Taksi şoförü ile مَعَ سَاءِقِ سَيَّارَةِ الْأُجْرَةِ
أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى المَطَارِ.
Havaalanına gitmek istiyorum.
أَنَا فِي خِدْمَتِكَ يَا سَيِّدِي.
Hizmetinizdeyim efendim.
كَمْ تَطْلُبُ؟
Ne kadar istiyorsun?
تَدْفَعُ حَسَبَ الْعَدَّادَ.
Taksimetreye göre ödersin.
أُرِيدُ تَأْجِيرَ السَّيَّارَةِ.
Taksi kiralamak istiyorum.
لِمُدَّةِ أُسْبُوعٍ.
Bir haftalığına
كَمْ الثَّمَنُ؟
Kaç para?
مَاثَمَنُ الْجَوْلَةِ؟
Turun fiyatı ne kadar?
خَمْسَمِاءَةِ أَلَفِ لِيرَةِ.
Beş yüz bin lira.
هَذَا هُوَ الْمَبْلَغُ.
İşte meblağ
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
الكَلِمَاتُ
Kelimeler
سَيَّارَةٌ
Taksi
حَافِلَةٌ
Otobüs
حَافِلَةٌ بَلَدِيَّةٌ
Belediye otobüsü
شَاحِنَةٌ
Kamyon
سَاءِقٌ
Şoför
رَاكِبٌ
Yolcu
تَذْكِرَةٌ
Bilet
تَعْرِفَةٌ
Tarife
مُدَّةٌ
Süre
مَبْلَغٌ
Meblağ
مِفْتَاحٌ
Anahtar
طَرِيقٌ
Yol
طَرِيقُِ الْبَرِّ
Karayolu
طَرِيقُ الْجَوِّ
Havayolu
طَرِيقُ الْبَحْرِ
Denizyolu
ذِهَابٌ
Gidiş
إِيَابٌ
Dönüş
رُكُوبٌ
Biniş
نُزُولٌ
İniş
Havaalanında فِي المَطََارِ
مَعَ ضَابِطِ الْجَوَازَاتِ
Pasaport polisi ile.
مِنْ أَيْنَ أَنْتَ؟
Nerelisin?
أَنَا من تركيا
Ben Türkiye’liyim.
أَيْنَ جَوَازُ سَفَرُكَ؟
Pasaportun nerede?
هَا هُوَ، تَفَضَّلْ.
İşte, buyurun.
إِسْمُكَ الْكَرِيمُ؟
Lütfen adınız?
إِسْمِي إِبْرَاهِيمُ
Adım İbrahim.
هَلْ مَعَكَ أَحَدٌ؟
Seninle kimse var mı?
مَعِي زَوْجَتِي فَقَطْ.
Benimle sadece eşim var.
كَمْ يَوْمًا سَتَبْقَى؟
Kaç gün kalacaksın?
سَأَبْقَى عِشْرِينَ يَوْمًا.
Yirmi gün kalacağım.
طَيِّبٌ، خُذْ جَوَازَ سَفَرِكَ.
İyi, pasaportunu al.
مَعَ مُفَتِّشِ الْجُمْرُكِ.
Gümrük memuru ile.
هَلْ هَذِهِ الْأََمْتِعَةُ لَكَ؟
Bu eşyalar senin mi?
نَعَمْ، لِي.
Evet, benim.
هَلْ عِنْدَكَ شَيْءٌ تَابِعٌ لِلْجُمْرُكِ؟
Gümrüğe tabii bir şeyin var mı?
لاَ أَدْرِي.
Bilmiyorum.
إِفْتَحْ هَذِهِ الْحَقِيبَةِ.
Bu valizi aç.
تَفَضَّلْ.
Buyur.
هَاتِ حَقِيبَتُكَ الْيَدَوِيَّةَ.
El çantanı ver.
فِيهَا مَلَابِسِي فَقَطْ.
Onda sadece elbiselerim var.
طَيِّبٌ، خُذْهَا.
Pekiyi, al onu.
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
لاَ شُكْرَ عَلَى الْوَاجِبِ
Bir şey değil, görevimiz.
فِي محطة الحافلة
Otobüs terminalinde.
دَقِيقةٌ يَاأَخِي.
Bir dakika kardeşim.
تَفَضَّلْ.
Buyur.
أَيْنَ مَوْقِفُ الْحَافِلَةِ؟
Otobüs terminali nerede?
لِمَاذَا تَسْأَلُ؟
Niçin soruyorsun?
أُرِيدُ الذِّهَابَ إِلَى إِسْتَنْبُولَ.
İstanbul'a gitmek istiyorum.
مَوْقُفُ الْحَافِلَةِ فِي أَسَنْلَرْ.
Otobüs terminali Esenler’de dir.
