18 Mart 2008, 00:33
|
Mesaj No:2 |
Durumu: Medine No : 16627 Üyelik T.:
11 Şubat 2012 Arkadaşları:2 Cinsiyet: Yaş:48 Mesaj:
4.081 Konular:
315 Beğenildi:49 Beğendi:0 Takdirleri:149 Takdir Et:
| Cvp: istanbul niçin önemli? [HIGHLIGHT=#ffff00]EyvAllah kardeş[/HIGHLIGHT]
<!-- message -->
[B] İstanbul’un fethi kutlu müjdenin yerine gelmesiydi İstanbul’un fethi İznik’ten, Bursa’dan Eskişehir’den ve en son olarak da Edirne’nin fethinden başlamıştı. İstanbul fethedilmeliydi, çünkü Efendimiz’in (sas) kutlu işareti vardı.
Allah Rasûlü (sas) Rabbimiz’in bildirmesiyle Arap Yarımadası’nın, İran ve Kıbrıs gibi bazı yerlerin fethedileceği müjdesini kendleri hayattayken vermişti. O’nun gelecekle ilgili emir ve müjdelerinden biri de, İstanbul’un fethedilmesiyle ilgiliydi.
Asr-ı Saadet’ten başlayarak hemen her devrin büyük kumandan ve bahadırları hem bir müjde hem de bir vazife olarak kabul ettikleri bu kutlu habere muhatap olabilmek için defalarca İstanbul’a kadar gelmiş ve geriye dönmüşlerdi. Milletimizin aziz misafiri Ebu Eyyûb El-Ensâri Hazretleri de aynı gayeyle, ilerlemiş yaşına rağmen İstanbul sırtlarına kadar gelmiş; vefat edeceği sırada ordunun komutanına “Burada ölsem de beni İstanbul’un bağrına defnedin.” ricasında bulunmuş ve asırlarca sonra gelecek kahramanların kılıç seslerini, tekbir sadâlarını kabrinden duymak istediğini belirtmişti.
Yıldırım Bayezid, Fetih için Anadolu Hisarı’nı inşa ettirmiş, Moğol fitnesi yüzünden projeleri akim kalmıştı. Fatih’in babası II. Murad da birkaç kere İstanbul’u kuşatmayı denemiş ama fetih için yeterli hazırlığının olmadığını görmüştü. Bir gün Ankara’dan bir misafiri olduğu söylenmiş; karşısında devrin gönül sultanı Hacı Bayram Veli Hazretleri’ni görünce heyecanlanmış ve hemen “Hocam, size mâlum olur; yoksa İstanbul bize nasip olmayacak mı?” deyivermişti. Hak Dostu şöyle bir murâkabeye dalmış ve sonrasında da “Sultanım, Fetih sana ve bize nasip olmayacak. Ama Cenab-ı Allah, İstanbul’un anahtarlarını senin göz nurunla bizim çırağa nasip edecek.” demişti.
Fetih asırlar süren sabırlı bir plan ve projenin ürünüydü. İstanbul, Anadolu yakasından değil Avrupa yakasından gelinerek fethedilmiştir. Devletin merkezi Avrupa’da yani Edirne’dedir. Bizans’ın Avrupa ile bütün bağlantıları kesilip Anadolu’dan da bir çıkış bırakılmamış ve son saldırıyla tarihin en büyük imparatorluklarından biri olan Doğu Roma tarihe gömülmüştür.
Anadolu Hisarı’nın karşısına Boğazkesen Hisarını (Rumeli Hisarı) yaptırmak başlıca bir deha ürünüdür. Surların şekli kûfi yazıyla Arapça “Muhammed” (sas) kelimesi şeklindedir. Devrin harikası olan şahi topları Topkapı denilen bölgeyi dövüyordu. Fakat, 50 gün boyunca devam eden hücumlara rağmen şehir bir türlü düşmüyordu. Genç sultan yerinde duramıyor, atını denize sürüyor, “İstanbul, ya sen beni alırsın ya da ben seni!..” diyordu. |
| |