Konu Başlıkları: Tin Suresinin Meal Ve Tefsiri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 11 Nisan 2008, 02:26   Mesaj No:2

Emekdar Üye

Medineweb Emekdarı
Emekdar Üye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Durumu:Emekdar Üye isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Medine No : 16627
Üyelik T.: 11 Şubat 2012
Arkadaşları:2
Cinsiyet:
Yaş:48
Mesaj: 4.079
Konular: 315
Beğenildi:49
Beğendi:0
Takdirleri:149
Takdir Et:
Standart Cvp: Tin Suresinin Meal Ve Tefsiri

TİN SURESİNİN MEAL VE TEFSİRİ -2-

“Sina dağına yemin ederim ki.”
Musa ( a.s )’ın Rabbi ile konuştuğu o ağaçlı ve meyveli dağa yemin olsun ki.

“Şu emin beldeye yemin ederim ki.”
İçine girenlerin canları ve malları konusunda güvende oldukları emin beldeye, yani şehirlerin anası Mekke’yi Mükerremeye yemin ederim ki.
Çünkü Kâbe cahiliyet döneminde de, İslam döneminde de insanlığa emniyet ve güven telkin etmiştir.
Al-i İmran suresinin 97. ayetinde “…oraya giren emniyette olur.”
İşte böyle bir emin beldeye ve kıyamete kadar insanlar için bir hidayet ve rehber olan Kur’an’ın indiği Mekke şehrine yemin ederim ki.
Sonuç olarak şunu diyebiliriz:
Hz. İsa ( a.s )’nın doğduğu ve İncil’in indiği zeytin ağaçlarıyla kaplı Beyti Makdise.
İncir ağaçlarıyla kaplı ve Peygamberler diyarı olan Dimaşk bölgesine.
Hz. Musa ( a.s )’nın Rabbi ile konuştuğu, Tevrat’ın indiği bölgeye ve Turi Sina’ya.
Hz. Muhammed’in doğduğu, Peygamberliğe başladığı, Kur’an’ın indiği vahyin merkezi ve medeniyetin beşiği olan o beldelere yemin ederim ki.
Bu dört bölgeye yeminlerden sonra Allah ( c.c ) asıl konuya dikkatimizi çekiyor. Oda insanın en güzel kıvamda yaratılması olayıdır.

“Biz insanı en güzel biçimde yarattık.”
Gerçekten biz insan cinsini en güzel yani, olması gereken kıvamda yarattık. Dış ve iç şekli güzel, boyu düzgün, uzuvlar birbiriyle uygun ve boya göre orantılı; bilgi, beceri, anlayış, kavrayış, akıl erdirme, iyiyi kötüyü ayırma, konuşma, düşünme ve edep sıfatlarıyla yarattık.
“Ahseni takvim”den maksat: En güzel biçimde ve eşsiz bir yaratılışta yarattık demektir. Burada şu hususa da dikkatlerimiz çekiliyor ve satır aralarının iyi okunmasının gerekliliği vurgulanıyor.
Biz insanı en güzel biçimde yarattık derken; erkeği en güzel şekilde yarattık demiyor. İnsan cinsini en güzel kıvamda yarattık. Dolayısıyla kadın erkek eşitliğinden de bahsediyor.
Fiziki yapıları farklılık arz etse de her ikisinin birbirlerinden çok farklı yönleri vardır. Kadının fizik olarak erkekten güçsüz yaratılışı, onun evde dövülme ya da sövülme sebebi asla olamaz. Aksine onun güçsüz oluşu toplum tarafından korunma ve saygı duyulma sebebidir. Allah kadın ve erkeği işlevleri ve sorumlulukları bakımından farklı yaratsa bile, neticede Allah katındaki inanç bakımından yükümlülükleri aynıdır.
İnsan nevi bütün yaratıklardan üstün yaratılmış ve diğer yaratılan her şey insanoğlunun hizmetine amade kılınmıştır. İnsan kendini küçük görmemeli ve vahyin inşasına muhatap değerli bir varlık olduğunu hiç unutmamalıdır.
Hz. Ali (r.a)’yi bu ayet coşturuyor ve insanı tarif ederken şöyle diyor: “Devan kendindendir. İlacın kendindendir. Hastalığın kendindendir. Sen kendini küçük bir şey zannedersin, ama bütün bir kâinat sende toplanmıştır.” Tabiattaki bütün elementler insanın vücudunda mevcuttur. İşte insan böylesine mükemmel bir varlık.

“Sonra onu aşağıların aşağısı kıldık.”
İnsan Allah’ın kendisine verdiği bunca nimeti unutunca, aşağıların aşağısı durumuna düşüyor. Niçin aşağıların aşağısı kılındı denilirse, cevabımız şu olur. Allah’ın kendisini yarattığı güzel sıfatlarla hareket etmedikleri için aşağıların aşağısına indiler. Şayet insan, kendisine verilen bunca güzel sıfatların gereğini yerine getirip amel etseydi yücelerin yücesi olurdu. Zira o, Allah’ın nimetine şükretmedi. Kendisine verilen bu özellikleri Allah’a itaatte kullanmadı. Cenab-ı hakta onu cehennemin en alt tabakasına indirdi.
İnsan zulmüyle dünyada alçalırsa ahirette de alçalır. İnsan imanla yücelir. Eğer iman olmazsa aşağıların aşağısına düşer. Bu gün bu aşağılıkları birçok ülkede çağdaşlık ve uygarlık adına sergilendiğini üzülerek görmekteyiz. Bugün Avrupa’nın birçok ülkesinde erkek erkeğe evlenmenin serbest olduğu, çıkardıkları kanunlarıyla yasallaştırılmıştır. İşte bu aşağılıktır. Çocuk yaştakilerin seks tuzağına düşürülüp pazarlandığı ve bunun bir sektör olduğu dünyamızda birileri kalkıp ta medeniyetten bahsedemez.
Bu aşağılığı yaşayan ve yaşattıranların uygarlıktan, medeniyetten ve çağdaşlıktan dem vurmaları; kendi aşağılıklarından haberi olmayan zavallılardan başkası değildir. Dünyada aşağılık bir hayat yaşayan, ahirette de cehennemin en alt derekesine atılacaktır. Çünkü dünyada sergilenen tüm aşağılıklar yaratılış gerçeğine yani, sünnetullaha aykırıdır.
Gelin şimdi hep beraber ahirette yükseleceklere bakalım.
Alıntı ile Cevapla