Tekil Mesaj gösterimi
Alt 17 Mart 2012, 07:11   Mesaj No:7

kamer34

Medineweb Sadık Üyesi
kamer34 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:kamer34 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 13038
Üyelik T.: 14 Aralık 2010
Arkadaşları:9
Cinsiyet:
Memleket:istanbul
Yaş:54
Mesaj: 871
Konular: 41
Beğenildi:6
Beğendi:0
Takdirleri:10
Takdir Et:
Konu Bu  Üyemize Aittir!
Standart Cevap: “..Allah’ın velileri kimlerdir..?”

Fariz'in sözleri bunlara benzer biçimde sürüp gitmektedir. Bu adam ölümün kendisine yakınlaştığını gördüğünde de şunları söylemiştir:
“Benim yolum sizce olmuşsa da sevimli,
Umduğuma kavuşamadım, yitirdim bütün günlerimi.
Nefsim, zaferinden emindi bir zamanlar,

Bugün, vakit geçmişken anlıyorum ki, boş ve batıl şeylermiş onlar...”

İbni Fariz, önceleri kendisini Tanrı sanıyordu. Fakat Allah'ın melekleri, canını almak üzere hazır olduğu son anda, zannının batıl olduğu apaçık gözlerinin önüne serilmiş ve asla kendisini kurtaramayacak olan yukardaki sözlerini sarfettirmiştir.
Yüce Allah, eksiksiz kitabında buyuruyor ki:

“Yerde ve gökte ne varsa, hepsi de Allah'ı tesbih eder; O, aziz ve rahimdir.”
(Hadid: 1)

Evet, yerde ve gökte ne varsa, herşey Allah'ı tesbih eder ve hiçbiri de (Haşa) Allah değildir.
Şanı yüce Allah buyuruyor:

“Göklerin ve yerin mülk ve hakimiyeti O'nundur. Diriltir ve öldürür. O, her şeye kadirdir. Evvel de O'dur, Ahir de... Zahir de O'dur, batın da... Varlığı aşikar olup, gerçek mahiyeti insan için bilinmezdir Ama, O, herşeyi hakkıyla hiç eksiksiz bilir.”
(Hadid: 2-3)

Müslim'in sahihindeki bir hadisi şerifde şöyle buyrulmaktadır:

“Allah'ın Resulü dua ederlerken şöyle buyururlardı:
“Ey arşın ve yedi kat gökyüzünün Rabbi olan şanı yüce Allah'ım!
Ey bizim ve bütün yaratıkların Rabbi!
Ey küçücük taneleri yaran; Tevrat, İncil ve Kur'anı inzal buyuran! Yaptıkları ve yapacakları senin elinde bulunan her canlının şerrinden sana sığınırım!
Sen evvelsin, senden evvel hiçbir şey yoktur.
Sen ahirsin, senden sonra hiçbir şey varlığını sürdürecek değildir. Sen zahirsin, senden daha açık bir varlık yok.
Sen batınsın ve senden daha yakin kimse yok. Rabbim! Borcumu öde ve beni zengin yap!”

Yüce Allah, yukarda en son olarak zikrettiğimiz ayeti kerimeden sonra şunları buyuruyor:

“Gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da arşa istiva eden O'dur. Yere gireni ve ondan çıkanı, gökten ineni ve oraya yükseleni bilir O. Nerede olursanız olun, O, sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı görür.”
(Hadid: 4)

İşte, yüce Allah, bu ve buna benzer daha birçok ayette, göklerle yerin arasında ne varsa, hepsinin sonradan yaratılmış olan bir mahluk olduğunu ve hepsinin de yüce yaratıcısını tesbih ettiğini beyan buyuruyor. Aynı zamanda da, yüce Allah'ın her şeyi en ince noktalarına kadar bildiğini ilan ediyor.

Ayeti celiledeki “O, sizinle beraberdir” deyiminin anlamı; Arap dilinde, “Mea=beraber” lafzı, iki şeyden birinin diğeriyle birleşip karışmış olması anlamı taşımaz.
Mesela Kur'an-ı Kerim'deki şu ayette olduğu gibidir:

“Ey iman edenler! Allah 'dan korkun ve doğrularla beraber olun!”
(Tevbe: 119)

Şunda olduğu gibi:

Muhammed Allah'ın Resulüdür ve onunla birlikte olanlar kafirlere karşı şiddetlidir.”(Feth: 29)

Mesela şurada olduğu gibi:
“Göklerde ve yerde olanları, Allah'ın bildiğini görmüyor musun? Üç kişi gizli konuşsa, mutlaka dördüncüleri O'dur. Beş kişi gizli konuşsa, mutlaka altıncıları O'dur. Bundan az, bundan çok da olsalar, nerede bulunsalar, mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü, onlara yaptıklarım haber verir. Çünkü, Allah her şeyi hakkıyla bilendir.”(Mücadele: 7)

Bu ayetteki, beraberlik, geneldir. Bu ayet, ilimle başlayıp yine ilimle sona ermektedir. Bunun için İbni Abbas. Dahhak Sufyan'ı-Sevri ve Ahmed bin Hanbel “Yüce Allah, ilmiyle beraberdir” buyurmuşlardır.

Aşağıda zikredeceğimiz ayetlerde geçmekte olan beraberlik ise, mahiyeti özellik ifade eden bir beraberliktir:

“Muhakkak ki Allah, takva (Allah'tan korkup, yasaklarından çekinme hali) sahibi olan ve iyilik yapanlarla beraberdir.”
(Nahl: 128)

“Şüphesiz ki ey Musa! Ben sizinle beraberim, işitir ve görürüm”
(Taha: 46)

“... O zaman O, arkadaşına: “Üzülme, Allah bizimle beraberdir” diyordu!”
(Tevbe: 40)

Allah'ın Resulü mağarada Hz. Ebu Bekir'e şöyle söylemişti:
Demek ki, Allah, Musa ve Huran ile beraberdir, ama Firavun ile beraber değildir.
Muhammed ve arkadaşı ile beraberdir ama, Ebu Cehil ve öbür düşmanları ile beraber değildir.

