Cevap: İbni Teymiyenin Tasavvuftaki Fena Hakkında Görüşleri Esaddullah bey Nisa 94. Ayeti ve "Bir adam din kardeşine, ey kâfir derse, bu söz ikisinden birine döner. Eğer böyle denilen kişi söylenildiği gibi ise söz doğrudur; yerini bulmuş olur. Aksi takdirde bu söz söyleyene geri döner." Hadisini iyi analiz etmek lazımdır. Sizin düşüncenize göre hiç kimseye kafir dememek lazım. Yani ne firavuna nede ebu cehile kafir demek caiz değildir gibi bir düşünce ortaya çıkmış olur. Nisa/94. Ayet nuzul olduğu zaman namaz, oruç, selam gibi bazı ameller sadece müslümanlar has ameller idi. Lakin günümüzde namaz kılan, oruç tutan, hacca giden, hatta zekat veren, nice insanlar vardırki bir yandanda ölülerin ruhundan medet umarlar ve tağuti rejimlere rey verirler daha nice şirk ameller işlerler. Yani imanlarına küfür ve şirk ameller karıştırırlar. İslamın bazı nişaneleri artık nübüvet dönemindeki gibi kişilerin islamlığını teşkil etmemektedir. O yüzden islam şeriatının hakim olmadığı beldelerde insanların imanına şahitlik etmeden müslüman muamelesi yapmamız söz konusu değildir... Evet müslüman kardeşine kafir dememek lazım ama kafirlerede müslüman dememek lazım... Bu ince çizgiyi birbirinden ayırd etmek.. Şirk ve küffar üzere hayatını bina eden insanlara yada toplumlara Allah’ın hükmünü uygulamak lazım.. Selametle kalınız
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |