Cvp: Ey Ağlamak unuttuk Seni.. Ağlamak... Elinden bir şey gelmeyen zavallı gibi mi? Elbette hayır! Tüm yapılacakları yaparak, eylemle fiili duayı yerine getirerek, gönülle ve gözle dua etmektir ağlamak. Aynen tohumun ekildikten sonra, arada sırada sulanması gibi... Su, hayat işaretidir, hayat kaynağıdır. Su olmayan yerde hayat olmaz. Gözlerimizden de su gelmiyorsa, kalbimizde hayat yok sayılır. Su rahmettir. Gözyaşı akmıyorsa, rahmetten uzağız demektir. Unutmayalım ki ölmüş bir ağacın dalından, bir odun parçasından su çıkmaz. O, yanmaya layıktır, onun hakkı yanmaktır. Hayat sahibi yemyeşil bir ağaç, yara aldığında, kesildiğinde sular damlar. Bu onun canlı olduğuna delildir. Su, yanmaya engeldir, ateşi söndürür. Allah için ağlamak da cehennem ateşini söndürür. “İki göz vardır ki Cehennem ateşi onlara dokunmaz: 1- Allah için sınır bekleyen mücâhidin gözleri, 2- Allah için ağlayan gözler.” Gece sessizliğinde, riya karışmaksızın Allah’la hemdem olmak, seccadesine inciler saçabilmek, günah kirlerini gözyaşı suyuyla temizleyebilmek... İşte takvanın, kalp yumuşamasının alameti. “Kalbim temiz, sen ona bak” diyenler, kalplerini gözyaşı ile temizlemediler, zikirle cilalamadılarsa kesinlikle yalan söylüyorlardır. “Hava, bir gün yüzünü ekşitti, bulutun gözleri yaşlandımı, bu ağlayış; dalların, yaprakların, meyvelerin gülmesi içindir. Çocukların oyunları, gülüşleri de ananın ağlayışından, babanın darılışındandır.” Affedin bizi çocuklar! Size fıtratınıza uygun bir devlet, çevre, ev... bırakamadık. Affedin bizi çocuklar! Babalarımızdan miras aldığımız bazı güzellikleri bile koruyup size miras bırakamadık. Mukaddes emaneti koruyamadık, kutsal tevhid sancağını daha yüksek burçlara dikemedik. Gözyaşlarımızla yalvarıyoruz; bizi affedin çocuklar, siz affetmezseniz Allah da bizi affetmeyecek. |