Korkan ve sakınanlarla beraberdir, bundan ötürü de iyilik yapanlarla beraberdir ama, haddi aşan zalimlerle beraber değildir.Eğer bu beraberlikten kastolunan mana, yüce Allah'ın zatı ile ilgili olsaydı, zikredilen ayetlerdeki özel olan haberlerle, genel olan haberler birbiriyle çelişirdi.Gerçek manası, buradaki beraberliklerin; O'nun yardımının, dostlarına olduğu, düşmanlarına ise olmadığıdır.

“Gökte de, yerde de ilah O'dur” (Zuhruf: 84) buyrulmaktadır ayeti kerimede. Bu ayetin manası, elbette ki, göklerdeki ve yerdeki her şeyin ilahının O olduğudur.
Nitekim bir ayeti kerimede şöyle buyrulmaktadır mealen:

“Göklerde ve yerde en yüce sıfatlar O'nundur. O, azizdir, hakimdir!”(Rum: 28)

“Göklerde de yerde de Allah O'dur”(Enam: 3) ayeti celilesi de böyledir.

İmam Ahmed ve diğer ilim sahibi büyük imamlar bu ayetin tefsirinde;

“Göklerde de yerde de mabut ancak Odur demişlerdir.
Bu ümmetin evveli ve aklı başında imamları, Yüce Allah'ın, yarattığı mahlukatından ayrı ve kendine has olduğunda; bir tahrif ve ta'dil olmaksızın, keyfiyet ve kemiyet cihetine gidilmeksizin, yüce Allah'ın kendini vasıflandırdığı ve Resulünün sıfatlandırdığı sıfatlarla vasfedileceğinde ve noksan ve eksik sıfatlarda vasfetmenin doğru olmadığında, icma ve ittifak etmiştir.

Biz kesin olarak biliyor ve inanıyoruz ki; “O'nun misli ve benzeri yoktur” (Şura: 11) ve O'nun kemal sıfatlarından herhangi biri hakkındaki kelamının da bir benzeri yoktur. İşte O'nun kemal sıfatlarını belirten eşsiz ve benzersiz kelamından bir bölüm:
“Ey Muhammedi De ki: “O Allah, bir tektir. Allah herşeyden müstağni (ihtiyacı bulunmayan) ve her şey O'na muhtaçtır. O, doğurmamış ve doğmamıştır. O'nun hiçbir eşi ve benzeri, dengi yoktur.” (İhlas: 1-4)

İbni Abbas, yukardaki ayetlerde geçmekte olan “Es-Samed” sıfatını açıklarken, şöyle demiştir:

Es-Samed: İlminde, sonsuz olan, alim sıfatının azametinde eşsiz olan, kudretinin üstünlüğünde dengi bulunmayan, hikmetinin genişliğinde nihayet bulunmayan, hasılı, büyüklüğünde hiçbir sonu olmayan ululuk, demektir.”

İbni Mesud ve daha başkaları da şöyle söylemişlerdir:

Es-Samed: Boşluğu ve noksanı bulunmayan; Ehad ise, benzeri bulunmayan” demektir.

Bu duruma göre, yüce Allah'ın, “Es-Samed” sıfatı, kemal sıfatlar ile muttassıf olduğunu ve her türlü noksanlıklardan uzak ve münezzeh bulunduğunu ifade etmektedir. “Ehad” sıfatı ise, misli ve benzerinin olmadığını bildirmektedir.

Biz bu surenin tefsirinde; surenin, Kur'anın üçte birine eşit olduğunu geniş bir biçimde açıklamıştır.

Allah’ımın rhameti üzerine olsun...Umarım bu kadar açıklayıcı bilgi yeterli gelmiştir...Şimdi şehide delilleri varsa cevap versinler...Fakat onlardan ricam bizlere “Çiruk” (Masal) anlatmasınlar....)

(Bir konu hakkında yazı hazırlamak inanın o kadarda kolay değildir...Birçok kaynağı teker teker okuyacak konuyla irtibatlı ayetleri ve sünneti bulacak önce kendin okuyacak sonrada üzerine anladıklarını nakş edeceksin..Bu çok emek isteyen bir iştir...Siz okuyacalarımızın azıcıkta olsa düşüncelerini yeniden gözden geçirmesine vesile olmuşsak bu bizim hedeflediğimiz ve ecrimizi Rabbimizden beklediğimiz bir mutluluğumuzdur...Bir müslüman olarak ve Medineweb yöneticisi olarak elimden geldiğince bu tarz çalışmaları sizlerin kütüphanenize taşımaya devam edeciğim inşAllah...)

....Emenetçilerin en emini olan Allah’a emanet olunuz.....

Cenab-ı Hak bu zindanda bu kez bana Kur'an'ın manalarını ve ilmin easları ile ilgili -pek çok alimin elde etmeyi umduğu- birçok şeyin sırrını açtı. Şimdi, zamanımın çoğunu Kur'an'ın manalarından başka şeyleri incelemek için harcadığımdan dolayı pişmanlık duyuyorum.


"Şeyhul İslam İbn-i Teymiyye"
__________________
Kimin Ne Dediği Değil / Allah'ın Ne Dediği Önemli.
Alıntı ile Cevapla