27 Aralık 2011, 17:38
|
Mesaj No:1 |
Durumu: Medine No : 10367 Üyelik T.:
04 Eylül 2009 Arkadaşları:1 Cinsiyet: Mesaj:
15 Konular:
12 Beğenildi:9 Beğendi:0 Takdirleri:10 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Diyanetin Mele Açılımı/İRFAN KESER Diyanetin Mele Açılımı/İRFAN KESER DİYANETİN MELE AÇILIMI Son günlerde kamaoyunun gündemine "Mele Açılımı " adıyla yeni bir proje sunuldu. Bu proje Müslümanları ve özellikle de Doğudaki insanımızı içine almaktadır. Ama bu konu üzerinde İslami camianın / derneklerin / vakıfların / grupların / kanaat önderlerinin görüşlerini ve seslerini ( olumlu ya da olumsuz anlamda ) duyduğumuz pek söylenemez. Bu proje bugünkü iktidar zamanında değil de başka iktidar zamanında ortaya atılmış olsaydı, sanırım çok tartışılırdı.
Öncelikle Mele denilen kimselerin kimler olduğu ve toplum üzerinde özellikle de Doğu ve Güneydoğu bölgesi için ne anlama geldiğinin kavranması gerekir.Mele denilen kimseler Molla diye de ifadelendirilir.Mele kavramı Kur'an'da da yaklaşık 30 yerde geçen bir kavramdır.
Arapçada "Dolmak,doldurmak, bir kimseye yardım yapmak anlamına gelen "melee" kelimesinden türemiş olup; toplumun ileri gelenleri, bir görüş üzerinde birleşen topluluk, yöneticilerin görüşlerine başvurup danıştığı, toplumun yönetilmesinde ve yönlendirilmesinde söz sahibi olan kimseler, gruplar ya da kanaat önderleri anlamlarına gelir.
Her toplumda bir Mele grubu vardır. Her ideoloji, sistem, hareket öncelikle bu Mele dediğimiz grubu,kişileri kendine çekmeye çalışır. Meleleri kendilerine çeken hareketlerin toplumda etkinliği daha da artar. Kur'an bize bu gerçeği ifade eder ve Peygamberlerin vahyi öncelikle Mele ve Mütref dediğimiz kişilere ulaştırmaya çalıştığını belirtir ve onların vahy karşı çıkanların ilkleri olduklarından bahseder. Bu yüzden Mele ve Mütref olarak geçen yerlerin çoğunda toplumu yönlendiren kişilerin vahye karşı duruşlarından dolayı olumsuz olarak bahsedilir. Bu Mele ve Mütref kavramının olumsuzluğunu değil de peygamberlere karşı koyuşları nedeniyle eleştirilmektedir. Yoksa kavram olarak Mele ve Mütref kavramı nötr bir kavramdır. Olumlu ve olumsuzluğu o kavramları kendilerine elbise olarak seçenlerin tavırlarıyla alakalıdır. Bu yüzden her iktidar Mele ve Mütref olarak bilinen toplumun saygın, sözü dinlenir , kanaat önderlerini kendi bünyesi altına almak için çaba harcar, onları bir takım menfaatlerle kendi tarafında tutmaya çalışır.Menfaatleri için sistemle uzlaşan / anlaşan Meleler , halkı uyandırmaya çalışmaktan ziyade,halkı uyutmaya çalışırlar. Siyasi güçler , ekonomik olarak doyurduğu Melelerden bir başkaldırı, isyan beklemezler. Onların korkusu Melelerin kontrol altına alınamamasıdır. Kontrol altına alamadıkları her hareket, hangi sistem için olursa olsun bir tehlike arzeder. Bu tehlikeye karşı da her türlü önlemi almaya çalışır.
Şimdi Diyanetin Doğu ve Güneydoğudaki Mele açılımına gelirsek;
Bu olaya sistem açısından bakacak olursak; İktidarın Kürt açılımının bir devamı olarak kabul edersek, siyaseten doğru bir davranış olarak karşımıza çıkıyor. Böylelikle Doğu ve Güneydoğu'da Kürt ve Müslüman hakla rejim arasındaki buzları eritmeye çalışıyor. Doğu halkının cumhuriyetle entegrasyonu böylece sağlanmış olacak, yıllardır rejimin din karşıtlığı görüntüsü, halk nezdinde dinle barışık bir rejim haline dönüştürülmeye çalışıyor. Yeni bir sistemin saçayaklarından birisinin temeli atılmış oluyor. Bu sistemin daha da sağlamlaşmasına ve halklar nezdinde meşruiyet kazanması sağlanmış olmaktadır.Rejim, Diyanet vasıtasıyla dini kontrolu altına aldığı gibi, diyanetten bağımsız dini hareketleri de bu açılımla Diyanet gözetiminde bünyesine katmaya çalışılıyor..
Bu olaya bir de Dini açıdan bakacak olursak, işin boyutu farklılaşıyor. Doğudaki Molla ya da Melelerin kontrol altına alınması, medrese hayatını ortadan kaldırmaya yöneliktir. Cumhuriyet döneminde her kadar tekke ve zaviyeler kapatılmışsa da medrese kültürü Doğu ve Güneydoğu da yok edilememişti.Batıda rahatlıkla kontrol altına alınan dini öğrenimler, Doğu da bütün baskılara rağmen kontrol edilememiş, halk orada medrese kültürünü yaşatmış, oraya çocuklarını göndermişlerdir. Medreselerden ilim ve irfan sahibi yüzlerce kişi / alim çıkarmışlardır.
Medreselerdeki eğitimin yeterli olup olmadığı veya tevhidi bir anlayışa sahip olup olmadıkları ayrı meseledir, tartışılabilir ama ilmi düzeyde eğitim verildiği yadsınamaz herhalde. Günümüzde yaşayan veya yakın geçmişte vefat eden alim saydığımız bu coğrafya insanıların öğrenim ve eğitim geçmişe baktığımızda, Devlet Üniversitelerinden yetişmiş de alim olmuş bir kişi bile herhalde bulamayız. Belki hem medrese eğitimi görüp daha sonra da üniversite eğitim görmüş kimselerden birkaç kişi olabilir. Bir alimin hayatına baktığımızda ya şu medrese ya bu medrese ya Mısır 'da, Ezher'de ya da Suriye'de tedrisat görmüş kişilerdir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; Diyanetin Mele açılımı; Doğu ve Güneydoğu bölgemizdeki halk üzerinde etkisi olan kanaat önderi, imamı, molla gibi ,insanları, onları maaşa bağlayarak kendi potası içerisinde eritmeye yönelik bir harekettir. Ayrıca tek düze bir fıkhi anlayışı insanlara kabul ettirmeye yöneliktir . [Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
| |