Tekil Mesaj gösterimi
Alt 06 Ocak 2012, 23:45   Mesaj No:10

Milena

Medineweb Üyesi
Avatar Otomotik
Durumu:Milena isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 14934
Üyelik T.: 03 Aralık 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 58
Konular: 23
Beğenildi:31
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart İlahiyat Önlisans 2.Sınıf Günümüz Fıkıh Problemleri 10. Ünite Özeti

GÜNÜMÜZ FIKIH PROBLEMLERİ

Ünite 10- Gayrimüslimlerle İlişkiler

Kuran ve hadislerde insanlar hz.peygamberin getirdiği mesajı kabul edip etmeme açısından ikiye ayrılır: Müslümanlar ve gayri müslümler.

GAYRİ MÜSLİM
İslam dinine inanmayan kişi anlamına gelir.kendi aralarında da isimlendirilirler.
EHLİ KİTAP : Yahudi ve Hıristiyanları ifade etmek için.
MECUSİ: ateşe tapanlar
SABİİ: yıldızlara tapanlar
MÜŞRİK: putperesler için kullanılmıştır.

TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
İslam hukunda vatandaş ve yabancı ayrımı inanca göre değil ,kişinin bağlı bulunduğu ülkeye göre yapılmaktadır.
Gayri Müslim ler kendi içlerinde arılır.
ZIMMİ: İslam devleti ile vatandaşlık sözleşmesi yapan ehli kitap demektir.
(( gayri Müslimlerin temel hak ve özgürlüklerini garanti eden ve hukuki koruma sağlayan düzenleme zimmet sözleşmesidir.sözleşmeyi yapan kişide zımmi denir.))
MÜSTEMEN:sınırlı bir süre içi izin ve pasaportla İslam ülkesine gelen gayrimüslümanları ifade eder.
HARBİ:İslam ülkesi vatandaşı olmayıp bu ülkeye izinsiz olarak girmişlere denir.

Müslüman ve zımmiler doğrudan vatandaşlık hakkına sahiptirler.
Müstemen lere kısmi vatandaşlık hükümleri uygulanır.
Harbi izinsiz olarak geldiği için vatandaşlık haklarından yararlanamaz.

HANEFİ bilginleri putperes Araplarla zimmet (vatandaşlık) sözleşmesi yapılamaz görüşündedir.
İMAM ŞAFİ ve İMAM HANBEL alanı daraltıp ehli kitap ve Mecusiler dışında gayri Müslimlerle zimmet akdi yapılmayacaktır.
İMAM MALİK ve EVZAİ göre bütün gayri müslümlerle bu anlaşma yapılabilir.

YAŞAM HAKKI
İnsan haklarının temelini oluşturur.müslüman ve gayri müslümler arasında fark görülmemektedir.
İslam ülkesinde bir müslümanın zımmi bir vatandaşı öldürmesi halinde :
HANEFİLERE göre kasten öldürülmüş ise KISAS gerekir.bu konuda EBU HANİFE nin görüşleri fıkıh tarihnde önemli bir yeri vardır.cezanın uygulanmasının dayanağı ‘’ yaşam hakkının dokunulmazlığı noktasında herkes eşittir ‘’ buda din ve yönetim tarafından garanti altına alınmıştır.
SERAHSİ : ünlü fıkıh bilgini YAŞAM HAKKININ EVRENSEL BOYUTLARINI ŞÖYLE İFADE EDER:
ALLAH insanı yaratınca ,haklarından sorumlu bir varlık olması için ona emaneti yüklemiş ve onu akıl ve zimmetle şereflendirmiştir.
Sonra yüklediği emaneti yerine getirebilmesine imkan tanımak için ona dokunulmazlık , özgürlük, ve mülkiyet hakkı vermiştir.
Bu dokunulmazlık, özgürlük ve mülk edinme hakkı doğduğu andan itibaren her insanda mevcuttur ‘’

DİN ÖZGÜRLÜĞÜ
Hz. Peygamber Kurandaki din özgürlüğünün nasıl anlaşılması gerektiğini uygulamalarıyla göstermiştir.
MEDİNE SÖZLEŞMESİ nin 25 maddesinde’’ Yahudilerin dinleri kendilerine ,müslümaların dinleri kendilerinedir’’ hükmü bunun sözlü bir ifadesidir.
Medineli Müşrik kabilelerle gerçekleşen bu sözleşmeye orada oturan Yahudiler sonradan katılmışlardır.’’……. sonradan kendilerine katılanlar….’’ İfadesi sonraki katılımlara imkan tanımaktadır..
Bu durum din özgürlüğünün evrensel boyutta genişleyebileceğini gösterir.
İslam hukukçuları kendileriyle zimmet anlaşması yapılan gayri Müslim vatandaşların ÖZEL HUKUK alanında özerklik verilebileceği ifade edilmiştir.

