Cevap: Prof. Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu’nun Hz. İsa’yı (a.s) Gökten İndiren Hadislerin T 1- Tevhidin aslını bozan zamanın küfürlerini, alternatif yok diye işlemeleri. İnsanların ikrahda olduklarını söylemeleri. 2- Allah imanın şartını tağutun reddine bağlamışken tağutu bütün çeşitleriyle reddetmemeleri. 3- Tağuta muhakeme için başvurulabilinir, bu zamanda zarurettir demeleri. 4- Tağuta muhakeme olmayı istemeyi küfür olarak görmemeleri veya küfür dür deyip başvuranları biz birşey diyemeyiz demeleri ve Müslüman görmeleri. 5- Tevhidin aslında cehaleti mazeret görmeleri. 6- Tevhidin aslını elde edememiş kişilere Müslüman muamelesi yapmaları. 7- Beraber velayet paylaştığı kişilerin şirklerini ve küfürlerini görmemezlikden gelmeleri. Küfre rıza küfürdür kaidesinin gereğini yapmamaları. 8- Tevhid akidesiyle direk alakalı olan meselelerde hak kendilerine geldiği halde hakdan yüzçevirmeleri. 9- Hak olan meseleleri, ilimsiz ve mesnetsiz kendi hevalarına göre tevil etmeleri. 10- Müşriklerin kestikleri hayvanların etlerini helal görerek yemeleri. 11- Müşrik kadın ve kızlarla evlenip nikah akdi yapmaları. 12- Mümin, müşrik, kafir ve mürted ayırımı yapmamaları. 13- İmanın zıttı olan küfrü bilmemeleri, ve küfre sebeb olacak konularda bilgi sahibi olmamaları. 14- Alimlerde ihtilaf etmiştir diyerek kendi küfürlerine mazeret aramaları. 15- Küfürleri açıkca bilinen belamları müslüman olark görmeleri. 16- Askerlik meselesinde tağutlara askerliğin islamdaki hükmüne göre hareket etmemeleri. 17- Tağutların okullarının eğitim sisteminin islam dinine uygun olduğunu düşünmeleri. 18- Harbi ve müşriklerin islama göre hükümlerini bilmemeleri ve onlara islamın hükmünü uygulamamaları. 19- Küfür olan anlaşma senet ve sözleşmeleri dikkat etmeden imzalamaları. 20- Hak olan bir topluluk aramamaları, önlerine çıkan belamları tevhid alimi zannetmeleri. 21- Tevhidin aslını elde eden muvahhidlere tekfirci, harici,irticacı, demeleri ve onlara beddua etmeleri ve onların ayaklarının kaymasını beklemeleri. 22- Kendilerine gelen hak olan meselelerde şüphe duymaları. 23- Küfürlerinde inat ederek hak olan meseleleri hevalarına göre tevil etmeleri. 24- İttifak edilen şeri delilleri, ihtilaf edilen şeri delil gibi göstererek küfürlerine kılıf aramaları. 25- Mütevatir hadislere zanni demeleri.(mealciler) 26- Müşriklerle velayetini paylaşan kişileri Müslüman görerek arkasında namaz kılmaları 27- Tevhidin aslını sağlamayanlara sırf kendilerine yakın diye Müslüman muamelesi yapmaları. 28- Allahın müşrik dediğine müşrik kafir dediğine kafir dememeleri. Müşrik ve kafirlere Allah'ın hükmünü vermemeleri. 29- Tevhidde taklidci olmaları. Ve kendilerini yeterli görmeleri. 30- Tevhidi bir bakış açısından uzak oldukları için dünyayı yeteri kadar bilmemeleri ve müslümanların dünya belamları hakkında yazdıklarını okuyup onlara düşman olmaları. 31- Müslümanlara Allah için değil de nefsi için tavır takınmaları. 32- Kendilerini red eden müslümanın geçmişte olan açığını yada işlediği hatasını gündeme getirerek, kendi küfürlerini örtbas etmeleri. 33- Kendilerini haklı olarak red edenin saptığını doğru yoldan çıktığını ilmi olmayan insanlara yayarak tevhidin anlaşılmasının önüne engel olmaları. 34- Kendi ilimlerini yeterli görmeleri. Çevrelerinin arkadaşlarının kendilerini terk etmesinden korkmaları. Şayet onlar üzerinde nufus sahibi olmuşlarsa hiçmi hiç bu çevreyi kayıp etmek istememeleri. 35- Tevhidin aslını elde eden kişilerden uzaklaşıp, tevhidin aslını elde edemeyen kişilerle dost olmaları onlarla velayet paylaşmaları. 36- Tevhidin red ve kabul rüknuna muhalefet etmeleri. 37- Bayramlarda müşriklere müslüman muamelesi yapmaları ve bayramlarını kutlamaları. 38- Sebepsiz müşriklerle haşir ve neşir olmaları.(Vela sınırını bilmemeleri) 39- Tevhidin aslını sağladıkdan sonra irtidat etmiş küfrü açık olan kişilere islamın hükmü olan mürted hükmünü vermemeleri. 40- Tevhidin aslını elde eden bir müslümanın davetinin önüne engel olmak için o müslümanı fitneci diye çevresindekilere tanıtmaları. İşte tüm bunlar birer hastalıktır. Bizler bu önemli küffar yada küffara götüren hallerden nefsimizi uzak tutmalıyız. Tekrar hep birlikte peygamberimizin dizi dibinde toplanmalıyız. Çünkü O (SAV) aramızda sünneti ile yaşıyor. ANCAK O ZAMAN FIRKAYİ NACİYE OLABİLİRİZ "De ki: Ey kitab ehli Tevrat'ı, İncil'i, ve size Rabbinizden indirileni ayakta tutmadıkça hiçbir-şey üzerinde değilsiniz. Andolsun Rabbinden sana indirilen onlardan çoğunun azgınlıklarını ve inkarlarını artıracaktır. Sende kafirler topluluğuna karşı üzüntüye kapılma." (Maide Sûresi, 5/67-68) Allaha Emanet Olunuz
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |