Konu Başlıkları: mürşid... mürşidi kamil....
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26 Aralık 2011, 19:02   Mesaj No:2

İqra

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:İqra isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14869
Üyelik T.: 30 Kasım 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 52
Konular: 12
Beğenildi:0
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Standart Cevap: mürşid... mürşidi kamil....

Alıntı:
aslıı Üyemizden Alıntı Mesajı göster

Evliyâullah vazifelerine göre; "Kutup", "Nücebâ", "Abdâl", "Evtâd", "Gavs"... gibi isimler alırlar. Bunlar ALLAH'a gönülden bağlı olup, söz verenler ve hükmünü HAK'tan bekleyenlerdir.
Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz bu gibi kimseler hakkında bir Hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: "ALLAH'ın kullarından öylesi vardır ki, şöyle olacak diye yemin etse muhakak ALLAH celle celalüh onun yeminini yerine getirir." (Buhârî. Tecrîd-i sarîh: 1186)

ALLAH-u Teâlâ'nın bu has kulları her zaman için mevcuttur. Kimisi canını bu uğurda feda ederek ebedî saadete nail olmuş; kimisi de ebedî saadetin şerefine nail olmak için canını ve malını hiçe saymış, rızâ-i Bârî için gayret sarfetmektedir.


Kutub: Bütün kemâliyeti şahsında toplamış zattır. Her devirde bir tanedir.

Nücebâ: HAK'tan gayrısına bakmayan, yaratıkların yüklerini taşıyıp sıkıntılarını gidermeye çalışan, ibadet ve tâata düşkün, cömert, sabırlı, haya sahibi, her şeylerini HAK'a vermekten zevk duyan zatlardır.

Abdâl: Kuruntu ve hayalden uzak, itidal ve istikamet üzere olan, az uyuyup erkenden ibadet için kalkan, kemâl ve fazilet ehli zatlardır.

Evtâd: İlâhi emirlere sıkı sıkıya bağlı, geceleri uyumayıp ibadetle geçiren zatlardır.mürşidlerin vasıflarından birkaçı şöyledir:
1- Lüzumlu akaid ve fıkıh bilgi*lerine vâkıf idiler. Fıkıh bilmiyen evliya olamaz.
2-Hep güleryüzlü olup, bir anneşefkati ile talebeyi terbiye ederler idi.
3-Hiç bir talebenin parasında gözüolmazdı. (ALLAHın evliyası, cömertlikve güzel ahlâk üzere yaratılmıştır} hadis-i şerifine uygun vasıfta olup, ta*lebelerine elinden gelen yardımı ya*parlar idi.
4-Talebelerinin sırlarını gizli tutar*lardı. {Seçilmişlerin kalbleri sırların mezarıdır) denirdi.
5-(Üstada da, talebeye de saygı*lı olun) hadis-i şerifine göre merha*metli ve tevazu sahibi idiler.
6- (Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen vardır) mealindeki âyet-i kerime mucibince ilimleri ile büyüklenmezlerdi.
İlmi ile mağrur olanlar, ilimleri az olanlardır. Az bir şey öğrenince her şeyi öğrendiklerini sanarlar. Fazla bil*gi sahibi olanlar, ilmin sınırsızlığını ve sonuna ulaşmaktan aciz olduklarını bildiklerinden tevazudan ayrılmazlar. Zaten âlim, bilmediklerinin bildiklerin*den çok olduğunu bilen zattır.
7- Bilmedikleri olursa, "Bilmiyoruz" demekten çekinmezlerdi.
Peygamber efendimiz de sallallahu aleyhi ve sellem , bütün yaratılmışların en üstünü olduğu halde (Bilmiyorum, Cebrail aleyhisselama sorayım da öyle cevap vere*yim) buyurmuştur. Hz. İbni Abbas da (ra.) (Bilmiyorum diyemiyen helak olmuş*tur) buyuruyor.
Malayani, yani boş konuşmaz*lardı.
Talebenin vasfı
9- Talebeleri de üstün kimselerdi. Her talebe, ALLAH’ü Teâlânın sevgisi ile ve O’nun sevgisine kavuşmak arzusu ile yanardı. Bilmediği, anlıyamadığı bir aşk ile şaşkın hâldeydi. Uykuları kaçar,
gözyaşları dinmezdi. Geçmişteki gü*nahlarından utanarak başını kaldıra*maz, her işlerinde ALLAH’tan korkar, tit*rerdi. ALLAH’ü Teâlânın sevgisine kavuş*turacak işleri yapmak için çırpınırdı. Her işlerinde sabreder ve affeder, hergeçimsizlikte, sıkıntıda kusuru kendin*de görürdü. Her nefeste ALLAH’ı düşü*nür, gaflet ile yaşamaz, kimseyle mü*nakaşa etmezdi. Bir kalbi incitmekten korkar, kalbleri ALLAH’ü Teâlânın evi bilir*
di. Eshab-ı kiramın hepsini, "radıyallahu Teâlâ anhüm ecmain" diyerek iyi bi*lir, hepsinin iyi olduğunu söylerdi.
10- İlmi ile amil idiler. Yani bildikleri ile amel ederlerdi. Bildiği ile amel etmiyen, kendi görüşünü din gibi orta*ya atan ve bölücülük yapanlar kötü âlimlerdir. Kötü âlimler Kur'ân-ı ke*
rimde (Kitap yüklü merkebe) benze*tilmiştir. (Cuma 5)
Aslı hanım,bütün bu yazdıklarınız İslamın içinde olan vasıflarmıdır sizce?Öyleyse bunların delillerini
Kur'an ve sahih sünnet ekseninde delillendirirmisiniz?
Çünkü dine ait ne varsa,hükmünü,tarifini,adını,mahiyetini dini aslından yani Kur'andan almalıdır.
Cevabınızı bekliyorum.
Alıntı ile Cevapla