Cevap: Meal okumayı “moda” olarak görenlere Aleykum selam sayın ıqra Konu hem çok önemli bir mevzu hemde güzel işlenmiş... İSRA/82- “Kur'an'da mü'minler için şifa ve rahmet olan ayetler indiriyoruz. Fakat bu ayetler zalimlere sadece yeni yıkımlar, yeni kayıplar getirirler.” Kur'an-ı Kerim'de kalplerine iman bilinci yerleşmiş, bu bilinçle aydınlanmış, Kur'an'ın huzurunu, güvenini ve sevincini algılamak için gönüllerini açmış bulunanlara şifa vardır, Kur'an'da rahmet vardır. Kur'an, şeytani telkinlere, şaşkınlığa ve korkuya karşı bir şifadır. Kur'an, kalbi Allah'a bağlar. Sakinleştirir. Huzura kavuşturur. Koruma ve güvenlik bilincini yerleştirir. Gönülleri hoşnut eder. Allah'ın rızasını kazandırdığı gibi, hayattan da razı eder. Korku bir hastalıktır. Şaşkınlık psikolojik bir rahatsızlıktır. Şeytani telkinler de birer hastalıktır. İşte bunların hepsini etkisiz hale getiren Kur'an elbette ki inanan için bir rahmettir. Kur'an, nefsi arzuların, pisliklerin, cimriliğin, kıskançlığın ve şeytani aşılamaların hepsine karşı bir şifadır. Bu hastalıklar kalp hastalıklarıdır. Kalbi zaafa, yorgunluğa ve hastalığa uğratırlar. Onu yıkılışa, çözülüşe ve çöküşe iterler. Bunlara engel olan Kur'an, elbette ki mü'minler için bir rahmet aracıdır. Kur'an, düşünceye ve bilince yönelik yanlışı, yıkıcı akımları ve yönelişleri de engelleyen bir şifa unsurudur. Aklı haddini aşmaktan alıkoyar. Verimli olan alanlarda ona özgürlük hakkını verir. Faydasız alanlarda enerjisini tüketmesine engel olur. Sağlıklı-sağlam bir program içinde çalışmasını temin eder. Çalışmalarını verimli ve garantili hale getirir. Aklın çalışmalarını aşırılıklardan ve açmazlardan kurtarır. Kur'an'ın ölçülerine bağlı olan insan, vücudunun her organının enerjisini bastırmadan ve azdırmadan kullanır. Enerjilerini ve gücünü sağlıklı ve faydalı alanlarda değerlendirir. Enerjilerini verimli ürün veren alanlarda değerlendirir. İşte bu nedenle de Kur'an, mü'minler için bir rahmettir. Kur'an, toplulukların yapılarını zedeleyen, güvenini, huzurunu ve sağlığını gölgeleyen sosyal hastalıklara karşı da bir şifa aracıdır. Bu ölçülere bağlı kalan toplum, Kur'an sayesinde sosyal düzeni, sağlık, güven ve huzur içinde gerçekleşen kuşatıcı adaleti ile oluşan atmosferde rahat içinde yaşar. Kur'an bu açıdan da mü'minler için bir rahmettir. Bir müslümana neden meal okumayın denir?
Yada iman edenlerin meal okuması neden istenmez?
Neden çeşitli yollarla engellenmeye çalışılır?
Bu çok önemli bir konu alıntı Evet gereçkten üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.Eğer Kuran'ın mesajı, tağutlara karşı parçalayıcı gücü, insanlar tarafından anlaşılmaya başlanırsa,bu onların sonunun olacağının bilincindeler..Siyonistler ve emperyalist güçler adı islam olan coğorafya halklarını şimdiye kadar dikta rejimlerle hep idare ettiler. Fakat günümüz dünyasında hızla gelişmekte olan teknoloji ile birlikte haberleşme, hatta canlı konuşup görüşme imkanınıda beraberinde getirmiştir.. Buda artık dünyanın bir büyük köy konumuna doğru gitmesi anlamına gelir... Bu durum doğal olarak halkların birbirlerine daha yakın ve bilgi alışverişi alıp verme imakanını doğurmaktadır.. Ve dolasıyla yeni nesil insanlar, artık uçtu kaçtı, yok bilmem asasını burdan attı kaçbin kilometre öteden adamı öldürdü gibi bir takım zırvalamalara inanmamaktadır.... İnsanlar artık Kuran'ı merak ediyor ve okuyor.. Okuduklarını araştırıyor yavaş yavaş uyanmaya başlıyor. İşte bu durum emperyal güçlerin tahtını sallamaya başlamıştırki,orta doğuda düğmeye bastılar... Yıllarca kendi elleri ile oluşturdukları dikta rejimleri şimdi birbir devirip yerine hanımı başörtülü bazen Kuran'dan ayet okuyan her cuma günü cuma namazını giden başbakanlar cumhurbaşkanları getirmişlerdir.... Cahil ve aciz olan bu halklar yıllarca tasavvuf gibi batıl dinlerin etkisinde henüz gözünü açamamışken şimdi böyle bir bela ile karşı karşıya kalmıştır.Peki bütün bunlar olurken kurulan yeni anayasalar ve rejimler neye göre kuruldu biliyormusunuz.? Tabiki yine emperyal güçlerin istediği gibi tağuti rejimler kuruldu. Değişen ne oldu derseniz? Değişin sadece kutunun dış ambalajı.Kutunun içi aynı. Artık iftihar edebiliriz bizim namaz kılan oruç tutan,zinayı vergi vermek kaydıyla helal eden,genel evlerine yönetmelikler hazırlayan,çıplak turistlerin ülkemizi ziyeret ettikleri için kendisyle iftihar eden,Allah'ın hükümlerini bir kenara itip hüküm üstüne hüküm koyan bir başbakanımız vardır... İşte bu çelişkili akide ve düşüncelerin altında yatan Kuran'ın anlaşılmamsıdır... O yüzden konu çok önemli...Bizler yahudi ve hıristiyanların bile cesaret edemedikleri şirkleri küfürleri işliyoruz sonrada onlara cehenneme kendimizi cennete gönderiyoruz.. Bazı müslümanlar Kuran'ın anlaşılması için adeta çırpınıyorlar, Bazı insanlarda kalkıp bu arkaşlarımıza deli divane mecnun gibi lakaplar takıyorlar.Bazı arkadaşlarımız Kuran meal hatmi açarken bazı arkadaşlarımız haydin arapçasından Kuran hatmi yapalım ölülelerimize hediye edelim derler.. Peki arkadaş sen Kuran'ın kaç tane ayetinin anlamını biliyorsun dediğimizdede bakıyorsa hemen cevap şu.. Bu kadar alim, bu evliya bu güne kadar yanlış yapmışta, senmi doğrusunu biliyorsun diyerek tokat gibi cevap alıyorsun.Eğer okudukları Kuran'daki ayetlerin anlamını bilselerdi bu sözü asla sözylemzlerdi. Çünkü bu söylem mekke müşriklerinin sözlerinin aynısıdr.. Hani onlar peygambere biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz dinden başkasına uymayız... Selametle kalın
__________________ Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli. |