Durumu: Medine No : 13402 Üyelik T.:
25 Şubat 2011 Arkadaşları:11 Cinsiyet:bayan Yaş:44 Mesaj:
7.406 Konular:
425 Beğenildi:2308 Beğendi:4896 Takdirleri:3818 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: tefsir tarihi ve usulü 3. ünite özeti 3. ÜNİTE TEFSİRİN TANIMI VE NİTELİĞİ KAVRAMSAL ÇEVRE Tefsir *tefsir kelimesi,fesera veya sefera kökünden gelen tefilün vezninden mastardır *her iki kök fiilin sözlük anlamı; keşfetmek, ortaya çıkarmak, üzerindeki örtüyü açmak, beyan etmek, açıklamak, anlaşılır hale getirmek gibi manalara gelir *emin el huliye göre sefera kelimesi maddi bir keşif ve açıklama *fesera sözcüğü ise manevi keşif ve beyandır *buna göre emin el huliye göre tefsir lafzı fesera kökünden türemiştir *tefsir terim olarak; kuran ayetlerini arap dili ve edebiyatı açısından tahlile tabi tutup kastedilen manayı tespit etmektir * tefsirin, hz. peygamber ve ashaptan intikal eden sahih rivayetlere dayalı açıklamalardan ibaret olduğu söylenebilir te'vil *te'vilin sözlük anlamı; aslına dönmek anlamına gelen evele kökünden tefilün vezninden mastar olup, döndürmek ve herhangi bir şeyi varacağı yere vardırmak demektir *te'vil kelimesi kur'anda farklı anlamlara gelir bunlar; 1-tefsir (ali imran 7) 2-sebep (kehf 70) 3-sonuç (nisa 59) 4-rüya tabiri (yusuf 100) *terim olarak te'vil, ayetin lafzi tahlilinden sonra ortaya çıkan manasını, makul ve kuvvetli delillerle desteklenmiş olmak şartıyla muhtemel manalarından bağlamına en uygun olan çevirme faaliyetidir *te'vil mana çerçevesi içinde yapılan faaliyetten ibarettir *tefsir, tek anlama gelebilen *te'vil ise birden fazla manayı da içeren kelime ya da cümleler için söz konusudur *imam maturidiye göre te'vil bir noktanın varacağı nihai noktayı açıklamak demektir *tefsir kesinliğe delalet eder *te'viller kesin değil zanni bir bilgi anlamına gelmektedir te'vilin şartları *islam bilginlerine çoğunluğuna göre ayetlerden hüküm çıkarmada esas olan te'vile gitmemektir *mesela birden fazla anlama gelen müteşabih nassların açıklığa kavuşturulması için te'vil kaçınılmaz olur *bunun için te'vilde şu şartların olması gerekir 1-te'vile esas olan mananın, mecaz yoluyla da olsa lafzın kendisine delalet ettiği manalardan olması lazımdır 2-te'vilin anlam yönüyle açık bir ayete ters düşmemesi gerekir 3-lafzın zahiri anlamının dışında başka bir mananın verilmesine imkan tanıyan dini bir delile dayanması zorunludur te'vilin çeşitleri 1-beyani te'vil: *bu yöntem kelamcıların, fakihlerin, müfessir ve dilcileirn kulandığı bir yorum yöntemidir *beyan te'vil; arap dilinin kuralları dahilinde hareket ederek kurandan anlamlar üretmektir *beyani te'vil, bir içtihad veya içtihadi etkinlik demektir *beyani te'vil kısaca kurani nassların anlamlarını subjektif bir tercihle ortaya çıkarmaktır *beyani te'vil dogmatik bir içeriğe sahip olmayıp herzaman eleştiriye yani kabu ve redde açıktır *çünkü sübektif tercihe(içtihad) konu olan bilgiler zan ifade etmektedir *zanla ifade edilmeyeceğine göre beyani te'vil her zaman ve zeminde sorgulanabilir demektir *bu te'vil kuran ve sahih sünnetler eaykırı değildir *ama her zaman tenkit, hatta reddetme imkanı vardır 2-burhani te'vil *en meşhur kuramcısı ibn rüşd'dür *bu te'vili ibn rüşdün anlayışı istikametinde tanımlamak gerekir *ibn rüşdün tanımladığı burhani te'vil yöntemi; nassların aklın ve dilin örfi kullanımı çerçevesinde kalarak yorumlamayı esas almaktır *bu nedenle beyani te'vile benzemektedir *burhani te'vil hata ve yanılgıya açık olması sebebiyle zanni bilgi içeren içtihadi bir mahiyet arzetmektedir *filozof ibn rüşd faslu'l makal