Tekil Mesaj gösterimi
Alt 22 Mart 2012, 22:08   Mesaj No:36

Yitiksevda

Medineweb Emekdarı
Yitiksevda - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Yitiksevda isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 2
Üyelik T.: 10 Nisan 2008
Arkadaşları:3
Cinsiyet:Erkek
Memleket:MALAZGIRT
Yaş:47
Mesaj: 5.077
Konular: 295
Beğenildi:126
Beğendi:24
Takdirleri:153
Takdir Et:
Standart Yakın Tarih Araştırmalarından Bir Kesit

Alıntı:
iklimya Üyemizden Alıntı Mesajı göster
insanlar kırılmasın diye özdegerlerimden taviz veremem sayın yitik.

Adam aldırma da cek git diyemem aldırırım. ciğnerim ciğnenirim
Hakkı tutar kaldırırım.

benim felsefem bu ne yapalım .))
Eyvallah felsefenizi takdir ediyorum Zalime alkış tutmamak İman gereğidir. Rahmetli Mehmet Akif Ersoy'un sözleri hakkı anlatmaktadır...Öz değerlerinizden taviz vermenizi isteyen yok özdeğer ancak ve İslam'ın esasları üzere bina edilir sizde iyi bilirsiniz...

Bakın yine tekrarlıyorum İnsanların kırılmaması adına bu tür konulardan sakınıyorum ve yazmıyorum ama yazma mecburiyetinde kaldığımda ne atayı tanırım ne tc cumhuriyetini ne de Katil ordusunu bu hususta sessizliği tercih edişimin tek nedeni vahdet'tir lütfen bu konuda acıları çeken iyi bilir biz çok çektik halende çekmekteyiz kimse babasının keyfine dağa çıkmadı piknik içinde gitmediler onların verdiği birçok bedel sonucu bugün bizler dilimizi müziğimizi örf adetlerimizi kısmide olsa halen devam etmekte olan asimile projeleri içerisinde az çok yaşayabilmekteyiz...

Tc'nin kuruluş felsefesi dinsizlik üzeredir ve dinsizlik ilede yönetilmektedir. Müslümanlara Hicret etme izni Kur'an ile sabittir lakin sosyal imkansızlıklardan ve benzeri sorunlardan dolayı bunu yapmak hususunda aciz kalıyorum lakin imkanım olsa bir dakika bu ülkede kalmam kimliğini bile cebimde taşımam inşallah benim için o günlerde gelecek kurtulacam bu dinsiz kemalist faili meçhullerin ordusunun ülkesinden...

Duygular ile hareket tarzını benimsememekte ve duygusal tüm yaklaşımlara Kur'an ile düzeni önemsemekteyim birilerine kafir leninist kominist zerdüşt ve benzeri ithamlarda bulunmak kadar kolay bir şey yoktur. Müslümanlar adam olsa idiler vakti zamanında KÜRT halkına yapılan zulmü soykırımı görmeleri gerekirdi Bu hususta eli dili ve benzeri ile görenleri tenzih ederim toptancı değilimdir.

İslam'ın özdeğerlerinden uzak yaşam sergileyen Müslümanlar bu dava bizi alakadar etmez sosyalist ve benzeri yaftalamalar ile zamanında uzak durdular bunu gören Örgüt İslam'ın öz değerleri insanlık değerleri üzerinden halk kitleleri arasında sarsılmaz kaleler oluşturdular canla başla malla çoluk çocuk ile bu davaya insanları bağladılar bu onların hüneri falan değildir İslam'ın insanlığa sunmuş olduğu Adalet,Özgürlük,Eşitlik ve benzeri Kavramların onlar tarafından kullanılması neticesinde toplamış olduğu toplulukların hüneridir...

Zalim güçler her daim karakterleri gereği bir beldeye girdikleri zaman, o beldenin düzenini bozarak halk arasında izzet ve onur sahibi kişileri yok etmek için var güçleriyle mücadele ederler, bu hakikati bile-bile onlar ile dostluk edenleri ve mücadele etmeyenleri Allah zalimlerden saymaktadır.

