Cvp: Kardeşliği Allah (c.c.) için yapmak Amin hocam çok güzel bir paylaşım Ne demişler Güzel ahlâk muhabbeti, kötü ahlâk düşmanlığı îcâb ettirir vesselam Hadislerlede eklemeler yapalım inşAllah. Muhyiddin b. Arabî (k.s), bu ayetin tefsirinde, insanların kurduğu muhabbetin dört kısma ayrıldığını belirtir: 1-Sırf Allah’ın zatı için muhabbet: Bu,zatî,ruhanî bir muhabbettir. Ruhun ilahî kurbiyyete ulaşmasıyla hâsıl olur.Buna ancak takvada zirveye çıkmış kamiller ulaşır. Sayıları da azdan azdır. 2-Allah için olan muhabbet: Bu, kalbî bir muhabbettir. Temeli, güzel sıfat, ahlak ve hâllere dayanır. Hedefi ilahîdir. Salihlerin birbirini, arif ve velileri, peygamberlerin ümmetlerini sevmeleri gibi. Bu ikisi hayırlıdır. Onlar Allah için olduğundan ahirette de devam eder.Sahipleri pişman, sonları perişan olmaz. 3-Nefsanî muhabbet: Temelinde nefsanî,hissî lezzet ve gayeler mevcuttur.Sırf şehvet için zevceyi,nefsanî keyfine yardımcı olduğu için malı ve fasıkları sevmek gibi. 4-Aklî muhabbet: Temelinde, dünyevî maslahat ve menfaatlar yatar. İlahî değildir. Tüccarları, sanatkarları ve benzeri fanî güzellikleri sevmek gibi. Bu son ikisinin ahirette bir faydası yoktur.Ekseri insanlar bu ikisiyle dostluk kurarlar. Sonları aldanmak ve birbirine düşman olmaktır. Bunun için ayette umum insanların hâlini ifade için önce: “Bütün dostlar o gün birbirinin düşmanıdır” buyrulmuş, peşinden “ancak muttakiler müstesnâ!” buyurularak, adetleri hayli az olan bahtiyarlar ayrı tutulmuştur. Ayrıca, hemen peşinden gelen ayette, muttakilere verilen: “Ey (biribirini benim için seven) kullarım! Bu gün size korku yoktur, siz mahzun da olmayacaksınız” müjdesiyle, ilk iki gruba giren dostluklar Zat-ı Bâriye ait kılınmış ve bu dostluklar tasdik ve takdir görmüştür.”[İbnu Arabî,Tefsîru Kur’ani’l-Kerîm, II, 452-453] Önce,Allah için kurulacak dostluğun fazilet ve faydasını bilmek gerekir. Çünkü bir işe can-ı gönülden inanmayan insan, onun peşine düşmez ve gereklerini yerine getirmez. Ebu Talib el-Mekkî (k.s) (386/996) bu konuda şu temel anlayışı tespit eder: “Kim, Allahu Teala’nın rızası için kardeş olmanın faziletini ve böyle bir muhabbetin derecesini iyice bilirse,bu yoldaki talep ve hedefine ulaşmak için, kardeşinin hallerine sabreder; ona teşekkür eder; kendisine yumuşak davranır; sıkıntılarına tahammül gösterir. Çünkü, kıymetli bir şeye talib olan
[B]kimseye onu elde etmek için en değerli şeylerini o uğurda harcaması gerekir.”[Ebû Talib el-Mekkî, Kûtu’l-Kulub, II, 216.] Abdullah b. Ömer (r.a) demiştir ki: “Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceyi ibadetle geçirsem, malımı parça parça Allah yolunda infak etsem ve bu hâl üzere ölsem, fakat gönlümde Allah’a itaat edenlere karşı bir sevgi, O’na isyan edenlere karşı da bir buğuz olmasa, bütün bu yaptıklarımdan bir fayda göremem.” [Gazalî, İhya, II, 233.] |