adlı eserinde burhani te'vili, nassları bütünsellik içinde ele alarak, zahiri manalarına uygun düşecek şekilde yorumlamaktadır *çünkü ona göre akli bilgiyle vahiy yoluyla elde edilen bilgi birbirine ters değil uyum içindedir 3-irfani te'vil: *bu te'vil tarzı tasavvuf erbabının kalbine sezgi, keşf ve ilham yoluyla doğan bir bilgi türüdür *bu da onların tedebbür, teemmül, tefekkürve tezekkür gibi kavramlarla ifade edilen manevi tecrübedir *yani mutasavvıflar kuran okuyarak onun derin anlamları üzerinde düşünceye dalmak(tedebbür) *dış dünyanın angajmanlarından(bağlantılar)olabildiğince sıyrılarak *ilahi ve ezeli hakikatler üzerine yoğun biçimde kafa yormak(teemmül) *eşyanın yaratılışı hikmeti üzerine düşünmek (tefekkür) surretiyle irfani te'vile varılır *irfani te'vilin dayanağı olan sezgi, keşf ve ilham tamamen öznel(subjektif)dir *bu nedenle başkalarına iletilemez ve aktarılamaz tefsir ile te'vil arasındaki farklar 1-tefsir tevkifi/ilahi beyanlara, te'vil bireysel ictihadlara dayalıdır 2-tefsir lafzın gerçek anlamını ve konusunu beyan ederken, te'vil lafızlarda kastedilen anlamları ortaya koyar 3-tefsirde tek bir anlam, te'vilde ise birden çok anlam söz konusudur 4-tefisr hakikat yoluyla lafızların zahiri manalarını, te'vil ise onların içsel anlamlarını ortaya çıkarmaktadır 5-te'vil ekseriya semavi kitaplarda kullanılır, tefsir ise bu kitpalarda kullanıldığı gibi bunların dışındaki kitaplarda da kullanılmaktadır *ne kadar te'vil ile tefsir arasında farklılıklar söylenmişsede günümüzde te'vil yerine de tefsir kavramı kullanılmaktadır tercüme *kök itibariyle, dört harfli (rubai) terceme veya üç harfli (sülasi) receme fiilinden türemiştir *tercüme kelimesi sözlükte; bir kelamı bir dilden başka bir dile çevirmek, *bir sözü diğer bir dilde tefsir ve beyan etmek, *bir lafzı kendisinin yerini tutacak başka bir lafızla değiştirmek gibi manalara gelir *tercüme terim olarak; bir sözün manasını diğer bir lisanda dengi bir tabirle aynen ifade etmek demektir *tercüman; bir sözü şifahen bir dilden başka bir dile çevirendir *mütercim; herhangi bir dilde yazılmış bir metni yazılı olarak başka dile çeviren kimsedir *mütercem ise arapçada ismi meful olduğu için tercüme edilmiş, bir dilden diğer dile çevrilmiş şey anlamına gelmektedir *tercüme ayrıca bir sözü söylendiği ya da tercüme edildiği dilde tefsir etmek anlamına gelir *abdullah bi abbas için tercümanu'l kuran tabirinin kullanılamsı bu sebebe dayanır tercüme çeşitleri 1-lafzı tercüme; ile tercüme edilecek metindeki her kelimenin birer birer ele alınıp onun yerine geçebilecek diğer dildeki lafızların gözden geçirilerek yerine konulması şeklinde yapılan bir tercümedir *bu tercüme asıl metnin anlamını zor aksettirmektedir *onun için bu tercüme kuranı kerimde kullanımı son derece güç hatta imkansız görülen tercümedir 2-tefsiri tercüme; asıl dildeki kelimelerin tertibine ve nazmına bağlı kalmaksızın herhangi bir sözün anlamını bazı şerh ve izahlarla başka bir dile nakletmekten ibarettir *bu tercümede önemli olan metindeki gaye ve maksatların güzel bir şekilde ifade edilebilmesidir *tefsiri tercümede lafzı tercüme gibi nazmında ve tertibinde asla benzeme şartı yoktur *bu özelliği sebebiyle günümüzde tercümelerde tefsiri tercüme yapılmaktadır *kuranın hakkıyla tercümesinin yapılamayışının sebepleri şunlardır; 1-kuranın fesahatı,belagatı, üslubu bakımından olan icazı onun nazmı vasıtasıyla tecelli edilir tercüme ile bu nazım ortadan kalkınca kuranın icazından söz etmek mümkün olmayacaktır 2-kuranın nazmı onun çeşitli kıraatlarla okunmasına imkan sağlar kuranın