmış, ALLAHtan başka ilah yok zikrinide diliyle söylese bile eylem ve düşüncesiyle yalanlamış demektir.
Şunuda düzelteyim ki zayıf hadislere bile mota mot bağlılar cümlemin içinde inme hadisinin geçmiş olmasını yanlış değerlendirerek bu hadislere zayıf dediğim anlaşılmış. Çok güzel kaynakları tam olmamakla beraber vermişiniz, birde ALLAH rasulu bir kadına sorar kadın ALLAH göktedir der hadisini hatırlayın. Noldu şimdi adamlara karşı geliyordunuz ALLAH subhanehuya insanlar gibi iner çıkar diyorlar, ALLAH subhanehu göktedir diyerek yer izafe ediyorlar, mahluk yapıyorlar iddianıza. İşte bende size bunu anlatmaya çalışıyorum. Adamlar göktedirden kasıtla yukarda olanın aşağıda olana göre daha yücede olduğu, inmeden kastında ALLAH subhanehunun özel yakınlığına ve ilgisine talip olunmakla yorumlamaktadırlar. Tasavufçu ve tarikatçılarsa , saydığınız hadisleri hiç dikkate almayarak adamlara müşebbihe iftirası atmaktadırlar.
Demişsinizki;
__________________________________________________ ______________________
Tasavvuf ehli buyuruyor ki:
İyi olan da, kötü olan da, iyilik yapabilir. Kötülük yapmamak ise, ancak Allah adamlarının özelliğidir. Sıddıklar günah işlemez. (Mektubat-ı Masumiye 2/106)
__________________________________________________ ______________________
Peygamberler bile a.s. zelle dediğimiz günah ve hatalarla tasvirlenebilirken, ALLAH katından hangi delille sıddıklar diyerek farazi şahısları günahsız, masum, hatasız ilan edebiliyorsunuz. İnsanları bu derece kusursuzlaştırmak bir nevi ilahlaştırmak değil midir_?
Yine mürşidi kamil kavramıda şirk niteliği taşıyan çok tehlikeli bir kavramdır. Kamil, kemal kusursuz noksansız demektir, bu sıfatla ancak ALLAH subhanehu sıfatlanabilir. Sizler kusursuz öğretici ve ya noksansız eğitmen diyerek, haşa bir takım adi beşerleri düpedüz ilahsal sıfatlarla donatmış oluyorsunuz.
Demişsiniz ki;
__________________________________________________ _____________________
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Her şeyin bir kaynağı vardır. Takvanın kaynağı, âriflerin kalbleridir.) [Taberani]
(Salihleri anmak, günahları temizler.) [Deylemi]
(Âlimin yanında bulunmak ibadettir.) [Deylemi]
(Âlimin yüzüne bakmak ibadettir.) [Deylemi]
__________________________________________________ _____________________
Diğer hadis olup olmadığı belli olamayan rivayetleri bir kenara bırakırsak, bana özellikle Deylemi denilen kaynaktaki hadislerin sıhhatini nasıl ispat edebilirsiniz? Bunların hiç biri sahih olmadığı gibi kütübi sitte kaynaklarında da geçmemektedir. Peki peygamber a.s ın kim benim adıma yalan söylerse cehennemdeki yerine hazırlansın sahih hadisini nereye koyacağız bu duruma göre_?
Yine demişsin ki;
__________________________________________________ ______________________
bak benim PEYGAMBERİMİZ (ALEYHİSSALATÜ VESSELAM) bunu diyor senin vehhabinin ne diyor hangisine inanıcaksın karar ver
__________________________________________________ ______________________
Peki ALLAH subhanehunun salat ve selamı üzerine olsun peygamber a.s. bunları dememişse, onun adına yalan uyduranda cehenneme gideceğine göre, üstelik bir grubu aşağılayacam derken ALLAH subhanehunun "Vehhab" ismini hakaret ve aşağılama ifadesi olarak kullanmaktan çekinmiyor ve ittika etmiyorsan, sizce taassup ve kör taraftarlık uğruna peygamber as.a yalan iftira etmek ve ALLAH subhanehunun esmasını aşağılama olarak kullanmak nasıl en takvalı müslümanlığı temsil edebiliyor. Kardeşim siz daha baştan adamlara saldıracaz derken ALLAH subhanehunun esmasını aşağılamalarınızda ve nitelemelerinizde alet ediniyorsunuz, tenzih etmiyorsunuz. Bu derece kör bir taassup ve holiganlığa dökmüşsünüz işi, ALLAH subhanehunun esmasını hakaret ve aşağılama nitelemesi olarak kullandığınızın ya farkında değilsiniz, yada sizce hiçte sakınılacak bir durum değil.
