Cevap: Vahdet-i Vücut (Vücudun Birliği), Vahdet-i Şuhut (Şahit Olunan Birlik), Fenafi
[QUOTE=muhsin iyi;166584]İslam tasavvufunda vahdet-i vücut kuramı pek çok yanlış anlamalara konu, itikadi istismarlara da neden olduğu için ikinci bin yılın müceddidi olan İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s.) bunu vahdet-i şühud kuramıyla karşılamış ve İslam dinine ve tasavvufun ruhuna uygun olarak yeniden tanımlamıştır: Ona göre Allahın (c.c.) zatı ile varlık âlemi arasında hiçbir bağ yoktur. Varlık âlemi O değildir, Ondan gelmiştir. Allah (c.c.) ne maddedir, ne de madde cinsinden tasvir edilecek bir şekle sahiptir. Allah (c.c.) akla gelen her şeyden başkadır. Onun zatını düşünmek, Ona varlıklarda olduğu gibi zati nicelik ve nitelik yakıştırmak doğru değildir. Varlık âlemi Onun güzel isimlerini gölgelerini tanıtmak için yaratılmıştır. Yoktan yaratıldığı için Allah (c.c.) karşısında da bir varlığa sahip değildir.
Vahdet-i vücut görüşünü savunanlar, düşüncelerinin özeti olan Her şey Odur., Enel-Hakk (Ben Hakkım) sözleri ile farkına varmadan bir itikadi yanlışlığa ve istismara kapı açmışlardır. İmam-ı Rabbani Hazretleri (k.s.) bu sözlerin sahibi olan Şeyh Muhyiddin İbni Arabinin (k.s.), Hallac-ı Mansurun (k.s) ve onları bu tür sözlerle takip edenlerin iyi niyetlerini dile getirmekte ve bu büyüklerin veliliklerini de tasdik etmektedir. Ama bu ve benzeri sözlerin tasavvufi bir halle ve manevi bir sarhoşluk ve muhabbet eseri olarak ağızlarından çıktığını da belirtmektedir. Üzerlerinde böyle manevi bir hal ve sarhoşluk bulunmayanların bu sözleri tasavvuf büyüklerini taklit etmek amacıyla görünen anlamlarını kastederek söylemeleri küfre düşmelerine yol açabilir. Rahman razı olsun kurban ... |