tercümesi ise kıraat vecihlerine dolasıyla ortaya koyduğu nüktelere imkan vermemektir 3-arapçaya mahsus birtakım edatlar vardır halbuki bu edatlar çoğu dillerde bulunmamaktadır 4-kuranı kerimin mevcut nazmı, onun çeşitli şekillerde irab edilmesine (tahlil yapılmasına) imkan vermektedir tercümeyle bu durum ortadan kalkmaktadır 5-kuranda müteşabih ayetlerde bulunmaktadır bunların arpaça şekliyle anlaşılması zordur bu durumda ayetlerin tercümesini yapmanın daha da zor olduğu çok açıktır tefsir ile tercüme arasındaki farklar 1-tercüme aslın yerine geçer ve artık asla ihtiyaç duyulmaz tefsir ise aslın aynısı olmayıp açıklamasıdır 2-tercümede istidrat(daha fazla izah ve açıklama) mümkün değildir tefsirde ise istidrat yapmak caizdir 3-tercüme örf yönünden aslın bütün mana ve maksatlarına uygunluk manası taşır tefsir ise aslın bütün mana ve maksatlarına uygn olma manasını ihtiva etmez 4-tercüme söz konusu anlamları kastdettiğine dair güven duygusu vermelidir tefsir de ise müfessirin yanında birçok delil bulunursa karşı tarafta böyle bir güven duygusu oluşur meal *bu kelime te'vil kavramı gibi evele kökünden türemiştir *kavram olarak meal; bir sözün manasını tam olarak değilde biraz noksanıyla ifade etmek demektir *kuran çevirilerine tercüme denilmeyip mahiyetine uygun olan meal denilmiştir *kuranın tamamını içeren ilk meal italyan müsteşrik guidi'ye göre hicri 127 senesinde berberice olarak yazılmıştır *kuranın tamamını içeren ilk meal buzurg b. şehriyar'a göre hicri 270 yılında hind diline çevrilmiştir *zamanımıza ulaşan en eski meal farsça olarak samanoğulları emiri mansur b. nuh tarafından yaptırılmıştır bu meal iranda birçok defa bastırılmıştır *ilk türkçe kuran mealleri 9. asırdna itibaren yapılmaya başlanmıştır *batıda ise en eski kuran meali, latince olarak 1143 tarihinde hazırlanıp 1543 de isviçrede basılmıştır *bildiğimiz kadarıyla çeşitli dünya dillerine yapılan kuran çevirelerinin sayısı şimdilik 159'dur müfessir *bu kelime fesera sülasi kök fiilinden tefilün vezninden türetilmiş ismi faildir *müfessir; tefsir eden açıklayan anlamını ifade etmektedir *müfessir; kuranı başından sonuna kadar ayet ayet ele alıp belli bir yöntemle açıklamaya çalışan kişi demektir müfessirliğin kriterleri *müfessir olmanın bir takım kriterleri vardır *süyuti bu konuda bilgi verirken müfessirde aranan ilk kriterin sağlam ve sahih inanç olduğunu söyler *bu temel kriter dışında süyuti bir müfessirin kriterlerini şöyle sıralar 1-lügat 2-nahiv 3-sarf 4-iştikak 5-meani 6-beyan 7-bedii 8-kıraat 9-kelam 10-fıkıh usulü 11-esbab-ı nüzul 12-nasih-mensuh 13-fıkıh 14-hadis 15-mevhibe(ilham) *önemli islam bilgini ömer nasuhi bilmen de bu ilimlere -ahlak -psikoloji -sosyoloji -biyoloji -astronomi -coğrafya -tarih -siyer ilimlerini eklemiştir *tefsirci öncelikle arap dili ile ilgili gerekli bilgiye sahip olmalıdır *tefsirci aynı zamanda yeterli bir tarih bilgisi edinmelidir *kuranın anlaşılmasında arapça dil bilgisi yanında tarihsel bilgi birikiminde önemli bir yeri vardır tefsirin konusu, gayesi ve önemi *tefsirin konusu; kuran *tefsirin gayesi; kuranın içerdiği yüce manaları ve hakikatleri araştırıp ortaya çıkarmak ve insanın bu hakikatlere göre bir hayat sürmesini sağlamaktır *yani, yaratılış gayesine uygun hareket tarzları belirlemesi ve bir yol gösterici, bir mürşid, bir rehber olmadan insanın sırf aklı ve duygularıyla hareket etmesi mümkün değildir *insanlığın ahlaki zaafiyet ve çöküşten kurtulması ve olgunlaşması kuran ile mümkündür *tefsir ilmi, bir taraftan külli ilahi irşadları konu edinmesi, diğer taraftan da bu