MÜLKİYET HAKKI
Temel haklardan biridir.
İslam a göre haram olan hukuk nazarında mal sayılmayan şeyle ,gayri müslümler için helal ise onlar için mal sayılır.üretilebilir,yetiştirilebilir,ticaretini yapabilir.
HANEFİLER "zımmi nin içki ve domuzu, müslümanın sirke ve koyunu gibidir’’ derler.
Eğer gayri müslümün malına zarar verilirse bunun bedelinin ödenmesi vaciptir.MALİKİLER de bu görüşe katılır.

HAKLARIN HEPSİNE SAHİPTİRLER.TİCARİ
İŞ İLİŞKİLERİ

HANEFİ ve ŞAFİ fakhler bir müslümanın gayrimülimin özel özel hizmetinde çalışmasını aşağılayıcı durum olarak değerlendirmiştir.
İMAM MALİK VE HANBELİ ler bu görüşe göre bu tür işlere ait sözleşmeler müslümanı küçük düşürücü davranış olduğu için uygun değildir.

Gayri Müslimlere ait işlerde ÖLÇÜ : o işin yapılmasının aslı itibari ile dinen haram ve hukuken yasak olmamasıdır. Yasak ise sözleşmeler caiz görülmez.
Gayri Müslimler şartlara göre zaruret hallerinde istihdam edilebilir aksi halde edilemez .

GAYRİ MÜSLİMLERLE EVLİLİK
İslamda evlenme engelleri ( sürekli) ve (geçici )olmak üzere ikiye ayrılır .((din ayrılığı)) geçici engeller arasındadır.

MÜSLÜMANIN MÜŞRİKLE EVLİLİĞİ
ALLAH a ortak koşan kişiye müşrik denir.fiillere şirk denir.
Kuranda erkek yada kadın bir müslümanın müşrik biriyle evlenmesi yasak olduğu açıkça ifade edilir.
"Müslüman oluncaya kadar ,müşrik kadınlarla evlenmeyin.inanmış bir cariye hoşunuza giden müşrik bir kadından daha hayırlıdır.müSlüman oluncaya kadar müşrik erkeklerle evlenmeyin .inanmışbir köle hoşunuza giden müşrik bir erkekten daha hayırlıdır.onlar (müşrikler) sizi ateşe davet ederler , ALLAH ise szi cennete ve bağışlamaya çağırır.öğüt alasınız diye ALLAH ayetlerini bu şekilde açıklamaktadır’’.(BAKARA 2/221)

İRTİDAT HALİNDE EVLİLİĞİN DURUMU
İRTİDAT : kişinin kendi iradesiyle Müslümanlıktan vaz geçtiğini söz veya yaşantı şekliyle ortaya koyması na denir.bu davranışları sergileyenlere mürted denir.
-islam hukukuna göre bir kişinin dokunulmaz olması için ya Müslüman olması yada zimmet anlaşması yapmış olmalıdır.mürted bu guruptan hiçbirine girmez.temel haklarını kaybeder ve ehli kitap statüsüne geçerek zimmet sözleşmesi yappılmasınadaizin verilmez.
-İslam hukukçuları Müslüman birinin irtitad etmiş biryle evlenemeyeceği konusunda birleşmişlerdir.’’ Kafirlere Müslüman kadınlar helal değildir,onlarda Müslüman kadınlara helal değildir….kafir kadınları nikahınızda tutmayınız’’(MÜMTEHİNE 60/10)
- Evlilik akdinden sonra eşlerden birini irtidat etmesi halinde akitin bozulacağı fakihler tarafından görüş birliğine varılmıştır.
- HANEFİLER ve MALİKİLERE göre: zifaf sonrası gerçekleşen irtidatlarda akit derhal son bulur .
- ŞAFİİLER VE HANBEL : evlilik bağının kadının iddet süresince devam edeceğini kabul etmişlerdir.bu süre içinde irtidattan vaz geçip Müslüman olmaya karar verince nikah akdi devam eder.