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
عَفْوًا.
Bir şey değil.
هَلْ لَدَيْكُمْ تَذْكُرَةٌ إِلَى سَاكَارْيَا؟
Sakarya’ya biletiniz var mı?
مَتَى تُرِيدُ الذِّهَابَ؟
Ne zaman gitmek istiyorsunuz?
الأَنَ.
Şimdi.
هَلْ عِنْدَكَ عَفْشٌ؟
Bagajın var mı?
لاَ، مَا فِي.
Hayır, yok.
إِسْتَرِحْ فِي صَالَةِ الْإِنْتِظََارِ.
Bekleme salonunda dinlenin.
أَيْنَ صََالَةُ الْإِنْتِظَارِ؟
Bekleme salonu nerede?
هُنَا يَاسَيِّدِي.
Burası efendim.
فِي مَحَطَّةِ الْقِطَارِ.
Tren istasyonunda.
مَتَى يَقُومُ الْقِطَارُ إِلَى أَفْيُونَ؟
Tren Afyon’a ne zaman kalkıyor?
بَعْدَ نِصْفِ سَاعَةٍ.
Yarım saat sonra.
وَالْقِطَارُ الثَّانِي؟
İkinci tren? (ne zaman kalkıyor?)
غَدًا.
Yarın.
هَلْ يُمْكِنُ أَنْ يحجِزلِي مَقْعَدَيْنِ؟
Bana iki kişilik yer ayırır mısın?
طَبْعًا.
Tabi. (Elbette)
عَلَيْكَ أَنْ تَحْضُرَ قَبْلَ قِيَامِ الْقِطَارِ بِسَاعَةٍ.
Tren kalkmadan bir saat önce hazır olman gerekiyor.
أَتِي قَبْلَ سَاعَتَيْنِ.
İki saat önce gelirim.
Hastanede فِي الْمُسْتَشْفَى
مَرْحَبًا.
Merhaba.
أَهْلاً يَاسَيِّدِي، تَفَضَّلْ.
Hoş geldiniz efendim, buyurun.
أَنَا مَرِيضٌ.
Ben hastayım.
لاَ أَعْرِفُ مَاذَا أَصَابَنِي.
Ne oldu bana bilmiyorum.
رُبَّمَا أُصِبْتُ بِا لْبَرْدِ؟
Belki de üşüttüm.
بِمَ تَشْعُرِ الْأَنَ؟
Şu anda ne hissediyorsun?
أَشْعُرُ بِأَلَمٍ فِي عَيْنِي.
Gözümde sancı duyuyorum.
وَعِنْدِي صُدَاعٌ قَلِيلٌ.
Birazda başım ağrıyor.
هَلْ عِنْدَكَ شَهِي لِلْأَكْلِ؟
İştahınız var mı?
قَلِيلٌ جِدًّا.
Çok az.
إِفْتَحْ فَمَكَ.
Ağzını aç.
أَخْرِجْ لِسَانَكَ.
Dilini çıkar.
أُرْقُدْ عَلَى ظَهْرِكْ.
Sırt üstü yat.
تَنَفَّسْ.
Nefes al.
مُنْذُ مَتَى أَنْتَ مَرِيضٌ؟
Ne zamandan beri hastasın?
مُنْذُ يَوْمَيْنِ.
İki günden beri.
هَلْ تَنَاوَلْتَ أَىَّ دَوَاءٍ؟
Herhangi bir ilaç aldın mı?
لَمْ أَتَنَاوَلْ بَعْدُ.
Henüz almadım.
سَأَصِفُ لَكَ بَعَضَ الْأَدَوِيَّةَ.
Sana bazı ilaçlar yazacağım.
أَرْجُو شِفَاءً عَاجِلاً.
Sana acil şifalar dilerim.
شُكْرًا.
Teşekkür ederim.
عِنْدِي حَرَارَةً
Ateşim var.
عِنْدِي إِمْسَاكَ.
Kabızım.
عِنْدِي قَيْءَ.
Kusuyorum.
أَيْنَ أَقْرَبُ صَيْدَلِيَّةَ؟
En yakın Eczane nerede?
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
حَرَارَةٌ
Ateş
صُدَاعٌ
Baş ağrısı
أَلْمٌ
Acı, sancı
إِسْهَالٌ
İshal
زُكَامٌ
Nezle
سُعَالٌ
Öksürük.
مَرَضُ السُّكَّرِ
Şeker hastalığı
ضَعْطُ الدَّمِ
Tasiyon.
بَوْلٌ
İdrar.
دَمٌ
Kan.
