Tevbe Suresinin Son 2 Ayetini Reddedenler
Bazı insanlar, birtakım kelime sayımlarına dayanarak, Tevbe suresinin 128. ve 129. ayetlerinin Allah tarafından indirilmiş ayetler olmadığını iddia etmekte ve bu iddialarına taraftar toplayabilmek için, özellikle, Tevbe suresinin 128. ayetinde geçen "rahîm" sıfatının peygamberimiz için kullanılamayacağını öne sürmektedirler. Bunun üzerinde niçin bu kadar önemle durdukları gayet açıktır: Gerçek bir müslüman, Allah'a şirk koşmaktan çok korkar! İşte, Tevbe suresini inkar edip, başkalarının da kendileri gibi inkarcı olmasını isteyenler, müslümanların bu samimi çekincesini sömürmeye çalışmaktadırlar!
Arapçada fiillerden, belli kalıplar çerçevesinde, o fiili işleyen (ismi fail) ve o fiilden etkilenen (ismi mef'ul) gibi isimler türetilir ve bunlar farklı cümlelerde, değişik amaçlar için kullanılabilir. "Rahime" fiilinden türeyen bazı isimler şu şekildedir:
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi, Arapça dil kurallarına uygun olarak, "rahime" fiilinden, çeşitli tekil ve çoğul isimler türetilebilir ve bunlar da farklı cümlelerde değişik amaçlar için kullanılabilir. Örneğin 48/29. ayette, rahîm kelimesinin çoğulu kullanılmıştır.
"Muhammed, Allah'ın elçisidir ve onunla birlikte olan kimseler inkarcılara karşı olabildiğince kuvvetli, kendi aralarında çok merhametlilerdir..." [/SIZE][/FONT](Fetih Suresi, 29. ayet) Eğer rahîm sıfatı, yalnızca Allah için kullanılması gereken bir sıfatsa, yukarıdaki ayette Allah, bu sıfatın çoğulunu kullanmakla -haşa- müslümanları kendine ortak (!) mı koşmakta ve böylece müşrik mi olmaktadır?
Elbette hayır! Ne Tevbe suresinin 128. ayetinde peygamberimize "rahîm (çok merhametli)" demek, ne de Fetih suresinin 29. ayetinde müslümanlar için "ruhamâu (çok merhametliler)" demek sakıncalıdır. Doğrusu şu ki; Allah merhametlilerin en merhametlisidir! Bu da Kuran da pek çok yerde zaten ifade edilmektedir:
"Sen, merhametlilerin en merhametlisisin!" (7/151) Bir sıfat hem Allah için hem de bir insan için kullanılabilir. Günlük hayatta da buna benzer cümleler kurarız. Mesela, ibretlik bir durum karşısında "Allah'ım çok büyüksün!" derken, başka zaman Van Gölü'ne bakıp "Çok büyük bir göl!" diyebiliriz. Bu bir şirk olmaz! Ancak müslüman kardeşlerimizin endişelerini de anlayışla karşılamak gerekir; çünkü onlar, Allah'a şirk koşma endişesinden dolayı böyle davranıyorlar. Yani temelde masum ve samimi bir çekinceleri var! Onun için, bu çekinceleri tamamen gidermek adına, Kuran'dan başka bir örnek daha verelim. Allah, sadrımızı genişletsin!
"Rabbim zengindir, kerîmdir!" (27/40) -Allah için kullanılmış-
"Onlardan önce Firavun'un kavmini imtihan ettik; onlara kerîm bir elçi geldi." (44/17) -Hz.Musa için kullanılmış-[/CENTER]
|