Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Ocak 2012, 19:30   Mesaj No:5

Esadullah

Medineweb Sadık Üyesi
Esadullah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Esadullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 15316
Üyelik T.: 18 Aralık 2011
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:Kayıp bir Kentten
Yaş:44
Mesaj: 745
Konular: 145
Beğenildi:312
Beğendi:100
Takdirleri:3844
Takdir Et:
Standart Cevap: İbni Teymiyenin Tasavvuftaki Fena Hakkında Görüşleri

[QUOTE=mdm1;150673]İbn Teymiyye r.a zannımca şirazesinden kopmuş tasavvuf dininin bazı kavramlarını, bu cümleleriyle ıslaha gayret göstermiş. Çünkü öyle bir çağda yaşamış ki, müslüman beldelerde, kafirlerin katliam, zulumleri had safhaya çıkmış, tasavvuf dininin vahdeti vucut gibi ekolleri ise en parlak dönemlerini yaşamıştır. İşte böyle bir siyasi,itikadi tenakuzlukların içinde, zaten yönetimlerce tasavvuf dininin müntesiplerinin kışkırtmaları neticesi, zindanlara atılmış, İslami tebliğini en zor şartlar altında gerçekleştirmekte idi. Belki halkın çoğunun daldığı tasavvuf batıl dininden kurtarabilmek adına, böyle bir içtihat geliştirdiğini düşünebiliriz. Bunu ricalul gayb ve kutup meselesinde de görmekteyiz ve fakat, bu konuda övdüğü Cüneydi Bağdadinin nakline güvenerek hatada yapmıştır.

Evvela Teymiyye yi Mısır Devleti zindana atmıştır.Sebebi o zamanki tartışmaları ve sivrilişidir.Bu zamanda zindana atılanda sadece kendisi değildir.Ayriyeten İslam İbni Taymiyyenin yada bir başkasının tekelinde değil elbetteki Tasavvufta İslamda gidilen yollardan biridir ve amacı islamı tebliğdir.İbn Teymiyye hata yapamaz değil oda hata yapmıştır.Hadislre çok takılmış hatta sahih olanları bile yok saymıştır.Zaten kendisine yazdığı her ters göürşüne reddiyeler de gereken cevaplar verilmiştir....Ama yeri gelmiştir oda bunları tasdiklemiştir ve İbn Teymiyye Allah Dostlarını asla kötülememiştir.Ama sözde ona uyanlar anlayamamalarından olsa gerek buna cüret etmişlerdir.

Herşeyi bir kenera bırakalım gerçekten tasavvuf dininin içerisinde ikmal edilen fena ile yukarda zikredilen fena kavramı arasında deriin bir ayrılık ve çelişki vardır.

Tasavvuftan uzak olduğunuz belli Fena hallerini incelerseniz göreceksiniz benzerlikleri hemde açık açık

Bugün ve daima fenayı sahtekar şey-hini telepatik tapınmayla kutsamak olarak gören, şey-hini düşünerek feyz gibi soyut kavramlarla somut ilme ulaştıklarını idda edenlerin saçma sapan iddialarıyla karşılaşmaktayız.

Sahte şeyh ne demek acaba ? Bu isnadı yaptığınız kişilerle hiç sahte olup olmadıklarını konuştunuzmu ? ki suizanda bulunuyorsunuz? Eğer duydunuz yada okudunuz ise bu ne kadar inandırıcıdır? Müslüman kişi birisine düşüncelerini sormadan zan edermi? Bu idda değil yaşanan hallerdir yani zahire dökülen hallerdir.

Siz bir soru Madde mi Manaya yoksa Manamı Madde ye bağlıdır? Yani Ruhmu yoksa Bedenmi?

Batındı,gizlilikti, fenaydı,rabıtaydı,feyzdi, ilmi mektumdu, gibi farazi ve tamamen hayali soyut anlamsız türetilen kavramlarla, tasavvuf dini ikame edilmeye çalışılmaktadır.

Allah akletmezmisiniz, Tefekkür etmezmisiniz buyurmakta Kuranda acaba neden bize düşünmeyi, derinlere inmeyi , akletmmeyi emretmiş ki? Tefekkür de bu değilmidir soyut yani manasını hayaletmek ve onu keşfetmek , hikmetlerii görmek bu zahiren bir fayda vermese Allah bunu emredermi?

