Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10 Nisan 2008, 20:03   Mesaj No:26

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.081
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Mekke geceleri Beyazdır


[B]kâbe uzak değil
Sevgili dostum,
Yolculuklar tekdüze akip giden hayatimizin kirilma noktalaridir. Ayağimiz siki sikiya yere yapişik, durup durdukça geçip gitmez sandiğimiz ömür sermayesi, her ayrilikla kiyisindan köşesinden ufalanir. İnsan sefer” olduğunu hatirliyor yolculukta. Alişageldiğimiz şeylerden koptukça Òaceleci bir misafir" sifati gelip oturur üzerimize. Zamanin durgun ve sessiz akişi, küçük ayriliklarla köpükleniyor, ayrilik anlari dere yatağinda beklenmedik çağlayanlar gibi gürültülü bir düşüşle emiyor zamani. Oysa değişen bir şey yoktur, zaman zaten akmaktadir da, gürültüsünü yeni işitiyoruzdur.
Ayak diremeye ne hâcet! Nihâyet ben de sen de her günbatiminda rüzgârini yüzümüzde hissettiğimiz durmak bilmez bir seferberliğin erleri değil miyiz? Gel gör ki, insan kolayca kabullenemiyor gidişini. Kimilerinin dünyanin döndüğünü kabul etmeye yanaşmamalarini şimdi anliyorum. Bu mesele sadece Galileo ve Kilise arasinda kalacak kadar basit değil. Kim olsa, kararsizliği, gelip geçiciliği yakiştiramiyor dünyasina. Dünya dönmesin istiyor, seyrü sefere kör ve sağir kalmak istiyor. Onca mezartaşi, gelip geçenlerin tek kelimelik, kati, tok ve yalin birer nasihati olarak gözümüz önünde dikilip dururken, aklimiz taş üstüne taşlar koyup burada biraz daha kalmanin hayâli ile meşgul. Sadece dünyanin dönüşünü değil, kendi dönüşünü de unutuyor insan. Döneceği yeri unutuyor. Seferden geri kalmak istiyor. Gönderilmişliğini hatirlamak istemiyor.
ÒUyku ölümün küçük kardeşidir," diyen haklidir şüphesiz. Uyku, bir ölçüde herşeyi terkedişi saklar içinde. Göz kapaği kadar incecik bir perdenin gerisinde, eşinden, dostundan, şehrinden, makamindan, rütbenden ve nihayet kendinden kopuverirsin. Herkesle ve herşeyle olan bağlarin çözülür. Habire eğirip durduğun hayat yumaği dağiliverir. Ayaklarimiz dünya toprağindan çekilir, zamani ve zamanimizi unuturuz uykuda.
Uykuyu Òölümün küçük kardeşi" diye bilenlerin bilmesi gereken bir şey daha vardir. Ölümün uykudan başka kardeşleri de olabilir pekâlâ. Yolculuk gibi, ayrilik gibi meselâ. Zaten uykuyu da ölüme kardeş eyleyen bu ayrilik baği değil midir? Uykunun ayriliklarini farkinda olmadan yaşadiğimiz için olsa gerek, uykuda sakli ölümcükleri pek keskince hissedemiyoruz. Fakat yolculuğa bilerek giriyoruz; bile isteye uzaklaşiyoruz sevdiklerimizden; bağliliklarimizi kanimizi akitircasina sicak ve dirice kopariyoruz kalbimizden.
Niyetle başliyor yolculuk. Farkinda olmanin niha” ifadesidir niyet. O niyet ki, kalbimize düşer düşmez yaşadiğimiz mekani solgun bir güle dönüştürüverir. Etraftaki herşey birden eğretileşir, âdeta arzin çekim alanindan siyrilir, uçuşmaya başlarlar. Mekânla olan bağlarimiz zayiflar, müphemleşir. Mekâna bağliliğimiz çözüldükçe, zamanin da üzerimizdeki hükmü ağirlaşir, bir mahpus edâsiyla fenanin hükmünü boynumuza dolanmiş buluruz. Dünya ayaklarimizin altindan kaymiştir artik; yarina randevu verememek bulunduğun ânin daracik duvarlarini göğsüne bitiştiriverir. Zamanin pasli kilici değer yüreğine, ölümün soğuk nefesi yüzünü yalar geçer. Sen gidiyorsun, sen dönüyorsun.
Bu defaki yolculuğum, tam da zamanin beni alip götürdüğü yere doğru. Kâbeye gidiyorum. Hayatimin göllendiği yere doğru gidiyorum. Kulluğumun keskin siratlarda sinanacaği yere uçuyorum. Böylece Òhesap günü" ile ayni yöne düşüyor Kâbe”nin yöresi. Hergün beş vakit döndüğüm yere dönüyorum. Öteden beri yönelegeldiği yöreye dönmek, bir geridönüşü içerdiği için, insan bu yolculukta uzaklaşma değil, bir yakinlaşma duygusu yaşamali değil mi? Gurbet değil, sila kokmali alnina değen rüzgârda.
Ama, hayir! Kâbe”ye yönelmekle dehşetli bir uzaklik korkusuna kapiliyorum. Mesele, Kâbe”nin bulunduğum yere uzakliği değil, benim ubudiyet hâline uzakliğim. Bu yolculuk başdöndürücü bir uçurumu gün yüzüne çikariyor şimdi. Taklid” kibleye yönelişlerime hayiflaniyorum artik. ÒDöndüm kibleye" demek, O”ndan başka herşeyden, O”ndan haber vermeyen herşeyden yüzçevirmeyi gerektirmiyor muydu? Ne gam Kâbe bana uzak olsa! Lâkin ben Rabbime uzakmişim. Bu uzaklik, bu uçurum baş döndürüyor, ürpertiyor kalbimi! Nereye gitsem ayağimi uzak edemiyorum uçurum kenarindan!
Dilerim, dostum, Rabbim seni de beni de Kendine yakin eyler! Kâbe uzak değil oysa...
Alıntı ile Cevapla