MÜSLÜMAN BİR ERKEĞİN EHLİ KİTAPTAN BİR KADINLA EVLİLİĞİ

- Evlenme akdinde din farklılığı ,evlilik engellerinden biridir.
- Bir gerekçe : ehli kitabın din özgürlüğünün zimmet akdiyle garanti altına alınmıştır.ehli kitapla evlenen Müslüman erkek, eşinin dinini sürdürme ve sürdürme icaplarını kabul etmiş olur.
- "Bu gün size temiz olan şeyler ve kendilerine kitap verilmiş olanların yiyecekleri helal kılındı,sizin yiyecekleride onlara.ayrıca müminlerden iffetli bayanlarla evlenmeniz ve sizden önce kendilerine kitap verilenlerin iffetli kadınlarıyla evlenmeniz de helal kılındı.’’( MAİDE 5/5)
- HZ. PEYGAMBER Mecusileri kastederek ‘’ onlara ehli kitap işlemi yapınız.ancak onların kadınları ile evlenmeyin ve kestiklerini yemeyin’’ hadisi CUMHUR un kullandığı deliller arsındadır.

MÜSLÜMAN BİR KADININ EHLİ KİTAPTAN BİR ERKEKLE EVLİLİĞİ
- Bu tür evliliğin caiz olmadığı yönünde İslam bilginlerin ortak bir kanaati vardır.
- Kuranda Müslüman erkeklerin ehli kitapla evlenebileceğine dair ayet vardır (maide 5/5) ama Müslüman kadınların ehli kitapla evlenmesine dair açık bir nass yoktur.

EVLİ ÇİFTLERİN BİRİNİN MÜSLÜMAN OLMASI DURUMU
- Gayri Müslim eşlerden her ikisinin birlikte Müslümanlığı seçmeleri (( İHTİDA)) larının mevcut evliliklerine bir etkisi yoktur.
- EŞİ EHLİ KİTAP OLAN ERKEĞİN İHTİDASI: normal şartlarda ehli kitapla evlilikte sakınca olmadığı için ihtidanın zifaftan önce veya sonra olması evliliği etkilemez.
- EŞİ EHLİ KİTAP DIŞI GAYRİ MÜSLİMLERDEN OLAN ERKEĞİN İHTİDASI: altta açıklanıyor.
- SADECE KADININ İHTİDASI: kadının Müslüman olması evliliğin son bulmasını gerektirir.
- EBU HANİFE :göre: eşlerden hangisi önce Müslüman olursa diğerine Müslüman olmasını teklif eder ,kabul edilirse evlilik akdi devam eder.reddederse kadının iddeti beklenmeden evliliği sona ermiş olur.
- ŞAFİ VE HANBELİ göre: Müslüman olma işlemi zifaftan önce ise nikah akdi son bulur.
- İhtida zifaf sonrası gerçekleştiyse ve kadın iddet döneminde ise nikahları devam eder iddet bitince evlilik kendiliğinden son bulur.
- İBN TEMİYYE VE İBNUL KAYYIM görüşü:kadın Müslüman olunca kocasınında Müslüman olmasını bekler.süre ve sınırlama yoktur.fakat bu süre zarfında kadının cinsel ilişkiye girmemesi gerekir.
- İslam alimlerinden YUSUF KARADAVİ ibn temiyye ve ıbnul kayyım görüşünü savunmaktadır.ileri giderek kadının bu süre içinde normal evlilik ilişkisine devam edebileceğini ileri sürer.başkanı olduğu AVRUPA FETVA VE ARAŞTIRMA KURULU tarafından kabul edilmemiştir.
- Bu durumdaki kadının evliliği sona ereceği yönündedir.

MÜSLÜMAN – GAYRİMÜSLİM MİRAS İLİŞKİSİ
İslam hukukunda mirasa hak kazanmanın üç şartı vardır.
1- Miras bırakanın ölmüş olması
2- Mirasçının hayatta olması
3- Mirasçı olmayı engelleyici bir durumun olmaması

MİRAS ENGELLERİ
1- Kölelik
2- Miras bırakanı öldürme
3- Din ayrılığı

İslam fıkıh alimleri , Müslüman ve gayrimüslim şeklindeki din ve millet farkının mirasa engel olduğunu kabul etmişlerdir.
DAYANAĞI
"ALLAH müminlere karşı inkarcılara asla yol vermeyecektir.’’(en-NİSA) AYETİ
"müslüman gayri Müslime, gayri Müslim de müslümana mirasçı olamaz’’ hadis
"iki farklı din mensubu birbirine mirasçı olamaz.’’ Hadisi
Bu ayet ve hadisler ışığında:
HANEFİLER, MALİKİLER, ŞAFİLER, HANBELİLER, ZAHİRİ lere göre din farkı miras oluşumuna engeldir.

SAİD İBNUL MÜSEYYEB din ayrılığını miras engeli olarak görmez.
Alıntı ile Cevapla