Kardeşim bir kişide bana çıksın gözlem ve deneye dayalı ispatla, bu hayali kavramlarla meydana geldiklerini iddia ettikleri somut ilim ve hikmeti ispatlayabilsin.

İşte o bir kişi burda buyurun size ben yardımcı olayım bire bir, zahiren ispatları ile size bunu kanıtlıyayım ne zaman isterseniz ....


Neymiş efendim sahtekar şey-hini telepatik tapınmayla düşünmekle kendisine feyz ve nur akıyormuş. Peki nerde kardeşim bunların somut delilleri desen hemen bunu gayba görünmemezliğe,veya görebilmek için yetkin kişi olmaya bağlarlar. Yani hiç çekinmeden bir yalanın peşine ikitane birden daha takıştırıverirler.

Hem telepatik diyorsunuz hem kanıt istiytorsunuz gördüğünüz bir rüyayı bana kanıtlayabilirmisiniz? Yada bu rüyayı nerde görüyorsunuz bu gördükleriniz nasıl meydana geliyor? Kanıtlayabilirmisiniz ?

Sahtekarlık görecelidir bakın kişiyi Allah ile kandıranlarda sırf anlayamadıkları için bunu inkar edenlerde sahtekardır diyebiliriz o zaman


Ben hala bunları tatbik edenlerin kendilerini buna nasıl inandırabildiklerine şaşırıyorum. Psikolojiden az biraz anladığım için bunu kişilik bozukluğuyla tevil etmek istemem ama, en azından buna inanarak bu eylemi gerçekleştirenlerin aşırı hayalperet kişilik arzettiğini açıkça söyleyebilirim.

İnsan yaşadıklarına inanır, anlayamadığınız aslında şu ; siz bu yaşanılan olayları çok abartıyor ve Kuranla bağdaştıramıyorsunuz bu konuda da haklısınız herkes Kuranı aynı açıdan anlıyamaz Kuran karşısındakine ne verecekse onu veren bir kitaptır nede Olsa Allah kelamı elbette bu kadar derin olucak , mesela rabıtaya takılıp kalanlar , bir sonrasını göremezler peki neden ? Çünki onlar bir Mürşide gidip rabıta ne demektir sormamışlardır Tasavvufi taımına bakar ve kıyameti koparırlar çünki bu onlara göre şirktir...Oysa Mürşid Müridine rabıtayı bir sonraki aşama için yani Tefekkür için verir ki Tefekkür kapılarını açabilsin daha sonra bu diğer safhalara yönlendirir kişiyi , Tefekkür Mücahedeye sonrada Müşahadeye dönüşür.Yani Bu haller aslında Kuranın özünde var elbette görebilene bende bunu görmeyen insanlara şaşıyorum aslında, bu insanların sadece okuyup geçtiklerini düşünüyorum...

Bunun yanı sıra hint felsefesindeki kast sistemlerindeki zavallı en düşük tabakadaki kişilerin sömürülmesinde kullanılan nirvana, tekamül evresi, yoga düşünüldüğünde, din psikolojisi bakımından da, elitlerin avamı sömürebilmek ve hiyerarşik bir mutlak itaati sağlamak adına, ot insan-yogistte olduğu gibi, yoganın anlamları olan kontrol altına almak, boyunduruk altına almak gibi, tarikatçı ve tasavvuf dinincede mürit-mürşit rabıtası, hiyerarşi içerisinde kulluk derecesinde mutlak itaati barındırmaktadır.

Halidi Bağdadi ksa Hindistanda değilde keşke Arap yarımadasında kalsaymış nasılda bağlamışlar hint akımlarına bunu haklılarda böyle bir fırsat elbette kaçınılmaz olurdu

Evet İbn Teymiyenin r.a bahsettiği türden bu farazi kavramlar anlamlandırılacaksa, o zaman gergekten bu kavramlar gerçek somut ilimle anlamlanmış olur. Yoksa fena derken la mevcuda deyip(mevcut diye bir şey,yani yaratılmış birşey yok demektir), ALLAH subhanehunun yaratma sıfat ve kudretini yok saymak elbette ALLAH subhanehuya yaratma ve varetme kudretinde eksiklik izafe etmek olur ki, ALLAH subhanehu her şeyin yaratıcısıdır...

Selamlar...

Teymiyye mükemmel anlatmış hemde soyut oğlu soyuttan anlatmış bunu dolandırmaya gerek yok bence ...
Alıntı ile Cevapla