Cevap: Prof. Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu’nun Hz. İsa’yı (a.s) Gökten İndiren Hadislerin T
Sonra onu suçluları astıkları kalveri dağına götürdüler ve orada daha çok rezil olsun diye çıplak olarak çarmıha gerdiler. Yehuda bağırmaktan başka bir şey yapmadı. Allah suçlunun kurtulup gittiğini ve benim de haksız yere öldürüldüğümü göre, göre beni neden terk ettin.
“Kanonik İnciller” de denen resmi İncillerde çarmıha gerilenin Hz. İsa olduğu ve bu ifadeleri onun söylediği nakledilir. Bakınız Markos 15 bab. Matta 27-28 Bablar Luka 23-24 Bablar Yuhanna 17-19 Bablar. Çarmıh anlatıldığı halde yuhanna incilin de bu sözler yer almaz.
Barnabas incilinin kilise Hristiyanları tarafından yasaklanıp “apokrif” ilan edilmesinin ardındaki sebep elbette ki Kuranın ifade ettiği gibi Peygamberimizin (s.a.v) gelişini müjdelemesi (mesala bak. 17.Bab) ve Hz. İsa’nın çarmıha gerilmediğini nakletmesinden başka bir şey değildir.
Yukarıya aldığımız pasajlarda çarmıh hadisesi Kuran ve sünnete uygun bir şekilde anlatıldığı açıktır. Şu halde bu hususta bir kısım Hristiyanlarla aynı noktada buluşuyor görüntüsü vermeyelim” endişesi veya onlarla aynı beklenti içindeyiz iddiasıyla Kuran ve sünnetin hakikatlarını inkar etmek, zedelemek yada görmezden gelmek bizim imanımıza zarar vermekten başka bir işe yaramaz. Bir de Hocamız makalesinde Barnabas incilinden örneklere yer vermemiş nedense Kanonik İnciller den örnekler vermiş. Ölçü olarak tahrif edilen İncilleri tercih edişi de bize göre kasıtlı bir harekettir. Öbür türlü o da Barnabas incilinden neden örnekler vermemiş düşündürücü. Şunu da hatırlatalım ki biz demiyoruz ki sünnete diğer dinler den kültürler, söylemler girmemiş böyle bir iddia hakikatı saklamak olur. Dine giren bu söylemler ister Yahudi ister Hristiyan kanalından gelsin İsrailiyat adı altında toplanır. Bu bilinen bir şeydir gerek Müfessirler gerekse Hadis alimleri Usul kitapların da bunları dile getirmiş tespit etmiş ve İsrailiyat üzerine müstakil eserler bile hazırlamışlardır. Aslen başka dinlerden İslama girenlerle bu tür haberlerin girdiği açıktır. Ama bu Hocamızın makalesinde sergilemiş olduğu fikirleri gibi bu tür haberlerin özellikle de Hz. İsa ile ilgili haberlerin tamamının İsrailiyata dayandığını göstermez. Bu iddia da bulunmakta aynen İsrailiyat yoktur iddiası gibi hakkı örtmek, saklamak olur. Ehli Kitabın Müslüman olmalarıyla beraber bu tür rivayetlerin islama gireceğini Hz. Peygamber hesap edememiş midir ki Kuranın Ruhuna aykırı olmayan konular da buyurmuş ki: Ehli Kitaptan haber nakledin bunda beis yoktur” (Ebu Davut 2.289) bunun sebebi elbette ki diğer kitapların tamamının tahrif olmadığın dan kaynaklanıyor ve için de doğru haberler bulunduruyor olmasıdır. Yani kısacası bu tür bilgiler den dolayı alimler İsrailiyat haberlerini üç kısma ayırmıştır. Bunlar:
a) Sıhhatı bilinip, Kurana muvafık olanlar. Bunlar makbul olan haberlerdir.
b) Yalan olduğu bilinip, Kitaba muhalif olanlar ki, bunların rivayeti asla tecviz edilemez.
c) Sıhhatini tam olarak bilmediğimiz bu bakımdan ne kabul ve ne de yalanlaya bildiğimiz rivayetlerdir.