Allah, yalnızca, inanc(ınız)dan dolayı size karşı savaşan ve sizi anayurdunuzdan süren veya (başkalarının) sizi sürmesine yardım edenlere dostlukla yaklaşmanızı yasaklar; ve (içinizden) onlara dostluk gösterenlere gelince, gerçek zalimler işte onlardır!
(Mümtehine-9)

Yakın zaman içerisinde Allah’ın hükümlerini yok sayan rejime karşı durmak çok ağır bedeller ile ödeneceğini bilerek hakkı haykırmaktan geri durmayan izzetli Âlimler bedelini canları ile ödemekten geri durmamışlardır.

Ülkemizin emperyalist güçlerin, sistemleri ile yönetildiği, Müslümanların katledildiği âlimlerin cahil cahillerin âlim gösterildiği harf inkılâbı ile başlayan asimile süreci içerisinde neye uğradığını bilemeyen toplumu kendi amaçları için din kisvesi altında kullandıklarını şu vereceğim birkaç söylem ile örneklemeye çalışacağım:

Mustafa Kemal’in 15.9.1919 tarihinde Malatya’da Hacı Kaya ve Şehzade Mustafa’ya çektiği telgraf:

‘’Ülkenin müdafaası söz konusu olduğu zamanlarda. Kürtler, kardeş ve kurtarıcı. Sizler gibi din ve namus sahibi büyükler oldukça Türk ve Kürt birbirinden ayrılmaz ve öz kardeş olarak yaşayacaklar ve makam-ı hilafet etrafında sarsılmaz bir vücut halinde iç ve dış düşmanlara karşı demirden bir kale halinde kalacaklardır:

Aynı mecliste Erzurum mebusu olarak bulunan Hüseyin Avni Bey’in toplantıların birinde dile getirdiği ‘’Bu Kürsüde konuşma hakkı iki millete aittir. Kürtler ve Türkler’’ düşüncesi susturulmak yerince kuvvetli bir alkışla destek görmüştür.

10 Şubat 1922’de Mecliste çoğunluğun kararı ile Kürtlere özerklik verildi.64’e Karşı 373 milletvekilinin oyu ile kabul edilen ‘’Kürtlere Özerklik Yasası’’ Cumhuriyet tarihinin ilk ve son özerklik yasası oldu.

T.B.M.M Gizli celse zabıtlarından 9 ve 11 Şubat 1991 günlerinin zabıtları olduğu halde, bu tasarının tartışıldığı 10
Şubat günü zabıtları olmadığı belirtiliyor.

(Yeni Ülke 23 Şubat 1991)

2: Meclis Döneminde Kendi amaçlarını şu beyanatlar ile açıklamışlardır:

CHP’li Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt Ödemiş’te şunları beyan ediyordu:

‘’Biz Türkiye denilen, dünyanın en hür ülkesinde yaşıyoruz. Mebusunuz inançlarından samimiyetle bahsetmek için buradan daha müsait bir ortam bulamazdı. Onun için hislerimi saklamayacağım. Türk, bu ülkenin yegâne efendisi, yegâne sahibidir. Saf Türk soyundan olmayanların bu memlekette bir tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı. Dost ve düşman ve hatta dağlar bu hakikati böyle bile.
(Milliyet Gazetesi 19 Eylül 1930)

İsmet İnönü Sivas demiryolunun açılışında şu demeci verir:

‘’Beş seneden beri doğu vilayetlerimizde vukua gelen ve kökü dışarıda entrikalarla körüklenen isyan, bugün gücünün yarısını kaybediyor. Bu ülkede sadece Türk ulusu etnik ve ırksal haklar talep etme hakkına sahiptir. Başka hiç kimsenin böyle bir hakkı yoktur.
(Milliyet Gazetesi 31 ağustos 1930)

‘’Kürtler ufak-ufak kafilelere ayrılıp, silahlarından arındırılarak değişik bölgelere gönderilecek ve orada genel nüfusun % 5 ini geçmeyecektir. Kürt mülteciler yerlerine geri gönderilmeyecektir.
(Tehcir Kanunu Madde 12)