irşadların insanlığa takdimine hizmet etmesi sebebiyle büyük bir öneme sahiptir tefsirin gerekliliği 1-kuranı kerim bütün ayetleri muhkem yani tefsire ihtiyaç göstermeyecek derecede açık ve anlaşılır nitelikte değildir *bu özelliği sebebiyle kuranın tefsir edilmesi gereklidir 2-yüce allah peygambere "ey peygamber sana rabbinden gönderileni tebliğ et eğer bunu yapmazsan onun elçilik görevini yerine getirmemiş olursun"(maide 67) *sana kuranı gönderdik ki insanlara indireli onlara açıklayasın(nahl 44) *bu ayetlerde ifade edildiği gibi kuran tefsir etmesini emretmiştir 3-kuran ilk muhataplarının terim olarak anlamını bilmedikleri kavramlara yeni mana ve mefhumlar yüklemiştir *mesela salat kelimesi dua etmek, yalvarmak ve bağışlanma dilemek demekti *ancak islamiyetten sonra namaz ibadetine isim oldu *hicri ikinci asırda el vücuh ve'n-nezair adıyla müstakil bir ilmin ortaya çıkmasına zemin hazırlarken *diğer taraftan söz konusu lafız ve kavramlarla ilgili olarak yapılması gereken semantik tahliller, kuran tefsirine olan ihtiyaç gündeme getirmiştir 4-kuran müminlerin şahsi ve toplumsal hayatlarını düzenlemek gayesiyle ibadat ve muamelat konularında hükümler koymuştur *bu hükümleri ortaya çıkarmak yalnızca kuran metnini dilsel açıdan çözümlemekle mümkün değildir *bu nedenle tefsir etmek gereklidir 5-kuranda mecaz, kinaye, istiare ve teşbih gibi edebi sanatların yer aldığı bir vakıadır *tabii ki bu tarz ayetler söz konusu sanatları iyi bilenler tarafından tespit edilmelidir *bu nedenle tefsir gereklidir 6-kuranı kerimde ayrıca bilimsel hakikatler içeren kevni(kozmolojik) ayetler bulunmaktadır *bu nassları bilimsel keşiflerden istifade ederek tefsir etmek gerekmektedir 7-kuran uluhiyyet, nübüvvet, insan, ibadet ve ahiret gibi temel konuları da ihtiva etmektedir *bununla birlikte, kuranın yer verdiği ikincil konuların hepsi bir tek külli mananın etrafında dönüp dolaşmaktadır *o da insanları kendi hür iradeleriyle allaha kulluğa çağırma olgusudur *kuran muhataplarını hep teyakkuz durumunda tutmak için muhtevasındaki konuları iç içe bir tarzda anlatmıştır *kuranın beşeri telif mantığına uymayan bu farklı beyan tarzının onun aslı gayesine uygun olarak tefsir etmek gerekir 8-herkes kendi anlayışına göre kurana mana verirse bir çok hatalar meydana gelir ve hakikatler kaybolur bu nedenle onun ehlince tefsiri yapılmalıdır tefsirde öznellik *öznellik özneye ait olmak, sübjektif hareket etmek demektir *buna göre kurna tefsirinde öznellik, değişik sebeplerden dolayı nassların farklı biçimlerde algılanması ve yorumlanması anlamına gelir kurandan kaynaklanan öznellik 1-muhkem ayetlerin anlaşılması ve yorumunda herhangi bir problem söz konusu değildir *ancak müteşabih ayetlerde antropomorfik(insan biçimci) ve sembolik dil kullanıldığı için onları anlamada bazı sıkıntılar bulunmaktadır *bu yüzden müteşabihatin yorumlanmasında mutlaka başka nasslara ihtiyaç vardır 2-kuranı kerim gaybi ****fizik konulara da zaman zaman değinmektedir *mesela ölüm, berzah(kabir alemi)ve ba's(yeniden dirilme) gibi *kuranda bunlar anlatılırken kendine özgü üslup kullanılır *anlatılanların muhataplar tarafından tecrübe edilme imkanı da olmadığı için, söz konusu nassların farklı yorumlanmaları mümkün olabilmektedir 3-kuran indirildiği dönemin arap toplumundaki bireysel ve toplumsal hayatla ilgili cevaplar, tespitler, öğütler, tavsiyeler, emir ve yasaklara yer vermiştir *bu tür nasslarda yorumcunun farklı bir şekilde onların anlamasına ve te'vil etmesine yol açabilmektedir 4-esasen kuran, bütün insanlığa hitap eder *bir başka ifadeyle kuran