Konu Başlıkları: ınşirah suresi tefsiri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 08 Nisan 2008, 22:12   Mesaj No:5

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: ınşirah suresi tefsiri


2,3-"Sırtını ezen, belini büken-çatırdatan o ağır sıkıntı yükünü senden indirmedik mi?

"Vizr" kelime olarak ağır günah anl----- gelmekteyse de bu ayette ağır sıkıntı, gam, keder ve tasa olarak yorumlanmıştır (Yazır,9/295).

En başta Vahiy ağırlığı gelir ki, Müzzemmil Süresi, 5.ayette : "Üzerine ağır bir söz bırakacağız!" şeklinde beyan edilmiş ve Peygamberimiz gelip, üzerinin örtülmesini istemişti. O'na, bütün Peygamberlerden farklı olarak; evrensel çapta bütün insanlığın sorumluluk yükü yüklenmişti!..

Öncelikle Peygamberimiz verilen (Duhâ süresinde hatırlatıldığı gibi) büyük nimetlerin sorumluluk ağırlığını vicdanında derinlemesine hissediyor ve Allah'ı, Allah'ın büyüklüğüne göre tanıma, ibadet etme, şükretme ve Peygamberlik görevini hakkıyla yerine getirme hassasiyetini taşıyordu. Bunların yanında Mekke toplumunun, Puta tapması, Vahyi hafife alıp alay etmeleri, Peygamberimize deli ve büyücü şeklinde iftiralar atmaları, Müslümanlara işkence yapmaları da Peygamberimiz ağır gelen ve üzen sebeplerdi (Yazır,9/297-8).

Peygamberimizin, Mirac'a giderken olduğu ve bu sûrede de kapalı bir şekilde ifade edildiği gibi, göğsü gerçekten yarılıp fizik ötesi bir müdahale gerçekleşmiş olsun ya da olmasın ( Yazır,9/292), sonuçta Allah bu seçkin Peygamberinin Ruhuna, nur, marifet, ilim, hikmet, güç ve huzur vermiştir.

"Vizr" yani günah kavramını gerçek anlamıyla ele alırsak, çıkaracağımız ders; günahlarımızdan arınmak ve günahlarımızın oluşturduğu, ruhumuzu zorlayan belimizi büken psikolojik rahatsızlıklardan uzaklaşma adına gönlümüzü açması için Allah'a yöneltmek olmalıdır.

İnsanın ruhunu ezen, ağırlığıyla zayıf düşüren bütün sıkıntı, kaygı, korku ve üzüntülerin oluşumunda, yerleşmesinde, güçlenmesinde ve insanın hayatını etkilemesinde "Vizr" kavramı, "Sadr" ve "Şerh" kavramlarının içerdiği anlamlarla yakın ilişkisi içindedir.

Vizr, diğer tanımlama ile psikolojik her ağırlık; ister doğrudan günahlardan kaynaklansın isterse insanın biyolojik ve psikolojik rahatsızlıklarından dolayı ortaya çıkmış olsun, sonuçta insan ruhu için problem oluşturan bir anlam ihtiva etmektedir.

Buna göre "Vizr" kavramının, Psikolojik hayatın bütün olumsuzluklarını temsil ettiğini söyleyebiliriz. Günahın büyüğünün ve küçüğünün olması gibi, psikolojik rahatsızlıkların da farklı boyutlarda olup ruha değişik derecelerde ağırlık ve sıkıntılar verdiğini düşünebiliriz.

Sözgelimi "Vesvese" insanın bilinçaltı ve hayal dünyasına gönderilen süslü bir görüntüden ibarettir ve çoğunlukla kaçınmak zordur. Ancak insan bunu "Evham" haline getirir, iç dünyasında şişirir büyütürse, değişik fobilere yol açabilir, paronaid bir kişilik bozukluğu yaşayabilir. Vesvese aslında hayalî ve hafif bir özelliğe sahip olmasına ve bunu olumlu ileri adımlar için bir vasıta yapma şansına sahip bulunmasına rağmen, insan bunu büyüterek ağırlaştırıp ruhuna yüklerse, psikolojik hayatını tehlikeye atmış olacaktır.

Ele aldığımız bu üç kavramın ortak özelliği, kapsamlarının geniş, etkilerinin güçlü olması, insanı bütünlük içinde ve derinlemesine ifade etmeleridir. Bu kavramın, özellikle psikoloji ve Pedagoji ilimleri için son derece yararlı açılımlar sağlayabileceği söylenebilir.

"Sadr" kavramı Ruhun tamamını kapsayan bir anlam ve yapı içermektedir. Vizr de ruha ağırlık veren her çeşit olumsuzluğu simgelemektedir. "Şerh" ise ruhtaki bütün tıkanıklıkların giderilmesi, iman ilim ve hikmetle donatılması, bunun sonucu olarak da ruhta sevinç, huzur ve saadetin hakim olmasıyla Psikolojik denge ve ahengi anlatmaktadır.

Psikolojik ağırlıklardan arınarak şerh edilen bir sadr, nefsin tezkiyesiyle, inanç ve bilgiyle aydınlanmış akıl kalp ve nefis bütünlüğü içindeki ruhun tanımı olarak karşımıza çıkar. Ve psikolojik olarak, duygu, düşünce ve davranışlar anlamında olumlu, yararlı, düzenli ve sistemli ve de huzur verici fonksiyonlara sahip olduğunu ifade eder. Özetle Allah'a yönelen, "Sadr"ını ona yöneltip açan insana Allah da yönelir ve huzur, mutluluk ve ferahlıkla ruhuna genişlik verir.

Öte yandan bu ayet, hiç kimseye kaldıramayacağı yükün yüklenmeyeceğini ifade eden ayeti hatırlattığı gibi (2/286) böyle bir durum söz konusu olduğunda bu yükün kaldırılacağı konusunda da ilahî bir teminatın verildiği şeklinde bir yorum da yapılabilir. Hayatî sınırdaki rızkın taahhüt altına alınması gibi...

Bu aynı zamanda sabır gücünün, insanın başına gelebilecek her zorluğu aşmada yeterli olacağı ve insana her psikolojik rahatsızlıkla baş edebileceği konusunda, güçlü bir iç enerjisinin verileceği anl----- da gelir.

Bu sabır ve tahammül enerjisi konusu, insanın belini çatırdatacak kadar ağırlığı olan zorluklar konusunda da geçerli olmaktadır, bir işi bitirip yeni bir işe başlama gücünü kendini bulma konusunda da...Ve bu dayanma gücü, insanın şânının yükselmesi, bir isim yapması, iş, eş ve aş sahibi olma-sı ve insanlığa çaplı projeler sunması adına hayatta hedeflediği başarılar için de son derece gereklidir.

Ve insanın himmetinin çapı millet bazında buut kazanmışsa, en azından bir aileyi idare etme zorluğu içinde, milletleri perspektifine almışsa, bu sabır enerjisinin gerekliliği evrensel bir boyut kazanmış demektir. Hz.Nuh'un 950 yıllık sabır dolu hayatı, zamana karşı sabır açısından bize bir ipucu verebilir.

Bu sebeple insanın, hem mevcut sabır gücünü ölçülü ve yerinde kullanması hem de, sabır gücüne yeni bir sabır gücü eklemesi gereği ortaya çıkmaktadır.
Alıntı ile Cevapla