‘’…Kürtlük makamının kökünden sökülüp atılması, kaçak hainlerin İngiliz parası ile Kürtleri aldatarak padişaha ve askere karşı kışkırtmaya uğraştıkları, bunlara uyanların hiç bağışlanmadan acımasızca yok edileceğinin her yana hızla bildirilmesi.
(Mustafa Kemal’in Malatya 15. Alay Komutanı İlyas Bey’e Çektiği Telgraf)

Kemalistlerin de yaptığı… Kütüphanelerde Kürtlerle ilgili, onların tarihiyle ilgili ne varsa yok edildi. Kürt beylikleri zamanında yapılan tarihi yapılar yıkılıp yerlerine askeri kışlalar yapıldı. Tüm yöre adları değiştirildi.
(Paradigmanın İflası, Fikret Başkaya)

1925’te Belirlenen Şark ıslahat planının 14. Maddesinde şöyle deniliyor:

‘’Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Bitlis, Van, Muş, Urfa, Ergani, Hozat, Erciş, Adilcevaz, Ahlat, Palu, Çarsancak, Çemişgezek, Ovacık, Hısn-ı Mansur (Adıyaman) ,Besni, Arga Hekimhan, Birecik, Çermik vilayeti ve kaza merkezlerinde hükümet ve belediye dairelerinde ve diğer kuruluşlarda, okullarda çarşı ve pazarlar da TÜRK’ÇEDEN baş dil kullananlar hükümet ve belediyenin emirlerine aykırı davranmakla suçlanacak ve cezalandırılacaktır.

Kürtler Rus cephesinde, Çanakkale’de Suriye cephesinden Fransızlara karşı kahraman kardeş! İken işleri bitince yok sayılmaya başlandı. Yasaklamalar ile inkâr edilmeye başlamaya öncelikle direnenleri yok etmek ile sürgün ederek mecburi iskâna tabi tuttular. Daha sonra bunların Türk ırkından oldukları Dillerinin bozuk Farsça olduğu. Türkler ile orta asyadan göç ederek İran’ın güneyinden Anadolu’ya yerleştikleri ‘’Dağ Türkleri’’ oldukları tezleri üretilerek Türk toplumu inandırılmaya çalışıldı. Bu amaçlarını doğrulamak adına Tarih kitapları, Coğrafya atlasları, ansiklopedi ve okul kitapları yazdırılıp hazırlatıldı.

Yapmış oldukları bu asimile, inkâr politikalarını desteklemek için Türk Tarih kurumu, Türk dili araştırmaları vb kurumların bünyesinde Cumhuriyet profesörleri! Çok sayıda kitap ve tezler yazmaya başlamıştır. Bu iddialarını haklı kılmak için Asker emeklisi veya Mit görevlilerince sivil görünümlü yayın evlerinde aynı kalemlerden çıkma birebir aynı önsözler ve kitaplar ile sözde milli bir gerçeği halka anlatmak için parasız kitaplar neşredip dağıtılmıştır.
(Kürt Meselesi, Kon Yayınları Ankara 1979 Kürt Sorunu belgelerle Türk Tarih Dergisi Yayınları 1970,s.3)

Bu ve benzeri daha birçok asimile ve inkâr yazıları bizatihi Kemalizm’in eli ile kalemleri satılmış insanlara yaptırılmıştır. Kürt sorunun tarihi süreci bazı Müslümanların beyinlerine kazımış oldukları batılı güçlerin yakın tarihte yapmış olduklarından ibaret olmayıp Osmanlının çöküşü ve Cumhuriyetin tek ulus tek devlet tek millet tek dil anlayışını dayatması ve buna karşı çıkanları yok etmesi ile başlamıştır.

Devlet politikası olarak, yapılan uygulamalar neticesinde yok sayılmaya çalışılan bir kavim kendi haklarını arama adına belli dönemlerde ayaklanmalar göstermişseler de her daim devletin zorba anlayışı ile susturulmuşlardır. Son 30 yıllık süreç içerisinde binlerin kanının dökülmesine sebep olan politikalardan nemalanan örgütler bu sorunun bitmemesi için var güçleri ile bu durumu düzeltmeye çalışanlara karşı durmaktadırlar.

