Cevap: Değerli kardeşim İslam geçmişten ders alarak geleceğe sağlam adımlar atmayı emreder. Zikri reddetmek Kur’anı reddetmek ile aynı değerdedir… Zikir kavramında vurgulamak istediğim olay Zikir kavramının daraltılmasıdır... Kur’an’i Kerim’de…
‘’Onlar ki ayakta dururken, otururken ve uyumak için uzandıklarında Allah'ı anar, (ve) göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde inceden inceye düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunları(n hiç birini) anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yücelikte sınırsızsın! Bizi ateşin azabından koru!"
(A’li İmran-191)
Gerçek şu ki, Allah'ı ve Ahiret Günü'nü (korku ve umutla bekleyen) ve O'nu her daim anan kimseler için Allah'ın Elçisi güzel bir örnek teşkil eder.
(Ahzab-21)
Ki böylesi, Rabbinin ismini hatırlayan ve (O'na) ibadet edendir.
(A’la-15)
Ve dileyen herkes ondan ders alabilir.
(Müdessir-55)
Ve dileyen herkes ondan ders alabilir.
(Abese-12)
Allah kimin gönlünü İslam'a açmışsa o, Rabbinden gelen bir nur üzere olmaz mı? Kalpleri Allah'ı anmak hususunda katılaşmış olanlara yazıklar olsun! İşte bunlar apaçık sapıklık içindedirler.
(Zümer-22)
Bu ve benzeri birçok ayette Allah’ı anma, tefekkür etme, ibadet vb emirleri reddetmek için Kur’andan hiçbir şey anlamamış olmak lazım… Zikir olarak addedilen lakin Kur’an ve Canlı Örneği Muhammed (s.a.a) hayatında olmayan uygulama ve yöntemlere karşıyımdır… Müslümanların en büyük hatası her daim parçacı yaklaşımlar ile Dini yaşamaya çalışmaktır. Birileri Tevhid derken Zühtü unutmakta Birileri Züht derken Tevhidi unutmakta Ama Kuran Dinin bir bütün olarak hepsinin iç içe yaşanmasını emreder…
Zikir olarak günümüzde sayı ile Allah’a ulaşmayı din olarak satanlara, Allah sayıya mı bakacak aman efendim şunu 100 kere okumam gerekiyordu 99 okudum kabul olurmu olmazmı… Kapitalizmin el attığı sayı makineleri çevşen nalını şerif vb Maddiyat elde etmek amaçlı olanlar…
Sonra da namazı tamamlayınca artık Allah'ı ayakta oturarak yan yatmışken anın Sonra sükûnet bulduğunuzda da namazı tam bir biçimde yerine getirin Namaz müminler üzerine vakitlenmiş bir farz olmuştur
(Nisa 103)
Kitaptan sana vahy edileni oku ve namazı da kıl. Şüphesiz ki namaz, çirkinliklerden ve kötülüklerden alıkoyar. Elbette ki Allah'ı anmak daha büyüktür. Allah yaptığınız şeyleri bilir.
(Ankebut 45)
Dini tahrif eden kesimler ZİKİR kavramı istedikleri şekilde yorumlayarak kullanılmıştır. Bu kullanıma uygun halk arasında ZİKİR HALKALARI ZİKİR ŞEKİLLERİ ZİKİR ALETLERİ, Bazı tarikat şeyhlerinin müritlerin vücutlarına ŞİŞ Müritlerine FLORESAN yedirme, Müritlerin kafasına ŞİŞ çakmalar, Küçük çocukların dillerine ŞİŞ batırmalar vs Hurafeler.
Sözde ZİKR yapıyorlar! İSLAM adına bürünerek yapılan Hurafeler, İSLAM’A en büyük zararları vermektedir. ZİKİR kavramının yanlış algılandığının farkında olan İSLAM düşmanı güçler binlerce senedir sürdürdükleri faaliyetleri ile Müslümanların daha fazla uyuşturulmalarını, daha çok perişan edilmelerini, daha derin bir sapkınlığa düşürülmelerini sağlamaya çalışmışlardır. Bilerek ya da bilmeyerek bu istismara alet olanlar, bu Hurafelerin faziletlerini anlatan kitaplar yazarak bunları Müslümanlara satmışlardır. KURAN’ın birçok ayetinde ZİKRULLAH (Allah'ın anılması) olgusundan bahseder.
Allah kuluna yetmez mi? Seni ondan başkasıyla korkutuyorlar.
(Zümer- 36)
"Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun. (Başka) yollara uymayın. Zira o yollar sizi Allah'ın yolundan ayırır."
(Enam 153)
İbni Abbas'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"İnsanların başına öyle bir zaman gelecek ki bidati icat edecekler, sünneti öldürecekler. Hatta o kadar ki bidatler dirilecek, sünnetler ölecek."
(el-Meârif, 123; Takrîb, 1/425; Tezkiratu'l-Huffâz, 1/40; el-Cerhu ve-t-Tadîl, 5/116; Siyeru A'lâmin-Nubelâ, 3/331)
Şimdi sorayım Zikir adı altında yapılan bu bidatler Sünneti öldürmemişimdir?
İslam dinini en iyi anlayıp bizlere aktaran Peygamber efendimiz ve sahabeleri Ayeti kerimlerde verilen mesajları günümüz Tarikat, Cemaat tekke vs oluşumlar gibi algılamayıp o tür uygulamalarda bulunmamışlardır.
Zikri belirli bir sayı gibi görüp tekrarlama işini yapmamışlardır. Yani tarihi kaynaklara baktığımızda Günümüzde ZİKR adı altında yapılan uygulamalar onların hayatlarında yoktur daha sonradan icat edilmişlerdir. Peygamber efendimiz ve yarenlerinin hayat tarzları ve ömürleri İlim öğrenerek Allah için mücadele ile geçirmişlerdir. Zikrullah günümüzdeki anlaşılan tarzda değil yani dil ile Belirlenen sayılar adedince kelimeleri tekrar etmek değildir.
Tam aksine ALLAH’IN bizlere bahşetmiş olduğu nimetleri düşünüp ALLAH’A karşı olan sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmektir, eksiklerimizi bilerek verdiği nimetlere nankörlük etmeyerek Daima ALLAH’A şükrederek Bizden istemiş olduğu İlayı kelimetullahı Yeryüzüne hâkim kılmaktır.
Peygamber ve Sahabe hayatına baktığımızda Hiçbiri yerinde oturup tespihler çekerek dinin yayılmasını beklememişlerdir. Kendileri bizzat ALLAH’IN dininin yayılması için Mücadele etmişlerdir. Günümüzde ise yerinde oturarak Suya sabuna dokunmayan zihniyetler Allah’ın dininin hâkim olmasını bekliyorlar bu Bekleyişleri ancak bir kuruntudur, Kendilerini kandırmaktır.
Kısacası Kardeşime: Kur’an emri ve Allah resulünün yaşamında var olan zikre asla ve asla karşı değiliz… Biz zikir adı altında yapılan hurafe, bidat, haramlara karşıyız yoksa Allah zikri emreder düşünüp ibret almak ders çıkarmak elbette olması gerekenlerdir…