İbni Teymiyye r.a ın kafirlerin cehennemde ebedi kalmaları ile ilgili fetvasında, Hasan el Basriye dayanan ve ondanda Ömer r.a den nakledilen bir söze göre hata ettiğini, kendileri açıkça ifade etmişlerdir. İşte o kaynak;
__________________________________________________ _____________________
İbni Kayyım r.a., şeyhul İslam İbni Teymiye’den, şöyle nakleder; “Hasen el Basri, Ömer r.a.’ın şöyle dediğini söyledi; “Cehennemdekiler şayet kum yığınları kadar bir süre bile cehennemde kalsalar, yine bir gün oradan çıkarlardı.”[2] Her ne kadar Hasen el Basri, Ömer r.a.’den işitmemişse de, onun böyle dediğine kanaati olmasaydı böyle kesin olarak rivayet etmezdi. Ehli sünnet önderi imamlar da buna karşı çıkmadılar.”
Bu söze şöyle karşılık veririz; birincisi; Hasen el Basri, Ömer r.a.’den bunu işitmemiş olup, mürsel olarak rivayet etmiştir. Hasen el Basri r.a., zahid imamlardan biri olması yanında, müdellis bir ravi olup, mürsel rivayetleri imamlar indinde makbul değildir. İmam Darekutni Sünen’de der ki; “Hasen el Basri ve Ebul Aliye’nin mürselleri alınmaz. Zira bunlar kimden rivayette bulunduklarına dikkat etmezler.”
Ehli Sünnet İmamlarının bu söze karşı çıkmayışlarına gelince; onlar Ömer r.a.’ın bu sözünü, cehennem’e girip de çıkacak olan günahkar müminlerin hakkında olduğuna hamletmişlerdir.
__________________________________________________ ________________________
Öte yandan sen hemen İnb Teymiyye r.a ı küfürle nitelemekte acele ederken, acaba onların kaynak gösterdikleri Hasan el Basri yi ve Ömer r.a ı nereye koyacaksın. Hele hele zındık Arabiyle kıyaslamaya gitmişsinki, bırak insanların ateşte azap görüp çıkmalarını cehennem ve cezayı külliyen yok saymıştır. Eğer küfürde bir skala taraması yapacak olsaydık Arabinin küfrünün üstünde başka bir küfür asla olmazdı. Ayrıca kendisini sekr halinde diye aklamaya çalışmanızda çok komik ve kolaycı olmuş gerçekten. Bir insan alkol, anastezi, sara nöbeti, hipnoz, herhangibir nedenden dolayı bayılma gibi durumlar dışında, bilinci asla kapanmaz ve her halindeki durumundan eyleminden dolayı mükelleftir. Sekr hali ve cezbe diye kendini anlamsız yere atmalar v.s psikolojik atraksiyonlardır. Ayrıca masum göstermeye çalıştığınız Arabi tüm küfürlerini kitaba geçirecek kadar, örneğin cinsel ilişki hakkında bir fetvayı, henüz bir yaşına girmemiş kızından aldığını eserinde yazacak kadar, kronik ruh bozukluğu sergilemiş birisidir. İşte bizim tasavvuf ve tarikatçıların bir başka halusinasyonuda, en yakın akrabalarından kendileri hakkında mucize keramet türetebilme yalanıdır ki, Arabi zındığı bunu emzikli kız bebesine indirecek kadar uçmuştur. ALLAH hala bunları evliya zannedenlere akıl fikir versin...
Demişsin ki;
__________________________________________________ _________________________
Rumi yeni küfür dini ve şeriatı ne tam açsana iftiranı bilelim
__________________________________________________ ________________________
Bu konu özel başlık altında açılmaya değer bir konu. Sana bir soru; hani diyorsunuzya kamil diye zatlar var, peki kamil küfür işler mi, işlerse bu küfür ne olur?
Demişsin ki;
__________________________________________________ _______________________
10.hep aynı cevaplar kim kimin ilahi sıfatlara ortak etmiş rumi ne zaman demiş gökten indi die yazık yazık iftira atarak bu ralara geldiniz yeter
__________________________________________________ _______________________
Kardeş yukarda bana sahih diye savunarak çıkıştığın hadislerde inen kim peki_?.........
Rumiye tekrar gelirsek, Rumi sahte ilahını şarapta bile tecelli ettirmiş, kadınlardaki işveyi haşa parlayan tanrı tecellisi görmüş, HAŞA HAŞA melanet beyitlerinde güzelleri yalayıp öpmen ondaki, yani tanrıdaki güzellikten dolayı demiş. Bunlar ne iğrenç teşbihler, bunları hristiyanlar yahudiler bile dillendirmemiş.
Yine demişsin ki;
__________________________________________________ _____________________
11.hayır siz Eşarileri tekfir ediyorsunuz iyi oku
__________________________________________________ _____________________
Kardeşim ben bi kere şurdan burdan değilim. Ayrıcada konuyu saptırmayalım ilk verdiğin yazıda adamları ehli sünnet olmamakla ve kafir görmekle nitelemişiniz, Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmezler demişsiniz sonrada, yani adamlar ehli sünnetiz demiş hatta iddianıza göre Eşari ve Maturidileri ehli sünnetten görmemiş, peki nasıl ehli sünneti kafir görmüş oluyorlar. Yani iddia ortaya atacam diye resmen saçmamış bunu yazan.
