Konu Başlıkları: A.Bayındırın Zor Anları:)
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20 Şubat 2012, 19:12   Mesaj No:6

bilinmez

Meal Gurubu Üyesi
Medineweb Emekdarı
bilinmez - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:bilinmez isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13966
Üyelik T.: 27Haziran 2011
Arkadaşları:0
Cinsiyet:
Mesaj: 2.154
Konular: 309
Beğenildi:180
Beğendi:15
Takdirleri:560
Takdir Et:
Standart Cevap: A.Bayındırın Zor Anları:)

Alıntı:
Esadullah Üyemizden Alıntı Mesajı göster
[Linkler Ziyaretçilere Kapalıdır.Giriş Yap Veya Üye Olmak için TIKLAYIN...]

İLMİ MÜNAZARA : İlahiyatçı Profların kendine en güvenenlerinden olan Abdulaziz Bayındır ile Medrese hocasının ilmi münazarası ;

Abdulaziz Bayındır ekranlarda çıkıp dini ve fıkhi bilgisi çok fazla olmayan insanları ilzam edip müşrik ilan etmektedir. Ancak Medrese tahsili görmüş bir hoca ile karşılaşınca son derece aciz duruma düştüğü müşahade edilmiş ve istisna kâidelerinden dahi haberinin olmadığı anlaşılmıştır.

Hayrete şayandır ki eski Âlimlerin ayaklarının tozu etmeyecek bir medrese hocası ile başa çıkamayan ve münazaradan kaçarak kurtulan Abdülaziz Bayındır ne gariptir ki diğer diğer birçok ilahiyat profösörü gibi Müctehitliğe soyunmaktadır.

İlmi Münazara şu şekilde gerçekleşmiştir (Bu münazaranın ses kaydı internette mevcuttur dosya ismi :”abdulazizbayındirinzoranlari.mp3”)...

Öncelikle kendisini müctehit sanmasından dolayı ve ayrıca ekranlarda “siz Dini ilimmi okudunuz da konuşuyorsunuz” gibi insanları aşağılamanın ne demek olduğunu öğrenmesi için kendisine bir ders vermenin gerektiğini düşünen bir medrese hocası uzun uğraşlardan sonra yakaladığı Abdulaziz Bayındıra istisna ile ilgili bir kâide soruyor, Tabii ki soru ciddi bir ilmi temel gerektiren şaşırtmacalı bir soru:

لا تجرج الا ان آذن لك bu terkib caizmidir , değilmidir ? Caizse neden caizdir ? Değilse neden caiz değildir ?.

Tabii sorulara cevapta akıllarını huccet aldıklarından ve mantık yürüttüklerinden hemen balıklama atlıyor Abdulaziz Bayındır : “sana ben izin vermeden dışarı çıkma” şeklinde terkibin ifade etmediği yanlış bir manayı da vererek(*) “neden caiz olmasın,” fetvasını yapıştırıyor.(tabiiki cevabı yanlış) medrese hocası : Bu caiz değildir : bu istisnai müfarrağ olduğundan caiz değildir.. Zira izin çıkma cinsinden olmadığından istisnaya hamletmekde caiz değildir. Ancak şu şekilde caiz kılınabilir: İstisnaya değilde gayeye hamledilirse o takdirde caiz olur.

Yukarıdaki şaşırtmacalı soru hakkında çok önemli bir açıklama : Terkib istisnai müfarrağ'dır. İzin çıkma cinsinden olmadığı için ve bu terkip tam bir istisna olmadığından istisnanın hakikatine hamledilemez. O takdirde mecaza gidilir, mastarlar vakit manasına geldiğinden gaye'ye hamledilir, o takdirde caiz olur.

Sonra medrese hocası kısa bir açıklama ile : (Şefaati inkâr etmelerini kastederek) Meryem-87 Ayeti Celilesinde istisna kâidesi var burada (şefaat hakkına sahip olamayandan, söz almış kişi istisna edilmiştir.) istisna da müstesnanın(yani şefaatın) mevcut olduğuna delalet eder... Diyor ve yine Abdulaziz Bayındıra soruyor : Siz istisna kâidelerini dahi bilmeden bu Ayeti Celilelere nasıl mana verebiliyorsunuz ? Deyince , Bayındır : “Ooo amma da şey çıktın, yazarsın gönderirsin bakarız” diyor, medrese hocası ise hayır ben yüzyüze görüşmek istiyorum diyor. Sonra medrese hocası : “Sizin ekranlarda müfesser muhkemi açıklar dediğinizin kaydını gördüm (görüntü kaydı var) ” Halbuki usul kitaplarında böyle olmadığı sizede malumdur deyince, Bayındır inkâr ediyor “demedim” diyor medrese hocası : “Kaydını gönderebilirim” diyor . Sonra Bayındır kendisini kurtarabilmek için verdiği cevaptan daha beter batağa saplanıyor. Ve şöyle diyor “müteşabih muhkemi açıklar”. Asıl cevap her ikisi de değil, doğru cevap “müfesser mücmeli açıklar” olacak...