Bu üçüncü madeye binaen Ebu hureyre kanalıyla gelen rivayette Rasulullah (s.a.v) : Ehli kitabı tasdikte Tekzipte etmeyin, Allah’a ve onun tarafından indirilene inandık deyiniz. Buyurmuştur. (Buhari Sahih 6.25-Ebu Davut 2.286)
Daha geniş bilgi için (Bakz. Tefsir Usulü İ.Cerrahoğlu s.245)
Yukarıda ki maddelerden de anlaşılacağı üzere bu tür haberleri iyi tahlil edip içerisinde doğrunun da bulunduğu haberi tekzip etmemek lazım. Hz. İsa ile ilgili Haberlerin tamamını İsrailiyata dayandırdığı için Hocamıza tekrar soruyoruz. Hadisler üzerine araştırma yapmış bir insanın bu hakikatları görmemesi mümkün mü? Ve bu hakikatlara rağmen Hocamız bu haberlerin tamamını eleştirmiş içlerinde doğrunun olma ihtimali üzerin de hiç durmamış. İşte bu ilim adamına yakışmayan bir harekettir ve hakikatları saklamaktır.
Evet Hocamız tablolarda geçen hadisleri değerlendirirken diyor ki: bu tabloda yer alan toplam 178 rivayetten tekrarlar çıkarıldığında geriye 85 rivayet kalmaktadır. Bunlar içerisinde Mürsel (tabiinin Hz. Peygamber den rivayeti arada sahabe olmadan) olanlarında bulunduğunu burada hatırlatırım.
1-CEVAP: Bir kere tekrarlar çıkarıldığı zaman geriye 85 hadis değil 82 hadis kalır.
2-CEVAP: Bu 82 Hadis içerisinde Mürsel hadis bulunmamaktadır. Hocamızın mürsel diye okuduğu veya kasıtlı olarak söylediği Mevkuf(Senedi Sahabede son bulan rivayettir) hadistir. Yani Hocamız el-Keşmirinin et-Tasrih eserini dikkatle incelememiş maalesef o eseri tekrar gözden geçirmesini tavsiye edriz Kırbaşoğlu, Hz. İsa’nın nüzülünden bahseden 52 kitap içerisinde yer alan 178 hadisle Keşmiri’nin et-Tasrih’inde yer alan hadisleri aded yönünden birbirine karıştırmış. Ebu Ğudde’nin ilave ettikleri de dahil edildiğinde et-Tasrih’te 121 hadis olmasına rağmen, Kırbaşoğlu 178 gibi bir rakamdan bahseder.
Böyle bir çalışmada buraya kadar sunduğumuz tutarsızlıklar bu çalışmanın ne kadar gafletle ve başarısız bir çalışma olduğunu sergilemiyor mu? Piyasada maalesef böyle ilahiyatçı kisvesinde çalışmalar yapıp ta hiçbir ilmi dayanağı bulunmayan çalışmalar o kadar çok ki bunların çoğu zanna dayalıdır. Akıllı bir Müslüman’a düşen ise böyle zanna dayalı çalışmalara itibar etmemeleridir. Yukarda tarihten örnekler verdim bu tür yaklaşımlar tarihin her dönemin de olmuştur ve hiçbir zaman muvaffak olamamışlardır. Bunlar toplumun cahilliğinden faydalanarak bu çalışmaları yapıyorlar. Bunların sözlerine inanmakla ve Ehli Sünnetin o eşsiz Alimlerini arkamıza almakla biz zannederiz ki doğru olanı kabul ettik oysa öyle değil cahilliği kabul etmiş oluruz.
İsnad tenkidi bölümünde Hocamız diyor ki: Ravilerin güvenilirlikleri açısından bakıldığında konuyla ilgili hadisleri rivayet edenlerin tamamının sika (Güvenilir) olmadıkları görülmektedir.
|