her muhatabı farklı bir açıdan kendisine çekmektedir *kuranın hem lüzumu halinde sözün sahibine soramamaktan hem de üslubundna kaynaklanan sebeplerle öznel yorumlamalara açık bir metin olduğu söylenebilir 5-müfessirlerin farklı anlayışlara gitmesine yol açan önemli öznellik sebebi de kuranın farklı kıraatlerle okunmasıdır (71. sayfada 5. maddeyi okursanız bu maddede daha iyi bilgi sahibi olursunuz) müfessirlerden kaynaklanan öznellik 1-kuranı doğru yorumlamak için kendi kabiliyetine güvenen yorumcunun varlık hakkında daha fazla bilgiye ihtiyacı vardır *bu konuda yetersizlik müfessiri öznel tecrübe bakımından etkilemektedir *doğal olarak bu da kuran yorumunda farklılığa yol açmaktadır 2-insanların farklı medeniyet, kültür, çevre ve ortamlarda sahip oldukları bilinç farklılığı da kuran yorumcusunun öznel anlayışında etkili bir unsur olarak görünmektedir 3-ilk dönemlerden itibaren kuran tefsirinde başlıca iki eğilim vardı *bunlar nakli ve akli yaklaşımdır *bu olgu farklı anlayışların ortaya çıkmasına *çeşitli itikadi ve fıkhi mezheplerin doğmasına *diğer taraftan da aynı mezhep içerisinde yer alan alimlerin farklı tercihlere yönelmelerine yol açmıştır 4-bilindiği gibi insan, olgular dünyasında yaşamaktadır *yani insan bulunduğu dünyaya ve yaşadığı çevreye aittir *bu sebeple içinde var olduğu anlam dünyasından koparak yorumda bulunamaz *tarihte ortaya çıkan hemen her düşünce ekol ve grubu, kendi fikrini kurana onaylatmak için öncelikle ona başvurmuştur *işte bu anlayış ve genel kabul kuranın anlaşılması ve yorumlanmasında öznel düşüncenin doğmasına yol açmıştır 5-islam düşünce tarihi boyunca çeşitli ilim dallarına mensup din bilginlerinin, kuran nasslarını yorumlama konusunda farklı bakış açısı benimsedikleri anlaşılmaktadır *bu gruplar içerisinde kesinlikle kabul edilmeyecek nitelikte olanı, kuran nasslarının zahiri tarafını hiç dikkate almayarak ualnızca batıni yönüne itibar etmeye aşırı yorum denir *bazı şii müfessirlerinin kendilerine düşman olan insanlardan kinaye olarak algılamaları *ihvan-ı safa'nın cehennem azabını bilgisiz insanların bu dünyada çekmiş oldukları cehalet kaynaklı elem ve acılardan ibaret görmesi aşırı yoruma örnektir *metinlerin gerçek anlamlarının zahirde değil batında saklı olduğunu ileri sürerek, tüm kuran nassları bu mantık doğrultusunda yorumlamaya çalışan batıniyye mezhebidir *mesela batınniyye'nin özgün mezhep formu olan ismailiyye'ye göre namazın içsel anlamı, gerçekte imamla yani devlet başkanı ile bütünleşmektir *zamanının imamından yana şüphesi olan kimsenin kesinlikle namazı kabul değildir *aynı zamanda oruç da zahir ehli arasında susmak, sırları onlardan saklı tutmak gibi anlamlar vermiştir tefsirin diğer islami ilimlerle ilişkisi *islami ilimler, müslümanların kuran anlamak üzere geliştirmiş oldukları dini ilimlerdir *bunlar tefsir, hadis, fıkıh, kelam, siyer, tarih ve ahlak ilminden ibarettir *bütün bu ilimlerin kaynağı kurandır *en önemli görevi üstlenen tefsir ilmidir *tefsir kelam ve fıkıh ilminede malzeme sağlamıştır *tefsir dilsel ve tarihsel incelemesinden çıkardığı sonuçları ele alıp yorumlar *kelam müslümanlara allah, ahlak, siyaset vb. alanlarda hükümler üretir *fıkıh kitap, sünnet ve icma gibi kaynaklardan kıyas yoluyla elde ettiği neticeleri müslümanlara sunmaktadır *tefsir ne kadar sözü edilen bu iki ilim dalı için malzeme temin etmiş olsa da normatif (kural oluşturan) bir yapıya sahip olmadığı için hiçbir zaman kural koymamıştır *fakat fıkıh ve kelan normatif birer ilim olmaları sebebiyle kendi alanlarıyla ilgili kural koymuşlardır mehmet akif2 |