Cevap: vehhabilerin bozuk yönleri
Kıymetli kardeşim;
Konu gerçekten amacından sapmakta, isterseniz ben maksadımı tekrar özetliyeyim son olarak.
Öncelikle elimizde doleler şu; bir gruba 27 maddelik bir argümanla saldıran başka bir grup var. Bende diyorum ki bu maddeler hem iftira ve saçmalıklarla dolu, hemde amacı ırkçılık örgütlü bir tepkiden kaynaklanıyor, maksat hiçbir şekilde İslamı savunmak değil diyorum. Üstelik bunu yapanlar ALLAH subhanehunun esmasını karşı gruba hakaretmişçesine kullanacak kadar İslam şuurundan uzak bir grup diyorum. Yine karşı grubun sevdiği bir alime karşı İngiliz ajanı demeleri, kendi halleri, yaşantıları, kanunlarına varıncaya kadar sistemlerine toz kondurmamalarıyla nasıl bağdaşır diyorum.
Bütün bunları derken, iftira atılan grubu herşeyiyle savunuyorum demedim, sevdikleri alimi herşeyiyle savunuyorum o alim hatadam masumdur da demedim, akine o grubun en azından kendi alimlerinin hatasını dillendirdiklerini, iddiacı grubunsa kendi sözde alimlerini mesnetsiz delilsiz masum ilan ettiklerini beyan ettim. Bir alimin veya düşünürün mota mot fikirlerini savunmak başka şey, ona atılan iftirayı iftira olarak söylemek ispat etmek ayrı şeylerdir. Anlatmak istediğim atılan iftira ve kaynağıdır, iftira atılanı koşulsuz savunmak veya herşeyiyle masum ilan etmek değildir.
Yani daha açık bir örnekle şunu anlatmaya çalışıyorum: Bir grup çöpçü, bir grup çifçiye iftira olarak diyor ki, onlar pislik içindeler, yaşamları çöp içinde. Bende diyorum ki mesleği çöpçü olanlar çifçilere iftira atıyor, bunuda yaptıkları işleriyle sözleriyle ispat ediyorum. Yoksa meselemiz çifçilerin hatalarının olup olmaması meselesi değil. Çifçilerin yaşamı çöp içerisinde değil demekle, bir hakkı savunuyorum, yoksa bu çifçilerin tarafında olduğum veya onları hatalarıyla bile olsa savunduğum anlamına gelmez.
Bu arada alın teriyle çöp toplama işi yapan insanları tenzih ederim. Aklıma ancak çevresel faktör örneği geldi.
İslamı kuralların artısıyla eksisiyle uygulandığı bir kaç ülke var. Ben ülke örnek vermeyeceğim, çünkü bu konu cidden müslümanların pratik yaşama bir türlü geçiremedikleri ve giderek ütopyaya dönüşen bir özlemi içinde barındırmakta.
Benim anlatmak istediğim şuydu; maddeler halinde kınadıkları toplum suudi hanedanı nezdinde , suudi arabistan halkı. Hangi toplumun daha şer bir yaşantı içinde olduğunu parametreye endeksleyeceksek, zalim bir yönetim altında ve sultanlıkla idare edilselerde, halk nezdinde şeri hayatın yaşandığı ve şeri hükümlerin uyğulandığını suud halkında görebilmekteyiz. Peki aynı durum hayatının en ücra unsurlarına kadar beşeri ve tağuti tüm özellikleri ap-açık üzerinde taşıyan, hatta hatta İslami yaşayışın ve değerlerinin suç addedildiği bir toplumla ASLA ama ASLA kıyas götürmeyecek parametre zıtlığı var demekteyim.
Sonuç olarak suudi hanedanını veya uygulanmaya çalışılan şeri düzeni kusursuz gördüğüm, mutlak doğru gördüğüm, herşeyiyle savunduğum anlamına katiyen gelmesin.Bu gerçekten çok tartışma götürür ve bunu tartışmakta istemiyorum. Çöpçü olayındaki gibi ben realiteden ve kimin daha şer olduğunun ortaya çıkmasından yanayım. Yoksa şunu şeçtim veya bunu şeçin gibi bir kabul ve önermede sunmamaktayım.
Selam ve dualarla...
|