Sen onların inanç sistemine uymadıkça ne Yahudiler ne de Hıristiyanlar senden memnun olmayacaklardır. De ki: "Dinleyin! Allah'ın rehberliği tek doğru rehberliktir." Ve doğrusu, sana ilim geldikten sonra onların sapık görüşlerini takip etmeye devam edersen ne seni Allah'ın elinden alacak bir kimse bulursun, ne de yardımcı. (Bakara-120)
Kim peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur. Kim ona sırt çevirirse bilsin ki biz seni onların başına korucu olarak göndermiş değiliz. (Nisa-80)
Bu ve Benzeri bir çok ayeti kerimede Elçiye itaatin Allah’a itaat etmek olduğu açık vurgusu Elçinin kişisel beşeri görüşlerinden öte Ona Elçiliği gereği vahyedilen İlahi mesaja itaat etmek olduğu bu sebeple Allah ve Elçisini iki ayrı kaynak olarak değilde Allah’a ve Elçisine itaatin Allah’ın vahyetmiş olduğu ilahi mesaja (Kur’an’a) itaat ile mümkün olmaktadır. Allah resulüne mal edilen birçok rivayetin onun Kur’an’i yaşamı ile alakası olmadığı ve uydurma oldukları Kur’an ile açıkça gözler önüne serildiği halde halen başkalarını takip etmek İlahi mesajı terk etmektir...
Mehdi inancının çıkmasındaki en büyük etken zulüm ve işkenceleri arttığı her dönemde Hrıstiyanlık, Yahudilik, Zerdüştlük, Mecusilik ve ne Yazık ki Müslümanlar arasında dahi bir kurtarıcı misyonu yüklenmiş karakterler üretilmeye ve çıkacağına inanılmaya başlanmıştır...
Bizler Allah’ın rehberliğinin tek doğru rehberlik olduğu inancı ile bu rivayetleri ele almaya çalışacağız.
Mecusi kaynaklarına göre Zerdüşt'ün soyundan geleceğine inanılan ve 'Saoşyant' diye tabir olunan Mehdi ile ilgili haberler Zerdüşt'ün açıklamalarına dayanır. Kutsal kitapları Avesta'nın çekirdeği sayılan Gaihalar'da ‘’Saoşyant’’ kelimesi genellikle kurtarıcı anlamında kullanılmaktadır.
Saoşyant dünyaya gelmeden önce, dünyaya yalan ve kötülükler hakim olacak, küfür ve ahlaksızlık yayılacaktır. O, şeriatın yasaklarını tutup Avesta'yı rehber edinerek yalan ve kötülüklerle mücadele edecektir. Tabiat değişecek, yıllar, aylar ve günler git gide kısalacak, toprak verimsizleşecek. Ekinler büyümez olacaktır, Güneş kararacak, zelzeleler birbirini takip edecek, ülkeye fakirlik ve felaket yayılacaktır. Saoşyant gerçek bir hükümdar olarak dünyayı hakimiyeti altına alacak, ülkesini ilahi kanunlara göre idare edecek, zamanın bitimine (kıyamete) 57 yıl kala iki ayaklı cinsin bütün şeytanlarını yok edecek ve sonuçta hakimiyeti Tanrı Ahura Mazda'ya devredecektir. Daha sonra bunu umumi haşir ve hesap günü takip edecektir.
(Sarıkçıoğlu a. g. m. s. 2-6 )
Mecusi ve Zerdüşt inançlarındaki Mehdi tasavvuru Hindistan’daki Budizm ve Hinduizm’e dayanmaktadır.
Yahudilere göre gelecek ‘’Mehdi’’ (goyim) inancı Davud (a.s) soyundan gelecek Zerdüştlük ve Mecusilikte var olan aynı görüşleri yansıtmaktadır... Gelecek olan (goyim) roma hegemonyasını kaldıracak ve İsrailoğullarına dünyanın hakimiyetini sunacak olan kişidir.
Yahudilerin beklemiş olduğu Mehdi yerine İsa(a.s) gelişi onları hayal kırıklığına uğratmış ve onu öldürmek için ellerinden geleni yaptıkları halde Allah buna izin vermemiş ve Resulünün vaktini tayin ederek ölümünü gerçekleştirmiştir..
Yahudilerin MESİH/MEŞİAH dediklerine Grekler/yunanlılar ‘’Christ’’ derler ve buna inananlara da hrıstiyanlar derler... Bu Mesih inançlarına ekleme yaparak İsa (a.s) kabzedilmiş olan ruhunun ölmediğine inanarak Kıyamete yakın tekrardan yeryüzüne ineceğine inanırlar.
