Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28 Şubat 2008, 22:12   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Gülme Âdâbı

belgincim eklemeler yapalım inşAllah.



Güzel ahlak sahibi olmak isteyen bir kimse gülmesinde de ölçülü olmalıdır. Çok gülmemeli, gülünce kahkaha ile gülmemelidir. Bu hususta da Sevgili Peygamberimiz rehber edinmelidir.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) insanların en mütebessimi idi. Hiçbir zaman kahkaha ile gülmez, güldükleri zaman sadece tebessüm ederek gülerlerdi. (Şemail-i Şerif, 243)

Hz. Aişe (r.a.) bu mevzuda şöyle demektedir: "Peygamber Efendimiz'in bir kez olsun tam bir biçimde güldüğüne rastlamadım. O hep gülümserdi."

Hz. Abdullah b. Haris b. Cez şöyle demektedir: "Peygamber Efendimiz'den daha çok gülümseyen kimseyi görmedim. Peygamber Efendimizin gülmeleri hep gülümseme idi."

Şimdi de mevzu ile ilgili hadis-i şeriflerden iki tanesine bakalım: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) Peygamber Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Haramlardan sakın ki, insanların en abidi olasın. Allah'ın taksimine razı ol ki, halkın en zengini olasın. Komşuna iyilik yap ki, (kamil) mü'min olasın. Nefsin için sevdiğini insanlar için de sev ki, (halis) Müslüman olasın. Bir de sakın çok gülme. Zira fazla gülme kalbi öldürür." (Ramûz, c.1/13-7)

Ebû Zer Gifârî (r.a.) Resulullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu anlattı: "Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, az güler çok ağlardınız."

"Eğer benim bildiğim kadarını bilseydiniz, dağlara çıkardınız. Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, durmadan Rabbinize yalvarır, ağlardınız. Eğer bildiğim kadarını bilseydiniz, kadınlarınızla yatamazdınız. Yataklarınızda duramazdınız." (Tenbihü'l-Gafilin, c.1/222)

Bu rivayetlerden anlaşılacağı üzere; tebessüm edip gülümsemek mübahtır. Kahkaha ile gülmek ise caiz değildir.
Bu durumda akıllı kimse kahkaha ile gülmemelidir. Çünkü bir kimse dünyada kahkaha ile gülerse ahirette çok ağlar. (a.g.e., c.1/220)

Yahya b. Muaz Raizi şöyle dedi: "Dört şey vardır ki, mü'mini gülmeye bırakmaz. Şunlardır: 1. Ahiret işleri, 2. Geçim derdi, 3. Günahların verdiği gam keder, 4. Musibetlerden gelen elemler. Bunun bir manası da şudur: "Mü'min bu anlatılan dört şeyle meşgul olmalı. Çünkü bunlar onu kahkaha ile gülmekten alıkoyar."

Üç şey kalbi karartır: Çok gülmek, acıkmadan yemek ve lüzumsuz konuşmak.
Ebû'l-leys Semerkandî, "Bilhassa, kahkaha ile katıla katıla gülmekten sakın. Çünkü onda sekiz afet vardır" demekte ve bu afetleri şu şekilde sıralamaktadır:

"1- İlim sahipleri ve akıllı kimseler seni ayıplar.
2- Sefihler ve cahiller başına üşüşürler.
3- Eğer cahil bir kimse isen, cehaletin artar. Bir ilim sahibi isen, ilmin eksilir. Bu konuda şöyle bir rivaret vardır: "Bir ilim sahibi kahkaha ile gülerse ilminin bir kısmını atmış olur."
4- Geçmişte işlenen günahlar unutulur.
5- Gelecekte günahlara cüret artar. Çünkü kalbi karartır.
6- Ölümü ve ahireti unutur.
7- Sana bakıp gülenlerin günahlarını da yüklenirsin.
8- Ahirette çok ağlamaya vesile olur.
"Bu manada gelen bir ayet mealen şöyledir: "Yaptıklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar." (Tevbe sûresi, 82)
Bu ayetin tefsirinde, Ebû Zer (r.a.) şöyle der: "Dünya kısadır; orada istedikleri kadar gülsünler. Ancak, ahirete vardıklarında, Allah'ın huzuruna çıktıkları zaman hep ağlarlar. Ahiret sonsuzdur. Bu yüzden oranın ağlaması da sonsuz olur." (a.g.e., c.1/226
Alıntı ile Cevapla