18 Aralık 2011, 01:44
|
Mesaj No:24 |
Durumu: Medine No : 11916 Üyelik T.:
02 Mart 2010 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:55 Mesaj:
487 Konular:
102 Beğenildi:6 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: Hüküm Allah'ındır Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 327. hafta basın açıklamasında “Günübirlik protestolar, içi boş söylemler, ihsan edilen özgürlükler için değil mücadeleyle alınacak sahici kazanımlar için buradayız.” derken, platform adına açıklamayı okuyan Sakarya Dayanışma Derneği sözcüsü Kadrican Mendi “Van’ı unutmamaya ve unutturmamaya devam edeceğiz...
Çocuklar çadırlarda yanarak ölürken, karamsarlığın ve umutsuzluğun had safhada olduğu Van halkının acılarına kayıtsız kalan ve depremi fırsatçılığa çeviren her türlü politikayı kınıyor, Van halkıyla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha belirtiyoruz.” denildi. Başörtüsü yasağının bitmediğini vurgulayan Mendi, “İlk ve ortaöğretimde, kamu kurum ve kuruluşlarında yasak aynı şekilde uygulanıyor.
Şehrimizde herhangi bir lisenin önüne gidin, her gün kaç öğrencinin ya da öğretmenin hakkı gasp ediliyor, kendi gözlerinizle görebilirsiniz! İstanbul Barosu’nun başörtüsünü “mesleğe yaraşır” bulmayarak stajyer avukatlara yasak uygulaması sorunun bitmediğine dair başka bir somut bir örnek olmuştur. Yine başta Ege Üniversitesi olmak üzere birçok üniversitede hâlâ başörtülü öğrencilere hakaret eden, onları notla korkutmaya çalışan öğretim görevlileri vardır.” dedi. Suriye’de işgale hayır!
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, 327. hafta basın açıklamasında gündeme getirilen diğer bir sorun Suriye oldu. Mendi, konuyla ilgili “YAŞ sonunda yapılan açıklamadaki “harbe hazırlık durumu” vurgusundan da anlaşıldığı üzere Türkiye, emperyalist cephenin neferi olarak Suriye’de ateşe doğru koşmaktadır. Masum ve mazlum Suriye halkının özgürlük taleplerini fırsat bilerek devreye giren ABD, Türkiye’yi koçbaşı gibi kullanmak istemektedir.
Afganistan, Irak ve Libya’dan sonra şimdi de Suriye’de büyük şeytan kapıdadır. Baas rejiminin deliğine çomak sokarak savunmasız halkın kanına girenler, emperyalist müdahale için adeta gün saymaktalar. Bunun anlamı daha çok ölüm, daha çok acı, daha çok gözyaşı demektir. Ve ne yazık ki ülkemizdeki siyasal iktidar, sorunu çözmek yerine en başından beri sorunun parçası olmuştur… Açıkça belirtmek isteriz ki, biz bölgedeki halkların kendi despotlarından kurtuluş mücadelesinin yanında duruyoruz. Fakat kurtuluşun NATO konseptinde, emperyalist müdahalede arandığı hiçbir anlayışı da kesinlikle kabul etmiyoruz. Emperyalist işgal, Siyonist işgal ve işbirlikçi rejimler mevcudiyetini koruduğu sürece bu bölgede adil ve özgür bir gelecek mümkün değildir. Bu sebeple başta Suriye halkı olmak üzere tüm halklara karşı sorumluluğumuz, öncelikle kendi siyasal düzenimizin ABD-NATO ekseninden çıkarılması için mücadele etmektir.” dedi. (Kaynak: timetürk) |
| |