Abdulaziz Bayındır başa çıkamayınca kızıp görüşmeyi kesmiştir...

Açıklama ; Müteşabih lafzın kapalılık derecesine göre sınıflandırıldığı kısımdandır, muhkem ise lafzın açıklık derecesinin kısımlarındandır... Tvlerde ahkam kesen Abdulaziz Bayındır tv de muhkemi müfesser açıklar diyor(kayıt var) sonra çarkediyor demedim diyor ve kurtarayım derken “muhkemi müteşabih açıklar” diyor. Tabiiki buda büyük bir yanlış. Bu durumda kapalı/hafi lafız olan; müteşabih, açık lafız olan; muhkemi nasıl açıklar...

Yani: “ALLAH herşeyi hakkıyla bilendir.”Enfal/75 (Muhkem) Ayetini, Elif-Lam-Mim(Müteşabih) Ayeti Celilesinin açıkladığını iddia etmiş oluyor. Ve bu gibi şeyleri milyonların önünde rahatça söylüyor. Ancak yanlışlarını ALLAH'ın yardımı inayetiyle yakalayan medrese ilimleri okumuş biri karşısında son derece sıkışmakta ve sıkışıncada çareyi kaçmakta bulmaktadır...

Maalesef ilahiyat profösörlerimizin durumu bu, bazısının istisna kâidelerinden dahi haberi yok...


ALINTI
İlk başta şunu izah eddikten sonra paylaşımınız hakkındada kısa bi açıklamada bulunacağım..

Abdulaziz bayındır,tasaffuf dini ile mücadelesi takdire şayan yalnız,Abdullaziz bayındırda mevcut Allahın hükmüyle hükmetmeyen tağuti sistemle birbirinin maslahatını gözeten gerektiğinde tağut için ölen insanların ŞEHİD OLDUĞUNU,söyleyecek kadarda batıl görüşlerdede olabiliyor.Buda abdulaziz bayındırın hak ile batılı birbirine karıştırdığının delilidir.Ayrıca hakimiyet hüküm koyma yetkisini tağuti meclislere vermede oy kullanmayıda caiz gören bi hocadır.Bunun için abdulaziz bayındırla aynı itikatte olmadığımı belirtirken tasavvuf diniyle olan mücadelesinide takdir ediyorum...

Gelelim esedullah hocanın paylaşımına,paylaşımın o kadar komikki,benim bildiğim kadarıyla KURANDAKİ Bİ HÜKÜM VERME İŞİ YİNE KURANINDIR,ve alicengiz oyunuyla anlaşılır bi şekilde izah olmadan,bütün detaylar anlatılmadan bi insandan HÜKÜM VERMESİNİ İSTEMEK EN BÜYÜK CAHİLLİKTİR..veya art niyetlilik,şeytanlıktır..

Ayrıca kuran insana usulde öğretir ve buda gayet açıktır,hocalarınızın koyduğu ve mutlak kabul ettiğiniz bir çok usuller bile kendi aralarında makbul görülmemiş ve tefrikalaar yol açılmıştır..

yukardaki yazınızın içinde iki hoca arasındaki diyalogları vermiş ve bakın benim hocam senin hocanı döver veya ilmiyle alt edere gitmekte islama sığmayan bi anlayıştır.

çünkü kuranın nuzullerine baltığımızda,yeri gelmiş rasuller bile yanılmışlardır...

Ayrıca minberde,mehir için yaptığı bi açıklamasında ömer ra.yanılınca bi yaşlı nine tarafından uyarılıyor ve ömer ra.vallahi ben yanıldım bu yaşlı ninede doğru söyledi diyor.işte islamdaki usul bu..

Tarikatlerdeki sohbetlerde böyle değil,dir şeyh yanılırsada bunda bi hikmet var diyeceksiniz deniliyor,..Abdulaziz bayındır velevki yanılsın olada bilir,çünkü ABDULAZİZ BAYINDIR GAVS,KUTUP,MÜCEDDİD,ŞEYH DEĞİL Kİ YANILMASIN......
__________________
önce yazdığım katılım yaptığım beğeni yaptığım paylaşımların arasında azda olsa kuran ve sünnete uygun olmayan düşünceler olabilir.Bunların bana sorulmadan dikkate alınmasından mesul değilim... ...
Alıntı ile Cevapla