(A. Houtin, Hıristiyanlığın Kısa Tarihi, A.Ü.I.F.D. 25, s. 439)
Kıyamete yakın geleceği, Peygamber efendimiz tarafından haber verilen ve İslâmiyet'i ve adaleti yeryüzüne hakim kılacak olan mübarek zat. Yeryüzünü küfür kaplamadıkça ve her yerde küfür ve kafirlik yayılmadıkça Mehdi gelmez.
(Hadis-i şerif-El-Kavl-ül-Muhtasar)
Mehdi ile müjdelenmiş olun. Mehdi, Kureyş kabilesinden ve benim Ehli beytimden biridir. O, insanların ihtilaf içinde oldukları ve ictimai sarsıntılar içinde bulundukları bir zamanda çıkar. Mehdi, daha önce zulüm ve eziyet ile dolu olan dünyayı adalet ve insaf ile doldurur.
(Hadis-i şerif-El-Kavl-ül-Muhtasar fi Alamat-il Mehdi)
Mehdi'nin başı hizasında bir bulut olacaktır. Buluttan bir melek; "Bu Mehdi'dir. Sözünü dinleyiniz" diyecektir.
(Hadis-i şerif-El-Kavl-ül-Muhtasar)
Beklenilen Mehdi, hazret-i Fatma’nın soyundan olacaktır. Mekke'de ortaya çıkacaktır. O zaman Müslümanlar halifesiz olacaktır. O istemediği halde, zor ile halife yapılacaktır. Ortaya çıkacağı zaman, yaşı ve ömrü kesin olarak bildirilmiş değildir.
(Ahmed Zeyni Dahlan)
Allahü Teala, İslamiyet'i nasıl Resullullah ile başlatmışsa, Mehdi ile sona erdirecektir. Sayıları Bedir gazasında bulunan Ashabı kiram kadar olan bir grup insan hazret-i Mehdi'ye biat edecek (emrine girecek) ve her zalim onun karşısında mağlup olacaktır. Zamanı son derece imrenilecek bir şekilde adaletle dolacaktır.
(İbn-i Hacer-i Mekki)
Bu ve benzeri rivayetlerin kaynağı incelendiğinde bunların Yahudi ve Hrıstiyanlık inançlarından İslama girmiş kişilerin
Kabul Ahbar, Vehb b Münebbih, Temimüd Dari gibilerin rivayetleri olduğunu bilmekteyiz.
Vehb İran asıllı Yemen Yahudilerinden hrıstiyanlığı bilen İsa (a.s) gökten indirmeye çalışan rivayet zincirinin kaynağıdır.
Temim ise, Yemen Hıristiyanlarındandır. Hıristiyan mitolojisini İslam'a sokma görevini çok iyi yerine getiren kıssa anlatımına başlaması gibi özellikleriyle tanınır. Tebük Gazvesi'nden sonra İslam'a girmiş, Halife Osman'ın ölümünü müteakip Şam'a yerleşmiş Cessas, Şeytan, Deccal vs. hakkındaki kıssalarıyla ortalığı doldurmuştur.
Kabul Ahbar’da Yahudi bilginlerinin büyüklerinden olup, Halife Ömer döneminde Yemen'den gelerek İslam'a girmiş, amacını gerçekleştirmek için giriştiği faaliyetleri Halife Ömer engellemiş, kendisini adeta göz hapsinde tutmuştur. Halife Osman döneminde ilminin çokluğundan (!) dolayı, Muaviye'nin danışmanı olmak üzere Şam'a göçmüştür.
Şam diyarında kendisine kıssalar okumayı emreden bizzat Muaviye'nin kendisidir. Birçok Talmud/Yahudi sözlü geleneğine dair kıssaları İslam sözlü geleneği hadislere doldurmakla ne kadar başarılı olduğu herkesçe bilinmektedir.
Bu sahtekar kılavuzların rehberliği ile Kur’ana yanaşmaya başlayanlar ‘’Ref’ ve ‘’Sema’’ kelimelerini tevil etme sureti ile İsa (a.s) İdris (a.s) ölümünü gerçekleştirmeden bedenen Allah’ın katına yükseltmeye başlamışlardır. Kur’an tefsirlerinde başlayan Bidat ve Hurafelerin temelleri bu üç şahıstan alınma bilgiler ile doludur.