Ergenekon dediğimiz, terör örgütünün gelir kapısı olan kan üzerinden beslenme anlayışına mecliste bulunan siyasi oluşumlar kendilerinin de bitmemesi için her daim taşeronluk yapmaktadırlar. Müslüman Kürt halkının temsilcileri ancak ve ancak Şeyh Said, Üstad Saide Kurdi,Ahmede Xane,Selahhaddini Eyyubi,İmam Teymiye, vb âlimler olabilir bunların anlayışı dışında kalan yapılanmalar vampirlerdir Kürt halkının temsilcileri değildirler, olamazlarda.

Üstad’ın Müslüman Kürtlere yaptığı şu çağrı etrafında Tevhidi bir bilinç ile yalnızca Allah’a kulluk edilmesi gerektiğini idrak ederek mazlumların sorunlarına el atmalıyız.

Ey Asurîler ve Keldanilerin cihangirlik zamanında öncü, kahraman askerleri olan arslan Kürtler! Beş yüz senedir yattığınız yeter. Artık uyanınız. Yoksa vahşet sahrasında vahşet ve gaflet sizi boğacaktır.

"Hikmet-i İlahi" denilen, kâinat merkezinin nizamı ve telgraf hattı gibi bütün âleme uzanmış ve dağılmış Nurlu İlahi Kanun'un esası olan İlahi Hikmet, ufukların ötesinden kader elini kaldırmış, size emrediyor ki: "Parçalanmışlık sonucu su gibi damla-damla olmuş hamiyet ve kuvvetinizi, İslamiyet'in milliyet fikri ile 'bir ve beraber' ediniz. Atomların birbirini çektiği gibi (siz de birbirinize yapışıp) milli ve umumi bir gücü teşkil ederek Kürt gibi büyük bir kitleyi küre gibi çeviriniz. İslam güneşinin ışıklarına bağlı olmanın ölçüsü ile de umumi düzeni (oluşturup) muhafaza ediniz.(Divan-ı Harbi Örfi, Hatime İçtima-i Reçeteler )

Bugün dünya çapında zulmeden zalim düzenlere karşı artık uyanan mustazaf halkların kıyama kalkışı ve zulüm saraylarını yıkmaları, tarihin her döneminde kendilerini ve kendi elleri ile hazırlamış oldukları beşeri kanunlarını ilah yerine koyanların, insanları kendilerine kul ve köle etmeleri yetmezmiş gibi maddi ve manevi tüm değerleri ayaklar altına alıp çiğnemekten zevk alan tüm tağuti sistemlerin ve bu tağuti sistemleri halklara zorla dayatanların sonları her daim viran olmuş ve düzenleri Allah’ın ipine sımsıkı yapışmış olanlarca tarumar edilmiştir.

Sünnetullah her zaman değişikliğe uğramadan devam etmekte ve tarih tekerrür etmektedir. Günümüz zalimlerinin zulüm sistemleri hakkı haykıranların zaferlerine maruz kalacağını Allah Nurunu tamamlayacağı müjdesi ile bizlere bildirmektedir.

İstediğiniz hususta istediğiniz dilde konuşabiliriz dışardan herşeyi toz pembe gören mantık sahiplerine binaen bu paylaşımı yaptım Hamdolsun IRKÇILIK Mikrobunun ŞEYTANDAN olduğunu iyi bilmekteyim yalnız Zulüm noktasında bu politikalar tc nin kuruluşundan bu güne devam etmektedir ve halende devam ediyor o yüzden bu konulara çok fazla girmek istemiyom varsa tartışmak isteyen buyursun her şeyi ifşa edelim hakk ve batıl bir birinden ayrılsın sabrım taştı çünkü...
__________________
Sakın başkasının kölesi olma; çünkü ALLAH seni hür yaratmıştır .

-İmam Ali- (a.s)
Alıntı ile Cevapla