نَبْضٌ
Nabız
كَشْفٌ عَامٌ
Check-up
صَيْدَلِيَّةٌ
Eczane
وَصْفَةٌ
Reçete
دَوَاءٌ
İlaç
قَطْرَةٌ لِلْعُيُونِ
Göz damlası
قَطْرَةٌ لِلْأُذُنِ
Kulak damlası
مُسَكِّنٌ
Teskin edici
مَرَّةٌ فِي الْيَوْمِ
Günde bir defa
قَبْلَ الطَّعَامِ
Yemekten önce
بَعْدَ الطَّعَامِ
Yemekten sonra
فِي الصَّبَاحِ
Sabahleyin
فِي الْمَسَاءِ
Akşamleyin
جُرْحٌ
Yara
حَسَّاسِيَّةٌ
Alerji
طَبِيبٌ
Doktor
جَرَّاحٌ
Operatör
فَحْصٌ
Muayene
مَرَضٌ
Hastalık
تَحْلِيلٌ
Tahlil
تَحْلِيلُ الْبَوْلِ
İdrar tahlili
تَحْلِيلُ الدَّمِ
Kan tahlili
عِيَادَةٌ
Muayenehane
مُسْتَوْصَفٌ
Klinik
Otelde فِي الْفُنْدُقِ
مَسَاءُ الْخَيْرِ
İyi akşamlar
مَسَاءُ النُّورِ
İyi akşamlar
هَلْ لَدَيْكُمْ غُرْفَةً فَارِغَةً؟
Boş odanız var mı?
نَعَمْ، لَدَيْنَا.
Evet var.
أَ تَطْلُبُ الْإِسْتِءْجَارَ.
Tutmak mı istiyorsun?
طَبَعًا، إِنْ أَمْكَنَ.
Tabi, mümkünse.
أَ تَرْغَبُ فِي رُؤْيَةِ الْغُرْفَةِ؟
Odayı görmek ister misiniz?
مِنْ فَضْلِكْ.
Lütfen.
هَاهِىَ الْغُرْفَةُ
İşte, oda.
حَسَنًا
Güzel
كَمْ السِّعْرُ لِيَوْمٍ وَاحِدٍ؟
Bir günlüğü kaç para?
هَلْ يُوجَدُ مِصْعدٌ؟
Asansör var mı?
نَعَمْ
Evet.
هَلْ فِي هَاتِفُ؟
Telefon var mı?
نَعَمْ، فِي.
Evet, var.
هَلْ يُوجَدُ مَاءٌ سَاخِنٌ دَاءِمًا؟
Devamlı sıcak su bulunur mu?
نَعَمْ، يُوجَدُ.
Evet, bulunur.
أَيْنَ دَوْرَةُ الْمِيَاهِ وَ الْحَمَّامُ؟
Tuvalet ve hamam nerede?
هُمَا بِجَانِبِ الْغُرْفَةِ.
Odanın yanında.
كَمْ يَوْمًا سَتَبْقىَ هُنَا؟
Burada kaç gün kalacaksın?
سَأَبْقىَ أُسْبُوعًا كَامِلًا.
Tam iki hafta kalacağım.
بِإِذْنِ اللهِ.
Allah’ın izniyle.
كَمْ رَقَمُ الْغُرْفَةِ؟
Oda numarası kaç?
تِسْعَةٌ.
Dokuz.
هَلْ تَسْمَحْ لِي بِا لْمِفْتَاحِ؟
Anahtarı lütfeder misin?
تَفَضَّلْ.
Buyur.
اَلْكَلِمَاتُ
Kelimeler
فُنْدُقُ
Otel
غُرْفَةٌ
Oda
سُلَّمٌ
Merdiven
دَرَجَةٌ
Basamak
بَابٌ
Kapı
نَافِذَةٌ
Pencere
أُجْرَةٌ
Ücret
هَاتِفٌ
Telefon
سَاخِنٌ
Sıcak
دَافِىءٌ
Ilık
خَادِمٌ
Hizmetçi
مُوَظَّفٌ
Memur
صَابُونٌ
Sabun
مِنْشَفٌ
Havlu
غُرَْفَةٌ لِنَفَرٍ وَاحِدٍ
Tek kişilik oda
غُرْفَةٌ لِنَفَرَيْنِ
İki kişilik oda
غُرْفَةٌ لِثَلَاثَةِ أَنْفََارٍ
Üç kişilik oda
غُرْفَةٌ بِسَرِيرِ
Tek yataklı oda
غُرْفَةُ بِسَرِيرَيْنِ
İki yataklı oda
شُقَّةٌ لِلْإِيجََارِ
Kiralık daire
مَفْرُوشَةٌ
Döşeli
تُطِلُّ عَلَى الْبَحْرِ
Denize nazır
فِي الطَّابِقِ الثَّانِي
İkinci katta
لِيَوْمٍ وَاحِدٍ
Bir günlük
لِثَلََاثَةِ أَيَّامٍ
Üç günlük