Onların çoğu sadece zayıf bilgiye, zanna dayanıyor. Oysa zan, zayıf bilgi, gerçeğin bir noktasının bile yerini tutamaz. Hiç şüphesiz Allah onların ne yaptıklarını bilir.
(Yunus-36)
Kelamcılar ilmi şu şekillerde tarif etmişlerdir.
İlim bir şeyin gerçekliği ve sıhhati hakkında zıddına ihtimal vermeyecek şekilde kesin delil ile sabit olan bilgidir. Yahut, ilim aklın zorunlu bilgisinden veya kesin delilden dolayı meydana gelen gerçeğe tam uygun olan itikadı cazim (kesin bilgi)'dir. Bir şey hakkındaki bilginin sübutu kesin delillerle kat'i olursa, bu bilgiye o şey hakkında sübutu kat'i bilgi denilir. Gerçeğe uygunluğu kesin delillerle sabit olmayan bir inanç ve bilgi ilim (bilim) sayılmaz. Buna zann denilir.
Allah Resulü Muhammed (s.a.s)' in Allah'tan tebliğ ettiği Kur'an tevatür yoluyla bize kadar gelmiştir. O halde Kur'an ayetlerinin sübutu kat'idir. Kur'an ayetlerinden kesin bilgi edinmek için sübutunun kat'i olması yanında manaya delaletlerinin de kat'i olması lazımdır. Müteşabih ayetleri hariç Kur'an'ın manaya delaleti de kat'idir. İsterse herkes, saadetleri için ilmi seviyesi ve kabına göre Kur’an'dan kesin bilgi elde edebilir.
Peygamberimizin hadislerinin de kesin bilgi ifade edebilmesi için hem sübutu ve hem de mana'ya delaletlerinin kat'i olması gerekir. Mütevatir hadisler için "sübutu kat'i" sözü kullanılır. Mütevatir hadislerin adedi gayet azdır. Sadece "sübut, sabit" sözleri sahih hadisler içinde kullanılır. Akaid sahasında nakli delillerden Kur'an ayetleri ve mütevatir hadislerin dışındakiler kat'i delil sayılmaz.
Son katılım adına diyeceklerim şu sözlerden ibarettir.
Müslüman/Müminim diyenler hakikati iyice idrak ederek Akidevi hususlardan İnaç kriterlerinin oluşumunda Temel kaynak KUR’AN’ dır.
Eğer halen birileri mehdi/Mesih iddiaları ile onların geleceğini iddia ediyor ve gelişleri ile hacı kırıp, domuzu öldürmesi, cizyeyi kabul etmemesi inanç hususunda muhayyer bırakmayacaksa o zaman ‘’La İkrahe Fid’din’’ (Bakara-256) ayeti kerimesi hükmünce dinde zorlama yoktur hükmü kaldırılmış olmayacak mı?
Hani Mehdi/Mesih iddia ettikleri zatlar İslam hükmü ile hükmedeceklerdir İslama göre dinde zorlama yoktur ama onların gelişleri ile yapacakları fiiller Muhammedin şeriatı olacaktı Kur’an kıyametin kopuşuna kadar baki idi onların gelmeleri ile yapacak olacakları fiiller Muhammed şeriatına uygunmu onun hükmetmeleri gerekir iken İnsanları din hususunda zorlamaları hangi kültürün versiyonu...
Her İnanca saygı göstermek ile beraber Hurafe ve Bidatlere saygı duymadığımı belirtmek isterim lakin kimse kimse üzerinde zorlayıcı değildir Asıl Hüküm Sahibi Allah’tır...
Bu tür basit ve İnac ile alakası olmayan Ütopya konular ile uğraşmak istemediğimi izah etmeme rağmen başka sitelerde bazı kardeşlerimiz tatmin etmiş olmayacak ki buyrun İspat edebiliyorsanız demesi üzerine konuyu ele aldım ama lütfen bu tür boş işler ile beni meşgul etmeyin Daha Kur'andan öğreneceğim(iz) çok şey var iken bu tür boş işler ile zaman kaybetmeyelim derim. Hakka Şahid olanlardan olma dileği ile Hepiniz En Emin Olana Allaha emanet olunuz ..
Eleştiri başkadır Saldırı başkadır İlim ehli insanlar asla saldırmaz bilakis hakkı hakk adına ortaya koyma çabası içinde olurlar kardeşlerim...
MEVLÜT HÖNÜL
MALAZGİRT