Madde 12 de şefaat konusu, kardeşim peygamber a.s. bile umulurki(!) şefaatim ahirette üyük günah işleyen ümmetime olur diyor. Adamların karşı olduğu daha bu dünyada bir takım adi beşerlerin mutlak şefatçi ilan edilmeleri. Buyrun bu konuda ALLAH subhanehunun ayetleri:
__________________________________________________ ______________________
Ve hiç kimsenin, hiç kimse adına bir şey ödemeyeceği, hiç kimsenin şefaatinin kabul edilmeyeceği, hiç kimseden bir fidye alınmayacağı ve yardım görülmeyeceği bir günden sakının.
Bakara suresi ayet;(48)
Rablerine (götürülüp) toplanacaklarından korkanları onunla (Kur’an’la) uyarıp-korkut; onlar için ondan başka ne velileri vardır ne şefaatçileri. Umulur ki korkup-sakınırlar.
En’am suresi ayet;(51)
Dinlerini bir oyun ve eğlence (konusu) edinenleri ve dünya hayatı kendilerini mağrur kılanları bırak. Onunla (Kur’an’la) hatırlat ki, bir nefis, kendi kazandıklarıyla helake düşmesin; (böylesinin) Allah’tan başka ne bir velisi, ne bir şefaatçisi vardır; her türlü fidyeyi verse de kabul olunmaz. İşte onlar, kazandıkları nedeniyle helake uğrayanlardır; küfre saptıklarından dolayı onlar için çılgınca kaynar sular ve acıklı bir azab vardır.
En’am suresi ayet;(70)
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) ’teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)’ bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp-koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır.
En’am suresi ayet;(94)
Onlar, onun tevilinden başkasına bakmazlar mı? Onun tevilinin geleceği gün, daha önce onu unutanlar, diyecekler ki; "Gerçekten Rabbimizin elçileri bize hakkı getirmişlerdi. Şimdi bize şefaat edecek şefaatçiler var mıdır? Veya geri çevrilsek de işlediklerimizden başkasını yapsak." Gerçek şu ki onlar, kendilerini hüsrana uğratmışlardır, uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
A’raf suresi ayet;(53)
Allah’ı bırakıp kendilerine zarar vermeyecek ve yararları dokunmayacak şeylere kulluk ederler ve; "Bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir" derler. De ki; "Siz, Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şey mi haber veriyorsunuz? O, sizin şirk koştuklarınızdan uzak ve yücedir."
Yunus suresi ayet;(18)
__________________________________________________ ____________
Neymiş şefaat tümüyle ALLAH subhanehunun izni ve emrindeymiş...
Yine demişsinki;
__________________________________________________ ___________
14. "Bir hadis-i şerif meali şöyledir; (Allahü teâlânın, kalbime doldurduğu feyzlerin, nurların hepsini Ebu Bekr’in kalbine akıttım.) [Mektubat-ı Masumiyye]
__________________________________________________ _________
Kardeş bu hadis dediğin sözün kaynağını, ravilerini, senedini ricalini bana ispat et. Yoksa kısaca bunu uyduranda uydurulduğu resmen belli olduğu halde inananda, ve hala nakledende cehennemdeki yerine hazırlansın. Bu uyarı peygamber a.s. ın, eğer ciddiye alıyor ve inanıyorsanız.
Ayrıca İmam Azam r.a devrinde rabıta diye uydurulan hint yoğasının r si bile yoktu. İmam Azam r.a nezlinde başkalarını yüceltecem diye bir söz atmışınız, o söz imamın tüm akidesinden vazgeçtiğine delalet etmiş, şimdide onu örtmeye tevil arıyorsunuz, yani pess.
Son olarak demişsin ki;
__________________________________________________ __________
dahada yazmıcam bak yazdıklarında hiç bişe yok hep Rumi ye sahte şeyh die adlandırdığın insanlara laf atmışssın başka bişe yaptın yok
__________________________________________________ __________
Kardeş emin ol Ruminin fıtri ve fikri sapıklıklarını buraya sıralamaya bir başlasam, ne kimsede mide kalır nede tahammül. Pornografik ve eşcinsel özenti hikayelerini bir kenara bırakırsak, fikri sapıklığına ilişkin sana melanet mesneviden sayısız beyit yazabilirim. Ama elimden geldiği kadar uslubumu yumuşatarak, bazı örnekler vermeye çalışacağım. Bakalım verdiğim örnekler mi (katiyen müstehcen pornografik olanları kasdetmiyorum, onları dilime bile almak istemem) yoksa benim bunlara karşı çıkışım mı eleştirilip kınanacak bende merak ediyorum şimdiden...
Selam ve dualarla...
|