Durumu: Medine No : 6340 Üyelik T.:
19 Ocak 2009 Arkadaşları:20 Cinsiyet:Erkek Memleket:ANKARA Yaş:56 Mesaj:
6.134 Konular:
555 Beğenildi:1087 Beğendi:252 Takdirleri:10770 Takdir Et:
Konu Bu
Üyemize Aittir! | Cevap: 1.Cüz Notları ( Ortak Çalışma) FECR yazdı: Alıntı: HAMD: Övgü,şükür medh,sena gibi anlamlara gelse de Kur’an’ın orijinal kelimelerinden birisidir.Övgü,sena medh ve şükür yani teşekkür insanlar için de kullanılırken, hamd sadece Allah için kullanılır. İnsanlara hamd edilmez ama insanlara teşekkür edilebilir.
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. ( Fatiha-1) RAB:Terbiye etmek,yetiştirmek, ıslah etmek,sorumluluk almak, istediğini yapmak, başkan olmak,nimet vermek, üstünlük, efendilik , söz sahibi olmak,kendisine itaat edilen efendi, yönetici gibi bir çok anlamları vardır ki tapınılacak tek rab vardır, O da Allah’tır.
Hamd, Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur. ( Fatiha-1) MALİK: Yetki sahibi, güç sahibi, otorite sahibi anlamına gelir.
Din gününün malikidir.( Fatiha-4) İBADET: Kulluk etmek, tapmak, emre amade olmak,kölenin efendisine boyun eğdiğini,sözünü tuttuğunu göstermesi,kulluk görevini eksiksiz yapmak anlamlarına gelir. Ki insanlardan istenen sadece ve sadece Allah’a kulluk etmeleridir. Zaten insanlar Allah’a kulluk etmek için yaratılmıştır.
Allah'ım!) Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.(Fatiha-5) İSTİANE: Yardım dileme, zayıf olan birisinin güçlü olana sığınması, ondan medet umması, derdine çareyi Allah’tan istemesidir.
Allah'ım!) Yalnız sana kulluk eder, yalnız senden yardım dileriz.(Fatiha-5) DALALET: Sapıklık, yoldan sapmışlık,İslam dışındaki tüm yollar, şeytanın yolu, vahye karşı cephe alanların yolu, peygamberlere karşı çıkanların yolu
Bizleri doğru yola hidâyet et, o kendilerine in'am etmiş olduğun zâtların yoluna ilet, gazaba uğramışların ve sapık bulunmuşların yoluna değil.( Fatiha-6-7)
__________________
| FECR yazdı: Alıntı: HÜDA:Hidayete götüren.Kur’an’ın özelliklerinden birisidir.
İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.(Bakara-2) SALAT:Türkçeye namaz olarak çevrilir.Ama namaz da Farsça bir kelimedir. Salat;dua, istiğfar dileme,destek vermek gibi anlamlarına gelir,ıstilahi olarak da bugünkü kıldığımız şekliyle namazdır. Ama “ekımus salat” ifadesiyle gelen namaz ile sadece salat diye geçen ayetler arasında anlam farklılığı vardır.
Onlar, gaybe inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarfederler.(Bakara-3) İNFAK:Kelime olarak harcama,sarfetme anlamanına gelir.Istılahi olarak;İnsana Allah tarafından verilen malın yoksullara, ihtiyaç sahiplerine verilmesi,harcanmasıdır. Ama infakı sadece mal ile sınırlamak doğru değildir. Allah’ın bize verdiği ilimi başka insanlarla paylaşmak da infak kavramının içine girer.
Onlar, gaybe inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarfederler.(Bakara-3) YAKİN:Sözlükte tereddütsüz , kesin,şüphesiz ilim anlamına gelir. Tereddütün olmadığı, kalpte şüphe bulundurmayan bilgi. Yakin üçe ayrılır:1-İlme-l yakin 2-Ayne-l yakin 3-Hakka-l yakin.
Onlar, sana indirilen Kitap'a da, senden önce indirilenlere de inanırlar; ahirete de yalnız onlar kesinlikle inanırlar.( Bakara-4) İNZAR: Uyarmak, ikaz etmek, dikkati çekmek anlamına gelir. İçinde korku bulunan bir haberdir.Müjdelemenin zıddıdır.Istılahi anlam olarak; Allah'ın, kitapları ve Peygamberleri vasıtasıyla insanları, inkar, şirk, nifak ve isyan gibi, ilahi azaba ve cehenneme girmeye sebep olacak her türlü inanç, söz, fiil ve davranışlardan sakındırması, gelecek tehlikeyi önceden bildirmesi, böylece onları iman, ibadet ve itaate yöneltmesidir.Bütün peygamberlerin en önemli görevlerinden birisi inzardır.
Şüphe yok ki, inkar edenleri, başlarına gelecekle uyarsan( inzar etsen) da uyarmasan da birdir, inanmazlar.(Bakara-6) AZAB:Ceza, eza,işkence, insana elem veren ve zor gelen şey.İnkarve isyan edenlerin Allah tarafından dünya ve ahirette cezalandırmasıdır.
Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde vardır ve büyük azab onlar içindir.(Bakara-7) MARAZ: Hastalık,illet,dert anlamına gelir.
Kalblerinde hastalık(MARAZ) vardır, Allah hastalıklarını artırmıştır. Yalan söyleye geldikleri için onlara elem verici azab vardır.(BAKARA-10) SEFİH-(çoğulu)SÜFEHA: Beyinsiz, aklı ermez,akıl noksanlığı olan. Görüş ve düşüncede heva ve hevese uymak, akıl ile değil zevk ile hareket etmektir: Bu da aklın hükümsüz kalmasından dolayı budalalıktan kaynaklanır.Ağırbaşlılık ve akıllı olmanın zıddıdır.
Onlara: İnsanların iman ettiği gibi siz de iman edin, denildiği vakit «Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmak kişilerin) iman ettikleri gibi iman eder miyiz!» derler. Biliniz ki, sefihler ancak kendileridir, fakat bunu bilmezler (veya bilmezlikten gelirler).( Bakara-13)
|
__________________ Selam Hidayete Tabi Olanlara
Kur'an Senin Lehinde ve Aleyhinde Hüccettir(Müslim)
|